3

419 32 6
                                    

"Yalandan da olsa, ne güzel güldün o akşam bana."



🎧PİNHANİ — NE GÜZEL GÜLDÜN🎧



🌸




"Mirae!" başımı Yun'un sorduğu sorudan kaldırdım ve sesin geldiği yere, sınıf kapısına baktım. Felix başını duvara yaslamış bana bakıp gülüyordu. Gülümsedim ve ayağa kalkıp yanına gittim. Kalbim her bana baktığında deliye dönüyordu.

Çarpıştığımız günün üstünden bir-iki hafta geçmişti. Felix'le arkadaş gibi olmuştuk ama çok yakın değildik. Birbirimizi gördüğümüzde selam veriyorduk, fırsat buldukça da konuşuyorduk. Bu bile bana gerçekten yetiyordu.

"Bu akşam bizim evde bir parti var ve neredeyse tüm son sınıflar geliyor. Miu ve sevgilisi de orada olacak. Orada olmanı çok isterim."

"Bilemiyorum, gelemeyebilirim. Aileme sormam lazım."

"Tabii tabii. Sadece, gelirsen sevinirim. Hem istersen arkadaşlarını da çağırabilirsin. Nasıl istersen."

"Olur, buna hayır diyeceklerini sanmıyorum." dedim ve güldüm. O da bana güldü.

"O zaman sonra görüşürüz."

"Görüşürüz." dedim ve arkasından baka kaldım.

"Gördüklerim doğru mu? Yoksa şu ikisi flört mü ediyor?!" diyerek yanıma gelen Nari'ye güldüm.

"Hayır, öyle bir şey olamaz. Biz sadece arkadaşız."

"Hı hı hı. Görürüm ben sizi bir ay sonra." dedi ve omuz attı.

"Nari?"

"Efendim canım."

"Felix'in partisine benimle gelir misin?"

Odamdaki aynadan nasıl göründüğüme bakıyordum. Açık pembe tonlarında mini bir elbise giymiştim. Askıları çapraz şekilde boynumda birleşiyordu. Saçlarımı aşağıdan iki kuyruk şeklinde toplamıştım. Kaküllerimi bile taramıştım. Elbisemin rengiyle uyumlu küçük bir çanta ve bir çift düz ayakkabı giymiştim. Bir eyeliner, bir allık ve bir parlatıcı da makyaj olarak yetmişti.

Kapının çalmasıyla merdivenlerden koşarak inip kimin geldiğine baktım. Tabii ki Nari'den başkası değildi. Okulda bu teklifimi büyük bir keyifle kabul etmişti. Lacivert mini elbisesiyle ışıldıyordu.

"Anne, ben çıktım!" diye bağırdıktan sonra Nari'yle kol kola çıktık ve Miu'dan istediğim ev adresine göre ilerlemeye başladık. Çok geçmeden bir taksi durdurduk ve adresi verdik. Çok heyecanlıydım. Daha önce hiç bu kadar "büyük" bir partiye gitmemiştim.

Camdan dışarıyı izlerken bir anda elimin tutulduğunu hissettim. Önce elime, sonrada Nari'ye baktım. Güven verircesine elimi sıkmış ve gülümseyip göz kırpmıştı. Gülümsedim.

O sırada çoktan evin önüne gelmiştik bile. Taksiciye ücreti ödedik ve arabadan indik. Nari evi görünce bir ıslık çaldı ve, "Bunlar baya zengin olmalılar." dedi. Ona hak veriyorum. Evleri bizim evin neredeyse on katı kadar. Bahçelerinde ve büyük teraslarında iki havuz vardı ve evin büyük çoğunluğu boydan boya camlarla kaplıydı. Bu yüzden içerisi çok net gözüküyordu. Ev sanki kendi içinde küçük bir site gibiydi. Birkaç bina bir arada, boydan boya camlarla donatılmış koridorlarla birleştirilmişti. Evden deli gibi müzik ve insan sesleri geliyordu. Üstüne üstlük renkli ışıklar, karanlık gökyüzünü aydınlatıyordu.

the truth untold • lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin