Üvey Abim +18

*İlk Günümüz*

Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi açtım. Yatağımdan doğrulduktan sonra battaniyeyi üzerimden ittim, terliklerimi giyip aynada kendime gözlerimi kısıp baktım. Silmediğim rimellerim iyice akmış gözlerimin etrafını kapkara yapmıştı. Kapıyı açıp etrafa baktım kimsenin olmadığını gördüğümde koşarak banyoya girdim ve kapıyı kapadım. Bugün saçlarım güzeldi daha sonra yıkanabilirdim. Makyaj temizleyici solisyonumdan biraz alıp gözlerimi temizledim. Yüzümü lavaboya eğip suyla bir güzel yüzümü duruladım. Havluyla kuruladığımda aynada kendime bakıp sırıttım. Işte olmuştum. Odama dogru ilerlerken Bade'nin sesini duydum hep o geliyordu süpriz yapıp bende gitmek istedim. Odasının kapısını tıklattım içerden gel demesini duyduğumda içeri girdim.
"Günaydınnn kimle konuşuyodun bakayım."
"Günaydın Ada ya şuna baksana bugün bu tişörtümü giymek istiyordum ama kirliymiş ve kirliye atmayı unutmuşum kendi kendime kızıyordum bende. "
"Daha iyisini bulabilceğine inanıyorum" dedim bir ciddiyetle.
Birbirimize baktık ve gülmeye basladık.
"Ben gidiyorum giyinicem Savaş beni almaya gelicek."
"Gelince anlatıyorsunn"
Kapıdan cıktım kafamı içeri uzatıp dilimi cıkardım. Gülerken kafamı geri cekip kapıyı kapadım tam başımı kaldırmıstım ki Rüzgar onümde durmuş dik dik bana bakıyordu. Aniden korkup geri sıcradım.
"Çok ses yapmıyor musunuz sizce sabahın köründe"
"Senin odan ses geçirmez sanıyordum Rüzgar o kadar rahattınız ki "
"Ne diyosun sen"
"Bilemem artık diceğimi dedim"
Rüzgarın yanından koşarak odama gittim kapıyı kapadım. Yere kayıp düşen battaniyemi alıp duzelttim. Telefonumu alıp kendimi yatağa attım.

Savaş: Kapının orda olucam az sonra 10 dakikan var.

Telefonu aniden yatağa bırakip dolabımı açtım. Tamamen aklımdan çıkmıştı. Ne giyicektim elim ayagıma dolaşmıştı bilmiyordum işte. Yatağın üzerine etek şort ve pantolon attım yatağa dönüp düşündüm
Etek uygun olmaz pantolon için hava sıcak şorta karar kıldıktan sonra üzerine bebe mavisi, lila tarzı renklerlerden oluşan bir kısa kollu buldum. Ikisini giydikten sonra nutellalı çoroplarımı geçirdim. Aynanın karşısına geçtim. Sabah sabah makyajla uğraşamazdım. Lip balmımı surdüm ve hafifçe bir rimel sürdüm , gülümsedim. Bunu temizlememe gerrk yoktu akşama kadat elleye elleye kesin giderdi zaten. Yatağıma oturdum. İki mesaj gelmişti.

Savaş: Geldim bekliyorum.

Savaş: Tamam bu kadar hazırlanmaya gerek yok hadi.
Koşarak merdivenlerden indim beyaz pembe çiçekli bez ayakkabılarımı giydim. Koşarak arabaya bindim ve kapıyı kapadım. Nefes nefese kalmıştım 10 dakika ne kadar çabuk geçmişti öyle neye uğradığımı şaşırmıştım resmen. Bir gülme sesi duyduğumda yavaş ve gözlerim kısık bir şekilde Savaşa döndüm.
"Bu kadar acele niye ettin kaçmıyoruz ya"
"Ne bileyim öyle mesaj gorünce iki tane"
Derin bir nefes verdim.
"Nereye göturceksin beni"
"Görüceksin"
Arabayı çalıştırarak geri geri sürmeye başladı.
Vitesi tutan elini uzatıp müzik açtı.
"Uzun bi yolculuk olcak sıkılma"
Merak etmiştim nereye götürebilirdi ki beni müziğin sesini biraz daha açtıgımda kendi kendime muziği söylemeye başlamıştım. Bi süre böyle söyledikten sonra Savaşa baktım kolundan dürttüm. Kafasını kısa bir süre bana cevirip tekrar yola döndü.
"Noldu"
"Kafanı yoldan ayırma bu bir. İkincisi daha varmadıkmı yaa çok sıkıldım ben"
"Daha yeni çıktık yola"
Kafamı cama yasladım arada bir yerdeki taşlar yüzünden sarsılıp kafamı cama vuruyordum. Bunu gören savaş bana arka koltukta bir yastık olduğunu söylemişti. Onu alıp başımın altına koydum yol boyunca bir tek bunları konuşmuştuk çünkü ben uyumuştum...
***
Yanagımda ıslaklık hissettiğimde kendimi gözlerimi acmaya zorladım. Savaşın yüzü benim yüzümdeydi muhtemelen o ıslaklık onun dudaklarından gelmişti.
"Uyan artık hadi geldik."
"Ne kadar süredir uyuyorum"
"Yaklaşıkkkk 1-2 saat "
Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda agaçtan yapılmış bir klübe gibi biryer vardı ama klübe denicek kadar ufak değildi daha büyüktü. Arabadan indim ve etrafıma bakındım yan tarafta bir göl vardı gölün üzerine uzanan bir iskele etraf cimen, ağaç çalı doluydu. Derin bir nefes aldım çok ferah kokuyordu. Burası resmen huzur doluydu. Hevesle Savaşa döndüm.
"Burası neresi"
"Öyle bir ev benim gizli mekanım gibi bişey işte seviyorum burayı ailemin desteğiyle yaptırdım."
"İceriyi dolaşabilir miyizz"
Başıyla beni onayladı birliktr içeri girdik. Evin icerisi çok güzeldi. Girişte minik tatlı bir verandaya sahipti. Savaş tahta kapıyı anahtarla actı içeri girdiğimizde etrafı incelemeye başladık. Hemen sağda kırmızı koltuklar , karşısında sönük bir tuğladan yapılma şömine, daha ileride biraz daha kahverengi koltuklar ortada bir masa yanında ise önü açık bir mutfak mutfağın seramik ,koyu renkte dolaplar ve tahta zeminden oluşması çok güzel duruyordu. Girişin hemen sol tarafında merdivenler vardı. Birlikte merdivenlerden çıktık üst tarafta bir oda vardı ordada bir çift kişilik yatak ve dolap vardı yanda ise minik bir kapı daha o kapıdan iceri girdiğimizde ise banyo vardı. Banyoda en çok hoşuma giden ise küvet olmasıydı. Savaşa hevesle döndüm "Burası gercekten çok güzel savaş"
"Beğenmene sevindim istersen burada kalabiliriz bu gece akşamda oldu sayılır zaten."
"Çok fazla isterim"
"Ben iniyorum yicek birşeyler hazırlıyım sende istersen biraz dinlen"
Başımla onayladım. Cebimden telefonu çıkarıp Bade'yi aradım biraz çaldıktan sonra hemen açtı.
"Alooo Adacıgım"
Fısıldar bi şekilde konuştum.
"Bade ben bu gece Savaşta kalcam gelince anlatırım. Haberiniz olsun dedim merak etmeyin."
"Tamam tamam ben söylerim bizimkilere tadını çıkarın"kıkırdadık. Öpücük atarak telefonu kapadım. Kendimi yatağa attım, yatak yumuşacıktı. Bi yastığı kendime cekip sarıldım karsıda bir pencere vardı manzara gercekten mükemmeldi. Eve girmeden gördüğümüz gölde yüzmek isterdim. Bikinimi almadığımdan bunun tadına varamayacaktım. Ama buraya Savaş beni belki daha sonra da getirirdi. İşte o zaman bol bol yüzebilirdim. Eskiden yetimhanenin yaptıgı bir deniz gezisinde iyice yüzmeyi öğrenmiştim neyseki. Yataktan kalkıp bozdugum yerleri düzelttim. Savaşa inip yardım etsem iyi olurdu...