*İlk Öpüşme*

18.6K 190 37
                                    

BURAK
Adayı bıraktıktan sonra hızla Burçin'in evine doğru sürmeye başladım. Bu kızdan bıkmıştım onu daha kaç sefer affedebilirdim artık bu sondu affedilecek birşey yapmamıştı. Bunun bir açıklaması olamazdı. Evinin onüne hızla park ettiğimde gidip kapılarını çaldım. Duygularım karman çormandı ama tek bildiğim şey bu daha fazla uzamayacaktı. Kapıyı Burçin açtıgında bana sarıldı ve ağlamaya başladı.
"Özür dilerim Burak bak açıklayabilirim."
"Neyi açıklayabilirsin ki bana veya söyle söyliyim hangini açıklayabilirsin ha, birinin yatağında yatmanı mı, o yatakta çıplak olmanı mı, o yatakta birinin üstünde olmanı mı hangini açıklayabilirsin bu mu lan sevgin başkasının koynunda mı yaşıyorsun bana aşkını"
"Bak sarhoştum tamam mı"
Boynundan tutup duvara ittirdiğimde yüzü kızarmaya başlamıştı.
Elimi tişörtünün içine soktuğumda gözlerini yumdu. Altındaki eteği beline kadar çekip elimi iç çamaşırından içeriye yavaşca soktum ve hafifçe inledi. Elim sıcaklığına geldiğinde parmaklarım ıslanmıştı. Elimi olduğu yerden çıkarıp yüzüne doğru tuttum.
"Işte Burçin sen bu kadarsın"
Boğazından ittirdim ve iğrenircesine yüzünr baktım. Yere düşmüş birşeyler geveliyordu. Evinden hızla çıktım ve arabaya bindim.
Telefonumu elime aldım ve Adaya mesaj attım
Ada'ya
Bugün eve gitmeyeceğim seni Rüzgar falan bıraksın kusura bakma

Telefonu yandaki koltuğa attıktan sonra son hızla arabayı sürmeye başladım.

ADA
Bahçe de Savaş ile Burağın gelmesini beklerken telefonum mesaj sesiyle titrediğinde açıp kimden geldiğine baktım.
"Ne olmuş Ada"
"Burak gelmeyecekmiş beni sen bırakabilir misin ordan da geçeriz istersen sende"
Savaş beni onayladıktan sonra birlikte kalkıp Savaşın arabasına ilerledik benden önce ilerleyip kapımı açtığında kıkırdadım ve bindim. Arabanın önünden dolanarak yerine geçen Savaşı gülümseyerek izledim arabaya bindiğinde bana döndü ve güldü.
"Noldu"
"Birşey yok hadi gidelim"
Savaş arabayı bizim eve doğru sürerken kafamı koltuğa yasladım ve dikiz aynasından yüzüne bakmaya başladım.
Açık kahve saçları hafif dağılmış ,yeşilimsi gözleri yola dikkatlice bakıyordu. Ona bakarken yüzüm güldü ve aynadan aniden bana baktığını görünce kafamı çevirdim. Eve varana kadar konuşmadık.
"Işte geldik hadi sen hazırlan gel"
Arabadan inip eve doğru hızla yurüdüm odama çıkıp üzerimdeki okul formamı çikardıktan sonra dolaptan siyah dar pantolonumu ve uzerime siyah beyaz cizgili bol bir kısa kollu tişört gecirdikten sonra çıkardığım okul formalarımi dolabımın içine teptim ve hızla aşağıya inip tekrar arabaya bindim.
                              ***
Yetimhanedeki arkadaşlarıma el sallayarak gülümsedim ve arabaya yaklaştığımda savaş  kilitleri açtı ve arabaya bindik.
"Beni nereye götürceksin bakalım"
"Süpriz gidince görürsün."
Nereye gitceğimizi çok merak ediyordum. Çok daha fazla ısrar etmek istiyordum ama söylemeyeceğini bildiğim için söylemiyodum. Heyecandan kalbim neredeyse yerinden çıkıcak gibi oluyodu. Savaşın yanında neden bu kadar heyecanlanıyodum. Bir süre sonra bi uçurumun orda arabayı durdurduğunda merakla savaşa döndüm.
"Beğenmediysen başka bir yere gidebiliriz."
"Hayır hayır çok güzel sadece tahmin etmiyordum. Gün batımı izlemek hoşuma gider."
Dudağımı ısırarak dışarı bakarken elime aniden dokunulduğunda gözlerimi kocaman açıp savaşa tekrar döndüm daha sonra da tuttuğu elime baktım.
"Çıkmak ister misin araba sıcak"
Savaşa başımı hızla salladım. Elini elimden çektiğinde elim sanki buz tutmuştu. Bir el çekişin içimde bu kadar boşluk bırakacağını düşunmemiştim cünkü Savaşla aramızda hiçbirşey olmamıştı. İndiğimizde arabanın önüne dayandık.
"Ada"
Bana seslendiğinde gülümseyerek ona baktım.
"Savaşş"
"Sana birşeyler söylemek istiyorum."
Savaş önüme geçip beni belimden tuttuğunda elini koyduğu yerler yanmaya başlamıştı. Beni bu kadar basit bir şekilde etkisi altına alması da haksızlıktı. Başımı kaldırıp Savaşın gözlerine bakmaya başladım. Gözlerim titriyor muydu yoksa yanaklarım kızarmış mıydi bilmiyorum ama şuan olaylar garip bir yere gidiyodu. Hiçbirşey demeden savaşın konuşmasını bekledim.
"Bak biz daha yeni tanıştık biliyorum ama.."
Bi elini belimden çekip yanağıma koyduğunda baş parmağıyla okşamaya başlamıştı. Bu sohbetin nereye gittiğini sanırım tahmin ediyodum ama sadece onun söylemesini istiyodum bu yüzden tepki vermeden onu izlemeye devam ettim. Yeşil gözleri bana bakıyor ne diyeceğini tartıyor gibiydi.
"Direk söylicem çünkü bu konuşma beni çok kasıyo seni seviyorum ve acele etmek istemezsen anl-"
Gözlerim dudaklarına kaydığında daha fazla dayanamadım nasil olsa devamını biliyordum dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktığımda şaşırmış ne yapacağını bilememişti. Az önce yanaklarım kızarmamışsa bile şuan kesin kıpkırmızıydı.
Savaş belimden tutup beni arabanın üzerine oturttuğu zaman vücudunu bana yakınlaştırdı. Çenemden tutup yüzümü hafifçe kaldırdığında elinin tuttuğu yerler yanıyordu şuan onu daha fazla öpmek istiyordum gözlerim sürekli dudaklarına kayıyordu dudakları yumuşacık ve pürüzsüzdü. Elini çenemden yanağıma geri kaydırdığında yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Dudakları aniden benim dudaklarıma deydiğinde bunu beklediğimi belli edip öpüşüne yanıt verdim. Eli vücudumda dolanırken tişörtümün içine eli kaydığında vücudum ürpermişti kendimi arabada biraz daha öne kaydırıp vücudumu savaşın vücuduna yaklaştırmıştım. Opüşleri daha sertleşmiş daha zevk dolu olmuştu sanki uzun zamandır bu anı bekliyo gibiydi. İkimizde öpüşmekten nefessiz kaldığımızda dudaklarını dudaklarımdan ayırdı , alnını alnıma yasladı . Sadece nefes seslerimiz vardı. Ne zaman yumduğmu bilmediğim gözlerimi açtığımda yeşillerini bana dikmiş gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim ve başımı omzuna yaslayıp, kollarımı ona sardım. "Geç oldu eve dönmek ister misin"
Yanıt vermedim ayrılmak istemiyordum ama geç de olmuştu dediği gibi onda kalmak istediğimi söylesem çok abartmış olur muydum. Yo yo bunu yapamazdım azcıkta olsa bi ağırlığım olmalıydı böyle olmazdı.
"Evet isterim"
Elini kalçalarıma koyup kaldırdığında bacaklarımı ona sarmıştım. Arabanın kapılarını açıp beni oturttu. Kollarımı ondan ayırdığımda gülümsedim. Kapıyı hafifçe kapayıp şöför koltuğuna oturdu. İkimizde birşey demedik ama yine de ikimizde gülüyorduk ve mutluyduk. Bir süre sonra eve vardığımızda elini hafifçe direksiyona vurdu ve bana döndü.
"Eveet ayrılma vakti hadi bakalım."
"Az bişey öyle gibi"
"Sabah seni alırım" bana göz kırptığında gülümsedim ve olur diyerek onayladım. Başımı ona doğru uzatıp yanağından öptüm.
"Görüşürüz"
Birşey demesini beklemeden arabadan indim ve kapıya doğru yürümeye başladım. Arkamı dönüp Savaş'a baktığımda bana sırıtmış bi şekilde el sallıyordu. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip el salladım. Eve girip kapıyı arkamdan kapadığımda koşarak odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Bu gün aşırı güzel geçmişti. Sırıtarak tekrar yatakta oturur pozisyona geçtim ve ayağa kalktım üzerimdeki kıyafetleri cıkarıp dürdüm ve dolaba yerleştirdim pijamalarımı giydim ve battaniyemin altına girdim. Trink diye telefonuma mesaj geldiğinde elime aldım.

Savaş : İyi geceler ;)

Gülümsedim ve geri yanıt yazdım

Ada : iyi gecelerrr

Telefonumu kapayıp kendimi uykunun ellerine bıraktım.

Üvey Abim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin