1

38 1 0
                                    

Pekala! Yeni bir güne merhaba.. Her zaman ki gibi işe geçmeden önce köşedeki kafeye uğrayıp kahvemi ve zencefilli kurabiyelerimi alıyorum ardından metro ve sonra çatlak arkadaşımla buluşup ofisin yolunu tutuyoruz. Harika! Elinde yine genç zenginlerin boy gösterdiği saçma dergilerden var bakalım bu sefer akşama kadar kimi dinleyeceğim... Merhaba deyin bu Elis kendisi bir mühendis! Hayır inşaat mühendisi değil, Elektrik elektronik mühendisi ben de ilk duyduğumda ofiste uzun süreli duran bir elektrik mühendisine ihtiyaç olmasını garipsemiştim ancak sonradan anladım ki yaptığımız projelerde şirketin imzası olan bir ışık şöleni oluşturuyoruz ve bilin bakalım hangi çatlak bu konuda en iyisi!

Ofise geçtiğimizde odama geçmeden önce Beakhyun'a uğruyorum bu ay yıl boyu uğraştığım AVM projesinin sonuna geliyoruz ve büyüdük ihtimalle Haziran sonu büyük bir açılış olacak acele etmemiz gereken bölümlerimiz var. Bugün gelir gelmez toplantı yapmamız gerektiğini söylemişti.

       Odaya girdiğimde 3 metrelik masasına oturmuş kahvesini yudumluyordu. Hangi patron çalışanlarından önce gelip işe başlar ki? " Selam Beak, nasılsın?" Seslenmemle beraber kafasını kaldırıp bana baktı, gözleri biraz kızarmıştı ve son zamanlarda biraz zayıfladı bir ara onunla vakit geçirmeyi aklıma not ettim. Beni görünce gülümsedi "İyim canım Avm projesi için toplantımız vardı değil mi?" Bir taraftan benimle konuşurken diğer taraftan telefona ulaştı. "Sen gidip dosyaları getirirken ben de kahve isteyim." " Rose bize kahve getirir misin? Teşekkür ederim." Ben o gözlerle nasıl bu kadar enerjik olduğunu düşünürken o bana göz kırpıyordu. Kesinlikle onu bir akşam bara götürüp bayılacak kadar içirmeli ve ne olursa olsun yanındayız konuşması yapmalıyım. Beak bu şirketi babasına rağmen kurdu aslında babasından tek isteği bu şirketti "Byun Campany" eğer işler yolunda gitmezse Byun şirketler grubunun başına geçip entrikalarla ilgilenecek ve ailesinin istediği kızla evlenecek başlarda bay byun'un bu teklifi kabul etmesi bizi şaşırtmıştı. Ahh.. söylemedim değil mi Beak'le ben üniversiteden arkadaşız, yakın arkadaşız. İkimiz de Boston mezunuyuz ikimizde aile izden uzakta okuduk ben kariyer için o ise nefes almak için... mezun olduktan bir müddet sonra Beak arayıp iş kurmayı telif etti nasıl olduysa bay Byun teklifini kabul etmiş başlarda inanamadım ailenin tek çocuğu ve devasa servetin veliahtı benim ülkemde küçük bir şirket kurmak istiyor sizce de garip değil mi? Ama değil çünkü Beak tam bir veliaht gibi çok sıkı büyüdü ve mesleğinden başka kendine ait hiçbir şeyi yok. Babası ne okursa okusun şirketin başına geçeceğini düşünüp nerde ne isterse okumasına izin vermiş ama Beak için bu bir kurtuluş yoluydu tabi ne kadar mümkün olursa.. aradan zaman geçtikten sonra Beakle güzel bir şirket kurup hatrı sayılır işler yapmaya başladık ve bu durum bay Byun'un hoşuna gitmemeye başladı çünkü ona göre Beak ya sıkılıp geri dönecek ya da işleri batırıp kuyruğu sıkışık geri dönecekti. Durum istediği gibi olmayan bay Byun da el altından bizimle uğraşmaya başladı ve koskoca Byun şirketine karşı bizim çokta bir gücümüz yok. Şirketimiz şu an zor durumda ve babası tarafından şirkete el konulmak üzere Bay Byun oğluna karşı çok sert ona göre Beak bu saçma mimarlık ofisini kapatıp gerçek işlere bakmalı yani Byun mirasının başına geçmeli. Derin bir iç çekiyorum ne olursa olsun yanındayım konuşmalarını yapmam gerek...

          " Pekala, Avm ana hatlarıyla bitti sayılır, genel şekil olarak yarım elmayı tercih etmemiz şimdiden halkın ilgisini çekti ve şehir ifadelerinden biri gibi görünmeye şimdiden aday durumda haliyle müşterimiz fırsattan istifade bir an önce açılışı gerçekleştirmek istiyor." Kafasını sallayıp beni onaylarken kapı çaldı ve kahve kokusu ile buluştum. " Acele etmelerini anlıyorum ancak yanlış hatırlamıyorsam sinema salonu ve oyun alanlarında hala eksiklikler vardı ayrıca bizim çatlak ışıklandırma işini bitirebildi mi yoksa aklı hala geçen hafta yemeğe çıktığı adamın kol kaşlarında asılı mı kaldı?" Bu sözler karşısında kıkırdamadan edemedim sonuna kadar haklıydı. " Onu bana bırak! Avm'nin önüne elma şeklinde sadece ışıklı tellerden oluşan bir ev eklemeyi düşünüyor bunun için önümüzdeki 3 hafta yeterli olacaktır. Kızımız yine imzasını atıyor!" deyip aynı anda gülmemize neden oluyorum.

   Beak'le yaptığımız 2,5 saatlik toplantıdan sonra nihayet masamın rahat sandalyesiyle buluşabilmiştim. Bir kaç mail kontrolü ardından önümüzdeki haftanın evrak işleriyle ilgilendim bu işleri şimdiden bitirmeliydim çünkü gelecek ay çok önemli bir kongre beni bekliyor. Kongre için şirkette yaptığım önemli ve ses getiren projelerin taslaklarını ve proje kaynaklarını sunum şekline getirip, piyasanın şu anki durumu ve mimarlık hakkında bir kaç bilgi vermem gerekiyor. İlk başta kulağa çok ta önemli gibi gelmiyor ancak kongre uluslararası ve bu kongreye bir çok inşaat firması yanında önemli şirketlerin CEO'ları da katılıp yeni işler için fırsat yeri oluşturuyor. Şirket olarak yurt dışında bir çok otel, AVM, lunapark projelerimiz oldu ancak son dönemde yaşadığımız sıkıntılar müşterilerimizi uzaklaştırıyor. Yeni bir iş kapıp şirketi küçülmeden kurtarmam ve yeni bir Pazar oluşturmam gerek özellikle Byun şirketler grubunun elini uzatamadığı ülkelerde aksi halde Berk'in düğününde ön sıralarda oturuyor olurum. Maişetini son kez kontrol edip saatin 1'i geçtiğini görüyorum birazdan kapım çalacak ve Eliz Eda'na elinde gördüğüm dergiyle içeri girip öğle yemeği için beni karşıdaki restorana götürecek ve ben yemek boyu onu dinliyormuş gibi yapacağım her zaman ki günlük rutinimiz. Kapı çalınmıyor ve içeri çilli arkadaşım giriyor "Öğle arası, yemek zamanı~ hadi gidelim sana yeni favorimi anlatmam lazım Park Chanyeol şuna bakar mısın gamzesi bile var çok yakışıklı değil mi?" Elinde ki dergiye bakıyorum tek gördüğüm uzun ve kepçe kulaklı bir çekik yanında da biraz daha kısa sert bakışlı biri var istemsizce " Güneş öpmüş sanki tenini" diye homurdanıyorum. " Ne dedin fıstığım duyamadım. Çok yakışıklı değil mi bak yanındaki de.." sözünü kesip kafa giriyorum " boşver şimdi yanındakini falan sunum için hazırlanmam gerek ve sende Avm projesini bitirip kontrole gideceksin yerinde olsam yemeğimi hızlı yerdim o çekikler seni Beak'in çenesinden kurtaramaz." Yüzümde gülümsemeyle zaferin tadını çıkartıyorum. Homurdanarak yemeğini yiyor ve ofise gidip diğer işlerimizle ilgileniyorum.

Günün geri kalanı mail kontrolleri, evrak işleri ve sunum için toplamaya başladığım görsellerle geçti. Saat 6 ya gelirken uzunca gerinip toparlanmaya başladım. Birazdan Eliz elimde çantası ve bir kaç kabloyla odaya damlar. "Çiçeğim! Hadi artık çıkma vakti çoktan geldi." Ne deniyordu , iti an çomağı hazırla mı? Sesini yükseltip devam etti "Hem mesaiye kalınca Beak fazladan para vermiyor." Yüzümde gülümsemeyle izliyorum atışmalarını, Beak'in altta kalacağını hiç düşünmüyorum ve dediğim gibi de oluyor " Senin işe geç geldiğin saatleri toplasam sen bana borçlu çıkarsın!" Eliz yüzünü buruştuyor ve ben keyiflice gülümsüyorum Beak'i tanıdığım günden beri bir lafın altında kaldığını hiç görmedim buna bay Byun da dahil . Beak'le vedalaşıp ofisten ayrılıyoruz. Eliz bara gidip bir şeyler içmeyi teklif ediyor ama bugün pek havamda değilim. Doğruca eve gidip dinlenmek istiyorum. Bu ay çok yoğun geçeceğe benziyor.

Aşk ve Gurur ~ Kim Jongin OC Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin