22🥀

1.7K 211 234
                                    

Yıldızları her zaman sevmişimdir.

Çünkü ulaşılmaz ve güzellerdi.

Biz insanların el süremeyeceği kadar uzaklardı bize.

Milyonlarca kilometre uzakta parıldarlardı tek başlarına.

İnsanlar sahip olamayacakları için üzülürdü.

Fakat yanıldıkları bir yer vardı.

Herkesin bu dünyada bir yıldızı vardı.

Benimkisi Jungkook'tu.

Şimdi ise yıldızımı kaybetmemek için kanlı bir oyuna doğru yürüyordum adım adım. 

Yıldızım benimle bir ömür parlasın diye dikenli yollarda kanıyordu ayaklarım.

Bu yol her ne kadar beni kanatsa da umut vaat ediciydi çünkü sonunda o vardı.

Bir ömür boyu onunla olabilmek.

"Heyecandan kusacak gibiyim."

Yanımda yürüyen Wendy konuştuğunda aynı durumun içerisinde bende olduğum için anlayışla gülümsedim.

Birazdan hepimiz kurtuluşumuz için mücadele verecektik. 

Büyük gün gelmişti.

Jungkook bir gün önce elinde bir kasa silahla kampa gelmiş ve ihtiyaç duyacağımız için hepimize dağıtmıştı. 

Şuan herkesin elinde silah vardı.

"Şuan aynı duyguları paylaşıyoruz ama soğuk kanlılığı elden bırakmamak gerek."

"Bir an önce her şey olup bitsin istiyorum Lalisa. Gerçekten daha fazla bu oyunun içerisinde bulunmak istemiyorum."

Onu anlıyordum.

Bende az sonra yaşanacakların bir an önce olup bitmesini istiyordum.

Özgür olmak istiyordum.

"Bende öyle unnie."

Sözlerimin ardından gülümsemiş koluma girmişti.

Kamptaki yaklaşık bir düzine insan ormanın sınırına doğru gidiyorduk.

Savaşmak için.

Özgürlüğümüz için.

🥀

Neredeyse iki saate yakın bir süre yol alıyorduk ve saat akşam 10'du.
Jungkook bana tam gece yarısı sınırda olmamız gerektiğini söylemişti ve ulaşacağımız yere bir saatten az bir süre sonra varacaktık.

Anlaştığımız vakitten erken gitmemek için bir saatliğine mola vermiştik.

Jennie, Rosé ve Wendy ile oturmuş sohbet ediyordum.

"Eğer kurtulursak ne yapacağız?"
Jennie çekik gözlerini hepimizin üzerinde geçirmiş sorusunu sormuştu.

"Biz Jimin ile uzaklara gideceğiz. Öyle karar verdik."

Rosè yüzündeki gülümsemeyle konuştuğunda içinde nükseden merakla sordum.

"Buralardan uzaklaşmak için yüklü  bir miktar para gerek. Parayı nereden bulacaksınız?"

"Jimin başka bir adamın yanında köleyken eline geçen tüm parayı biriktiriyor ve onu saklıyormuş. Bizde buradan kurtulduğumuz parayı sakladığı yerden alıp istediğimiz bir ülkeye gideceğiz."

Anladığımı belirtircesine başımı sallarken Wendy "Peki nereye gitmek istiyorsunuz?"diye sordu.

"Jimin Türkiye'ye gitmek istiyor. Bir keresinde türk yemeği yeme şansı yakalamış ve o yüzden Türklere karşı bir sempatisi var."

Human Hunters||Liskook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin