1.0

3.9K 292 142
                                    

Bulundukları mekan, klasik çok da pahalı olmayan bir tavukçuydu. Jimin ve arkadaşlarının favori yeriydi öyle ki çalışanlar ve buranın sahibi tanıyordu onları. Jimin heyecanla Taehyung ve arkadaşlarının gelmesini bekliyordu. Onun gibi heyecanlı olan birisi daha vardı. Min Yoongi. Açıkçası Jeon Jeongguk ile tanışmak istiyordu ve bu harika bir sebepti. Jung Hoseok ve Kim Seokjin ise ayrı dünyadalardı. İkisi, izledikleri beyzbol maçı hakkında tartışıyordu.

En sonunda kapıda Wang Jackson göründü. Ardından ise Kim Namjoon, Jeon Jeongguk ve Kim Taehyung. El salladı Jimin yerlerini belirtmek istercesine. Onları fark eden grup yanlarına ulaştı ve ilk atağı Namjoon'la Hoseok yaptı. Namjoon, Hoseok ve Jackson aynı bölümdeydi ve yakın sayılabilecek bir arkadaşlıkları vardı. Birbirlerine sarıldıktan sonra Taehyung ve Jimin hariç herkes birbiriyle tanışmaya başlamıştı. Jimin ise genişce gülümsüyordu.

"Hoş geldin, Taehyung-ah!"

"Hoş buldum," diyip kollarını Jimin'in beline doladı Taehyung. Jimin ilk başta oldukça şaşırsa da çabuk toparladı ve kollarını boynuna doladı. Taehyung'un parfümü burnuna dolduğunda gülümsedi çünkü ikisi de aynı parfümü kullanıyordu. Birbirlerinden ayrıldıklarında geniş masaya yan yana oturdular. Garson sipariş almaya geldiğinde yeni gelenler, eskilerin seçimlerine güvenerek onların istediklerinden sipariş ettiler.

"Tam tanışamadık, ben Kim Seokjin ve bunlarda Jung Hoseok, Min Yoongi." bunu Taehyung'a ithafen söylemişti.

"Bence adam bizi tanıyordu Seokjin," dedi Yoongi. Bunun üzerine Seokjin, Yoongi'nin koluna vurmuş ve ona kızmıştı. Hoseok onları eğlenerek izliyordu.

"Hangi bölümdesin Jeongguk?" sesi oldukça flörtözdü Yoongi'nin. Soruyu duyan Jimin gülmemek için zor durmuş bunun üzerine garip bir ses çıkarmıştı.

"Otomotiv mühendisliği, hyung."

"Ya, öyle mi? Ben de Biyomedikal mühendisliği okuyorum."

"Sana sormamıştı hyung, ama yine de sen bilirsin." Hoseok'un yüzünde muzip bir gülümseme varken masadakiler kendini tutamamış ve gülmüştü. Min Yoongi ise sadece geceyi bekliyordu. Jung Hoseok'un ondan çekeceği vardı. Tavuklar geldiğinde herkes sevinçle yemeklerine başladılar. Masada güzel bir muhabbet dönüyordu ve herkes kaynaşmış gibiydi. Jimin sevinçle tavuğunu yiyiyor ve buranın tavuklarını Taehyung'a övüyordu. Taehyung da onu ilgiyle dinliyordu. Yemekleri bittiğinde içmeye devam etmişlerdi.

"Sigara içeceğim, benimle gelmek ister misin?" kulağına değen nefesle anlık irkilmişti Jimin ama toparlanıp kabul etti. Sessizce masadan kalkan çifti o an kimse fark etmedi. Mekanın dışına çıktıklarında hava serindi biraz. Taehyung sigarasını yakıp derin bir nefes çekti içine.

"Açıkçası, sigaradan hiç hoşlanmıyorum."

"Neden?"

"Çok kötü kokuyor çünkü. Hem ciğerlerine de yazık. Seni yeni buldum çabuk kaybedemem Kim Taehyung!" bunun üzerine Taehyung'un yanakları kızarmış ve utanmıştı.

"Pekala," diyip daha henüz yarıladığı sigarayı söndürüp çöpe attı.

"Senin için daha az içmeye çalışacağım." gözleri ışıldadı Jimin'in.

"Ne! Cidden mi?"

"Evet. Sence de bizimkiler iyi anlaşmadı mı?" konuyu değiştirmişti Taehyung çünkü bu çocuk onu utandırıyordu.

"Evet. Zaten Hoseok, Namjoon ve Jackson hyung önceden tanışıyormuş. "

"Evet ve ben bunu yeni öğrendim biliyor musun?"

Valuable Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin