21.28
jaehyun çok yorgundu ve uyanmak istemiyordu. yeni yatmıştı ve saat daha dokuzdu.
johnny'nin çoktan karakoldaki vardiyasından dönmüş olması gerekiyordu, yuta vardiyanın 9 saat sürdüğünü söylemişti.
ve elbette jaehyun erkek arkadaşının daha eve dönmemiş olmasından dolayı endişeliydi. o bir polisti, bu yüzden herhangi bir zamanda bir görev için çağırılabilirdi.
yeni bir rapor geldiği için johnny'nin son birkaç gündür oldukça stresli hissettiğini ve en deneyimli memurlardan biri olduğu için onu sorgulamadan ve veri toplamadan sorumlu tuttuklarını biliyordu.
o sırada, şükürler olsun ki, johnny'nin vardiyası dokuz saat sonra sonunda bitebilmişti. en azından tekrar çağırılmadan önce beş saat uyuyabileceğini düşünüyordu.
evdeki jaehyun ise endişelenmişti ve bunu göstermekten çekinmiyordu.
ayrıca, kendisini o kadar da iyi hissetmiyordu.
ama johnny'nin bunu bilmesine gerek yoktu.
üniversite jaehyun'un düşündüğü kadar kolay değildi. elbette, hocaları tarafından bir 'dahi' olarak anılıyordu, ama bu unvan ondan bir sürü şey almıştı.
ayrıca hazır yemek yeme alışkanlığı, bitmeyen stres ve hatta ona acı vermeye başlayan uyku problemini de kazandırmıştı.
günde neredeyse üç kez kusuyordu. geçmek bilmeyen bir migreni vardı ve kaç ağrı kesici aldığını sayamamıştı. ayrıca zayıflamıştı, bacaklarının üzerinde zar zor durabiliyordu ve şimdi de ateşi çıkmaya başlıyordu.
bu yüzden, en sevdiği mavi battaniyesine sarıldı. kütüphanede ona aşkını itiraf ettikten bir hafta sonra çıktıkları randevuda bunu ona johnny almıştı.
jaehyun ne zaman erkek arkadaşının kızaran yanaklarını ve yerinde duramayan vücudunu hatırlasa, içi sıcacık oluyordu.
"bebeğim! ben geldim," iyi insan lafının üstüne gelirmiş.
jaehyun onu cevaplamak için güç bulamadı. bütün gün kusmaktan boğazı acımıştı ve şimdi de yanıyordu. bunun için bugün okuldan izin almıştı ama johnny bunu bilmiyordu.
'uyursam johnny eve gelmeden önce iyileşirim' diye düşünmüştü; ama şansına, bu sefer de migreni başlamıştı.
şimdi johnny'nin onu sorgulayıp azarlayacağını biliyordu.
"jaehyun?" sevgilisinin tatlı ve sakinleştirici sesini duydu, "hey," ardından yan tarafının çöktüğünü hissetti. "bebeğim, iyi misin?"
battaniyesine biraz daha sarıldı. "üşüyorum."
johnny öncelikle çoraplarını ve üzerindeki üniformasını çıkardı. ardından yatağa geri döndü ve üşüyen jaehyun'un üzerinden battaniyeyi çekti.
"tanrım, jae!" yanaklarını ve boynunu bileğinin içiyle kontrol etti "yanıyorsun." johnny endişeyle bağırdı, "tanrım, hadi... kalk."
jaehyun sızlandı. "johnnnn! sadece uyumak istiyorum..."
johnny iç çekti, zaten sinirliydi ve jaehyun'un bu duruma düşmesi onu daha da sinirlendirmişti. jaehyun kendine dikkat etmesi gerektiğini biliyordu, hem de johnny şu anda onunla ilgilenemeyecek kadar meşgul ve stresli iken. ama jaehyun onu çoğu zaman anlamıyordu.
"jaehyun," johnny tekrar konuşmaya başladı, sesi uyarıcı bir tondaydı, "saat neredeyse on oldu. şimdi banyoya gireceğiz ve ilaç içeceğiz, ardından da uyuyacağız. tamam mı?"
jaehyun acıyla inildedi ama johnny'nin ona yardım etmesine ve banyoya götürmesine izin verdi.
-
"neden bana bir şey söylemedin?"
"seni endişelendirmek istemedim..."
johnny iç çekti.
"jaehyun, bunu konuşmuştuk. senin için endişelenmek benim işim, sen benim erkek arkadaşımsın. bunu gerçekten benden saklamayı mı düşünüyordun?"
jaehyun utandı ve bakışlarını yere indirdi.
"bazen çok çekilmez oluyorsun jae." johnny elindeki banyo süngerini jaehyun'un vücudunda gezdirmeye devam etti.
-
johnny kendi kıyafetlerini giydikten sonra jaehyun'un da giyinmesine yardım etti, zaten jaehyun'un kıyafetlerini giyecek kadar dermanı kalmamıştı. "john, özür dilerim."
"sorun değil," johnny gülümsedi ve jaehyun'un çenesinden tutarak kendisine bakmasını sağladı. "ama lütfen, bana yardım etmek için kendini yorma. iyi hissetmiyorsan sadece söyle. benim asıl amacım senin iyi olmanı sağlamak. sana bir şey olmasını istemem, bunu biliyorsun."
jaehyun, johnny dudaklarını nazik ama tutkulu bir şekilde öpünce gülümsedi. öpücüklerinin asla bitmemesini istiyordu.
"sarılabilir miyiz? seni özledim."
johnny kıkırdadı. "bana her gece sarılıyorsun zaten."
"olabilir. şimdi tekrar sarıl bana. iyi olmamı istiyorsun, öyle değil mi?"
"tamam tamam, gel buraya koca bebek."
jaehyun hiç vakit kaybetmeden erkek arkadaşına sarıldı, sıcaklık iyi gelmişti.
"ilaç almayacak mıydın?"
"şu an ihtiyacım olan tek ilaç sensin."
johnny, duyduğu şeyle istemeden de olsa sırıttı ve jaehyun'a sıkıca sarıldı.
"iyi uykular, sevgilim."