altı

554 44 22
                                    

"sürpriz!"

"ne sürprizi, john?"

johnny gülümsedi, "chicago'ya iki bilet. son zamanlarda biraz keyifsiz gözüküyordun, ben de seni rahatlatmak istedim."

johnny onu iyi hissettirmek için her zaman elinden geleni yapıyordu. o an, jaehyun gerçekten sevildiğini hissetti.

tanrım, ben böyle harika birini nasıl buldum?

"ah, çok romantiksin. sadece ikimiz mi olacağız?" jaehyun güldü ve kollarını johnny'nin boynuna doladı, şimdi burunları birbirine değiyordu.

"evet. taeil ve doyoung biz yokken yeobin'e bakmayı kabul etti."

jaehyun gülümsedi ve johnny'i sevgi dolu bir öpücüğün içine çekti, "seni seviyorum."

"ben daha çok seviyorum."

ayrıldılar ve jaehyun sordu, "ne zaman gideceğiz? ve ne kadar kalacağız?"

"yarın, öğleden sonra saat üçte. bir hafta güzel bir otelde kalacağız. sevişmek için yeteri kadar zamanımız olacak." johnny göz kırparak konuştu.

jaehyun güldü ve acıtmayacak şekilde johnny'nin omzuna vurdu.

-

"babaaaa! johnny babam ve ben öğle yemeğine peynir soslu makarna yapabilir miyiz? lütfeeeen?" yeobin kendi sandalyesine oturmuş ve jaehyun'a yalvarmaya başlamıştı. okuldan yeni gelmesine rağmen, sabahki enerjisinden hiçbir şey kaybetmemişti.

normalde jaehyun buna izin verirdi, ama son üç gündür bu yemekten yiyorlardı. sağlıksızdı ve artık jaehyun'un midesini bulandırmaya başlamıştı, peynirinin kokusunu alınca bile kusacak gibi oluyordu.

"hayır, binnie. bu hafta çok fazla yedin. büyümek ve güçlü olmak istiyorsan sağlıklı beslenmelisin."

küçük kız surat astı. "ama babaaaa! sağlıklı yiyeceklerin tatları bok gibi!"

jaehyun elindeki spatulayı bırakarak şaşkınlıkla küçük kızına döndü, johnny ise okuduğu kitabının arkasından gülmemeye çalışıyordu.

"yeobin! hemen özür diliyorsun. yoksa ceza olarak oyuncaklarınla oynamanı yasaklarım. bunu ister misin?"

yeobin, babasının sert ses tonundan dolayı korkup sandalyesine iyice sinmişti. onu affetmesi için her zaman yaptığı gibi şirin şirin bakmaya başladı, ama jaehyun bu sefer kolayca kanmayacaktı.

"hayır baba, özür dilerim..." diye fısıldadı.

jaehyun, johnny'e de kaşlarını çatarak baktı, ardından önüne dönerek balıkları pişirmeye devam etti.

-

öğle yemeklerini yemeye başladıklarında, yeobin göz ucuyla jaehyun'a bakıyordu. "baba, bana kızmadın, değil mi?"

"hayır tatlım. sadece şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım, kötü şeyler söylememen gerektiği hakkında seni çokça uyarmıştım."

"ama onun kötü bir kelime olduğunu bilmiyordum!" yeobin ağlamaya başladı. 

jaehyun iç çekti ve başını salladı. "nereden duydun bunu?"

"johnny babamdan!"

johnny'nin içtiği elma suyu boğazına takıldı ve öksürmeye başladı.

"ah, öyle mi?" jaehyun, tek kaşını kaldırarak öksüren johnny'ye döndü.

"evet. mark amcamla konuşuyordu ve bunu söyledi."

darling::johnjae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin