Bebek sesi doğumhanenin içini dolduruyordu. Annem yatarken anladım kucağındaki bebeğin ben olduğumu.
"Ah çok güzelsin, adın Gece olacak. Abin istedi bu ismi. Benim güzel Gece'm hoş geldin ailemize."
Babam annemin kollarındaki bebek beni aldı. Gözleri dolu, yüzü gülüyordu.
"Saçlarına bak sapsarı, babasının küçük sarı civcivi. Bana benziyor baksana Zeynep"
Annemse kaşları çatık babama bakıyordu.
"İlahi yani Mehmet. Sen burnuna ağzına bak asıl aynı annesi."
Gülüşmeleri doldurdu içeriyi. Bense bütün bunları ağlayarak izliyordum. Herşey hızlanmaya başladı.
"Bu şimdi benim kardeşim mi? Neden bu kadar küçük?"
"Evet Yağız, bak senin kardeşin. O daha yeni doğdu bu yüzden bu kadar küçük."
"Kucağıma alabilir miyim anne?"
"Tabiki."
Dahada hızlandı herşey.
"Babacığım ya, abim bebeğimin saçlarını kesti.Kız ona çok üzdü beni. "
"Oğlum ağlatmasana kardeşini."
"Baba sadece kısa saç daha çok yakışır diye düşünmüştüm ben."
"Ağlama kızım alırım ben sana yenisini."
"Canım babaam."
Ve daha da hızlandı.
"Anne kızlarla dışarı çıkabilir miyim?"
"Hayır Gece. Baban izin vermez biliyorsun. Hem sana güvenmediğimizden mi sanki. Görmüyor musun dünyadaki haberleri. Kaç kere konuştuk evde kal ders çalış."
"Herkes çıkıyor anne nolacak sanki bir cafeye gidip otursam?"
"Hayır dediysem hayırdır. Git odana hemen."
Anılarım gözümün önünden geçerken sadece durup izliyordum. Hızla devam ediyordu.
"Hemen ayrılacaksın o çocuktan. Erkek arkadaş neyine senin. Bizim veremediğimiz sevgiyi o mu verdi. Elalem ne der duysa. Beni sinir etme Gece."
"Abimin de kız arkadaşı var. O kızda birilerinin kızı. Ona niye bişe demiyor kimse yada elalem"
"Abinle sen bir misin? Beni daha fazla sinir etme. O çocukla görüşmeni istemiyorum dedim sana. Hemen konuşmanı bitiriyorsun."
" Onun adı o çocuk değil, Kuzey. Ve hayır ayrılmayacağım. Onu seviyorum."
Annemin bana attığı tokatı izledim. Ardından her söz kulaklarımda çınlamaya başladı."Anlayın artık, ayrılmayacağım daha ne kadar aynı şeyleri söyleyeceksiniz kuzeyi bırakmayacağım ben."
"Bir kere daha mı vuracaksın anne. Artık bir dur ben büyüdüm. Seviyorum dedim size bırakın bizi artık."
"Güzelim dayanamıyorum sana böyle davranmalarına. Gel kaçalım."
" Eğer bunu yapmazsak anlamayacaklar değil mi?"
" Evet. Gelecek misin benimle?"
" Seninle her yere gelirim Kuzey'im."
" Bu cuma hazır ol."
"Tamam birtanem. Artık dayanamıyorum. Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum güzelim. Çok seviyorum.""Hazırlandın mı?"
"Evet. Hadi gidelim artık."
"Tamam. Gel oturalım. Bizi ararlar birazdan. Birkaç saat gözükmeyelim ortalarda. Her türlü geri almak isteyecekler seni. O zaman anlayacaklar güzelim herşey daha güzel olacak. Ne kadar ciddi olduğumuzu herkes görecek. Meleğim benim, sana bidaha dokunamazlar. Asla izin vermem buna."
Saçlarımı öptü.
Bende bunları izlerken ağladım.
" Nasıl gidersin. Bizim yüzümüzü eğmeye utanmadın mı. Söyle bişe yaptı mı sana, dokundu mu?"
"Bizim gitme sebebimiz, ne kadar ciddi olduğumuzu anlamanızdı. 3 yıldır bunun için uğraşıyorum. Kendimi mi öldürseydim anne. Yıldım artık. Yoruldum sizin bu davranışlarınızdan."
"Keşke seni doğurmasaydım.""Kızınızı istemeye geliyoruz."
"Hadi kızım yap kahveleri"
"Allahın emri peygamberin kavli ile kızınız Gece'yi, oğlumuz Kuzey'e istiyoruz."
"Yaşları daha küçük. Ama 3 yıldır uğraşıyoruz ayırmak için. Madem bu kadar seviyorlar bize de vermek düşer. Okumaya devam edeceksiniz. Mesleklerinizi elinize almadan evlenmenize izin vermem. Verdim gitti."
"Öpün bakalım büyüklerinizin elini."" Anne Kuzeyin ailesi yemeğe çağırıyor bizi."
"Tamam kızım gideriz""Herşey çok güzel olacak güzelim"
"Seni çok seviyorum, sen benim herşeyimsin"
"Ne düşünüyorsun güzelim?"
"Çocuklarımızın ismini."
" O zaman gelsin buluruz meleğim"
"İyide ben buldum bile. Kızımızın adı Leyla olacak. Ve oğlumuzda Görkem."
"Neden peki?"
"Öyle işte. Beğenmedin mi?"
"Çok beğendim güzelim."
Kuzey'le olan anılarımdı neredeyse her anım. Hepsinde gülüyordum. Kuzey'in omzundayım, Kuzey bana sarılıp dönderiyor, Kuzey'in sakallarını kesiyorum, Kuzey'e sesim güzel olmasa da şarkı söylüyorum o ise sanki çok güzel bir şey dinliyormuş gibi huzurlu, sarılıyorum öpüyorum.Bunun gibi bir sürü anı geldi geçti gözümün önüne.
Sanırım sonunu görmek istemiyorum. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Açtığımda ise karşımda kuzey vardı. Her yeri toprak içindeydi. Mezarıma sarılmış ve sanki benmişim gibi bırakmıyordu beni. Toprağı kazmaya başladı. Habire toprakları alıyordu mezarımdan. Ardından Halil babam geldi oğlunun yanına. Durdurmaya çalıştı onu.
"Yapma oğlum. Bırak bak günah hadi gidelim herkes dağıldı bırak hadi gitmemiz gerek artık havada kararıyor."
"Baba korkar o. Ben gidemem. Çok durdu toprağın altında. Neden tuttunuz beni ben onu gömmenize izin vermedim. Tamam çıkaralım artık korkuyordur benim güzelim. Hadi yardım et sende kaz alalım onu burdan. Ölmedi yalan söylüyorlar. Ölmedi o bırakmaz beni. Karanlıktanda korkuyor zaten. Şimdi neler kurmuştur kafasında. Yanında bişeler olduğunu düşünüp kendi kendini korkutur o. Korktuğunda hep beni arar. Onu bensiz bırakamam. Bırakamam, dokunma bana dokunma."
Ve mezar başında ağlayan bir Kuzey vardı karşımda. Halil babamsa biraz geri çekildi oturdu yere. O da perişan gözüküyordu. Oğlunu bu şekilde görmek istemezdi elbet. Benide çok severdi. Prensesim derdi ve kuzey çok kıskanırdı bunu. Babasıyla kavga ederdi hep.
İçinde olduğumuz durumu unutum burukça güldüm bian.Aklıma gelen şeyle daha fazla durdum. Ben öldüğüme göre neden bütün bunları görüyorum. Benim bunları görmemem gerekmez miydi?
Gerçekten bişeler olması gerekiyordu artık bu gerçekten çok zor olmaya başladı. Eğer tüm bunları görmemdeki sebep pişman olmamsa, gerçekten çok pişmanım. Çok pişmanım.------------------------------
Ah, gerçekten bunu niye yaptığımı bilmiyorum. Neyse devam edeyim bari. Gören olursa oy veya yorum yapabilir mi?
Görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim :d
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZÜR DİLERİM
Novela JuvenilÖlüm: Kiminin korktuğu, kimi insanında en çok istediği şey. İnsanlar doğar, yaşar ve ölür. Bazıları yaşarken ölür. Bu sadece işin felsefesi. Herkes yaşarken sıkıntılar çeker. Bazı sıkıntılar insanı fazlasıyla üzer. Ahhh daha fazla uzatmasam iyi olur...