Şşşt güzeller güzeli çiçeğim. Senin kadar asla parlak olamayacak yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma!
××××××××Jungkook'un üzerine ansızın atlayan alfa ile çığlık atabilmiştim sadece. Jungkook beni daha da geriye çekmiş ve dönüşmüştü.
Gri bir kurdu vardı,şuan kırmızı olan gözleri sinirini belli ediyordu. İki alfa birbiri ile kavga ederken Jungkook beni bir şekilde etkisi altına almıştı. Fermonları çok güçlüydü,ona yardım etmek istiyordum ama ayakta duracak halim de yoktu.
Diğer kurt pençesini Jungkook'un sırtına attığında Jungkook biraz sendelenmiş ardından kurdun üzerine çıkarak boynuna bir çizik atmıştı. Kurt etkisiz hale gelecek gibi olduğunda Jungkook onun güçsüzlüğünden faydalanıp kurdun omurgasını neredeyse paramparça etmişti.
Kurt acı ile öldüğünde veya bayıldığında ben koşarak Jungkook'un yanına gittim. Sırtındaki yara onu güçsüz düşürmüştü. Yanına koşarak gittiğimde yere düşmüştü,hala insana dönüşmemişti,muhtemelen gücü yoktu.
Son gücümle kendimi zorlayarak evi buraya yakın olan hekime gitmiştim. Olayı kısaca anlattığımda o koşarak Jungkook'un yanına gitmeye başlamıştı. Alıp buraya getireceğini söylediği için ben ağlayarak hekimin evinde onları beklemeye başlamıştım.
O kadar korkuyordum ki bir şey olmasından. Çünkü emin olduğum şey Jungkook ile ruh eşi olduğumuzdu. Birbirimizi ilk gördüğümüz anda etkikenmiş ve bağ kurmuştuk,her aşık çiftin yaptığı gibi.
Kurtlar böyleydi işte. Ruh eşinizi ilk gördüğünüzde ve kokusunu aldığınızda ondan etkilenirseniz o kişi sizin için yaratılmıştı.
Ona bir şey olmasını istemiyordum,korkuyordum.
Hekim Jungkook kucağında gelmiş ve Jungkook'u evin içine sokmuştu.
"Kwon amca,çok mu kötü." Ağlamamın arasında hıçkırarak konuştuğumda Kwon amca incelediği yaradan kafasını kaldırmıştı.
"Tanrı'ya çok şükür ki önemli değil. Sadece biraz dinlenmesi gerek. Ona bakacak birileri varmı?" Dediğinde kafa sallamıştım. Ona ben bakabilirdim. Ailesi hayli yaşlıydı,Jungkook kadar cüsseli bir çocuğun sorumluluğunu alamazlardı.
Bende belki yapamazdım ama annemden birçok şeye hakimdim. Anneme ve ona rahatlıkla bakardım.
Hekim yarasını tedavi etmişti. Kısa süre sonra geçeceğini fakat sırtına aldığı darbeden dolayı birazcık omurgasının zedelendiğini söylemişti.
"Uyanınca gidebilirsiniz Taehyung,onu kucağında taşıyamazsın muhtemelen o yüzden tekerlekli sandalyeyi kullan." Diyerek odadan çıktığında kafa sallamıştım.
Jungkook'un yattığı yatağın kenarına oturup uyanmasını beklemiştim. Biran önce uyanmazsa içimi yine korku saracaktı. Zaten lanet kurdum bir türlü rahat durmuyordu.
Jungkook yaklaşık 2 saatin ardından gözlerini araladığında sevinçle ona baktım.
"Uyandın mı?" Dediğimde olaylar muhtemelen beynine şuan nüfus ettiği için biraz durmuş ardından bana bakmıştı.
"Taehyung,ben bayıldıktan sonra sana bir şey olmadı değil mi?" Dediğinde kafamı olumsuz anlamda sallamıştım.
"Hayır,hayır hiçbir şey olmadı bana. Çok şükür sende iyisin." Dediğimde eli ile suyu işaret etmişti. Hızla ayağa kalkıp doldurduğum suyu içmesi için yardımcı olmuştum.
"Benim neyim var peki?" Su bardağını tekrar yerine koyup,yatağının yanına oturmuştum.
"Sırtına darbe alınca omurgan zedelenmiş,kısa sürede iyileşirmiş. Sadece biraz dinlenmen gerek.Ben bakacağım sana." Eli tutup sıkmış ve samimi bir şekilde gülümsemiştim.
"Sana yük olmak istemem Taehyung." Dediğinde göz devirip taklidini yapmıştım.
"Oğor oşom olocokson,no son no onnon bono yok olmoz Toohyong." Sesimi kalınlaştırıp taklidini yaptığımda gülmüştü.
"Bak sen şu omegaya." Diyerek beni kolumdan çektiğinde minik bir çığlık atmıştım. Beni yanına yatacağım şekilde uzandırmıştı ama birazda üzerinde yatar gibiyim,o yüzden kurtulmaya çalıştım.
"J-jungkook omurganı zedeleyeceksin yapma!" Umursamadan tek kolunu belime sarıp kendisine çekmişti.
Tek kolu ile bile benden daha güçlü olduğu büyük bir gerçekti.
Biraz daha Jungkook ile şakalaşmış ardından ise hekimin bizi basması ile ayrılmıştık.
Jungkook'u tekerlekli sandalyeye bindirip evin yolunu tutmuştuk. Ha birde oturduğumuz kasabanın küçüklerinden birisine ailesine haber vermesini söylemiştim.
Ve ailesini akşam yemeğine çağırmıştım.
🌪️
Jungkook ile eve geldiğimizde anahtarım ile kapıyı açmıştım. Annemi görünce Jungkook'u da onun yanına sürmüş ve hemen sarılmıştım.
"Anne! Seni özledim." Dediğimde annem gülmüş ve bana sarılmıştı.
"Bu kadar geç kaldığın için bir açıklama borçlusun küçük bey." Dediğinde annem dudaklarımı büzmüştüm. Ardından annemin hala fark etmediği Jungkook'u gösterdiğimde annem şok geçirmişti.
"Jungkook! İyi misin?" Dediğinde Jungkook tekerlekli sandalye ile annemin dibine girmiş ve sarılmıştı.
"İyiyim Eun Ji teyze,ufak bir kaza sadece." Dediğinde annem de kollarını Jungkook'a sarmıştı. Tanıştıklarını bilmiyordum.
"O zaman siz konuşun,bende yemek yapayım,akşam Jungkook'un ailesi gelecek." Dediğimde annem beni hiç takmadan Jungkook'u daralmaya başlamıştı.
Olabildiğince güzel yemekler hazırlamaya çalışmıştım. Masayı kurup tekrar Jungkook ile annemin yanına döndüğümde,gülerek konuştuklarını fark etmiştim.
"Ne çabuk kaynaştınız siz?" Diyerek alayla annemin yanına oturduğumda annem hafifçe omzuma vurmuştu.
"Alfanın yanında alımlı davran biraz." Annemin dediğine dudak büzdüğümde Jungkook küçük bir kahkaha atıp bana bakmıştı.
"Evet omega,biraz alımlı davran." Annemle birbirlerine imalı imalı kaş göz hareketi yaptıklarında ben hafifçe denilemeyecek kadar sert Jungkook'un kafasına vurmuştum.
Kafasını tutup tekrar kahkaha attığında farkında olduğum tek şey;Annemin ve Jungkook'un,beni bunaltmak için yaratıldıklarıydı.
××××××××
Umarım güzel olmuştur.Sadece söylemek isterim ki;
Jungkook aşırı aşırı aşırı aşırı kıskanç bir alfa.Sizi seviyorum çiçeklerim 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY ALPHA//TAEKOOK
FanfictionOmega Taehyung,Alfa Jungkook ile mühürlenmek zorunda kalır. [Omegaverse!!] [Seme¡Kook] [Uke¡Tae] [Fem¿Tae] [Yoonseok¿]