Jungkook ile kavga etmemizin üzerinden geçen bir günün ardından,yanıma gelmediği için sinirlerim bozulmuştu.
Hayır yani yanıma gelmesi gerekmez miydi? Sonuçta kavga etmiştik ve ben sözünü dinleyip işe gitmemiştim.
Sabah annem ile ilgilenmiştim. Beraber bir şeyler konuşmuştuk,duş alması için yardım etmiştim ve şimdi öğle uykusundaydı.
Bende salonda oturmuş boş boş duvarı izliyordum,moralim bozuk olduğu için pek bir şey yapasım yoktu.
Ergen gençlerin sevgilisi ile ettikleri kavgadan sonra girdikleri depresyona girmiştim.
Kapı iki defa tıklatılınca,üzerimde ki gecelik yüzünden tereddüt etsem de,çok üstelemeden kapıyı açmıştım.
Ve kendime asla ve asla ipli,mini gecelik ile kapı açılmayacağını hatırlamıştım.
Çünkü kapıda ki kişi Jungkook'tu.
"Kapıyı böyle mi açıyorsun,ya ben olmasaydım?" Diyerek konuştuğunda,gönlümü almak yerine hala kızdığı için sinirle içeri girmiştim.
"Şimdi de bunun kavgasını mı yapacaksın?" Dediğimde derin bir nefes vermiş ve salonun ortasına geçmişti.
"Evet,bunun kavgasını yapacağım. Omegamın kapıyı neden ipli gecelikle açtığını merak ediyorum." Gerçekten bunalmıştım fakat kafasına cam biblo atmamak için sinirimi gizliyordum.
"Senden önce de böyle açıyordum,şimdi de böyle açıyorum!" Harika bir çift olacağımız kesinlikle belliydi. Daha ilk günlerden kavgalara başlamıştık.
"Taehyung,sabrımı sınıyorsun." Dişlerini sıkarak konuştuğunda,bende sinirlenip göz yaşlarımı akıtmıştım.
Hem sinirden hemde moral bozukluğundan ağlıyordum. Neden sürekli yanlış şeyler yapıyormuşum gibi davranıyordu?
"Güzelim,ağlıyor musun?" Cevap vermeden,görmemesi için kafamı eğdiğimde kollarını etrafımda hissetmiştim.
Kokusu beni rahatlatınca gurur yapmayı kesip kollarımı gövdesine dolamıştım.
Sinirlerim bozulduğu için uzun süre ağlamıştım. Ben sakinleşince,beni omuzlarımdan tutup hafifçe kendisinden ayırmıştı.
"Özür dilerim bebeğim,seni üzmek istemedim. Sadece kıskanıyorum,yani sen çok güzelsin ve ben seni sadece kendime saklamak istiyorum." Diyerek açıklama yaptığında,burnumu çekerek ona bakmıştım.
"Çok üstüme geliyorsun ama." Dediğimde,dudaklarını yanağımda hissetmiştim. Küçük bir öpücük bırakıp,tekrar bana bakmıştı.
"Haklısın,özür dilerim." Bir şey demeden yine kollarına sırnaştığımda,tekrar kollarının arasına almıştı beni.
🌪️
Jungkook ile barışmamızın üzerine yaklaşık bir ay geçmişti.
Annemin ölümünün ise üzerinden yaklaşık olarak üç hafta. Bu süreç boyunca,hayatımda hiç yapmadığım şeyleri yapmıştım.
Mesela kendimi bir yere kapatıp,sadece kafamı dinlemek. Çocukluğumdan bu yana hiç zamanım olmamıştı buna.
Kendimi dinleyince ise her şeyin farkına vardım. Mesela; Annemle ilgilenmek ve evde oturmak dışında,hiçbir şey yapmamıştım.
Hobim yoktu,çocukluk anılarım ve arkadaşlarım yoktu. Ama pişman değildim çünkü benim bütün gençliğim,güzeller güzeli annem için gitmişti.
Güzeller güzeli annem.. Pembe dudakları,mosmordu. Hep sıcacık bulduğum kolları,buz gibiydi.
Lavanta kokmuyordu artık,ela gözleri gözlerime bakmıyordu.
Elimi de tutmamıştı. Ölüm benim anneme hiç yakışmamıştı.
Çok kırgındım ona,hani görecekti mühürlendiğimi? Çocuklarımı görecekti,sevecekti ve hatta belki ismini bile ona sorardım.
Jungkook ise bu süreci yönetmişti. Ben bu krizde,sadece ağlamış ve günlerce yemek yememiştim. Jungkook ise soğuk kanlılık ile bütün cenaze işlemlerini halletmişti.
Benim de yanımda olmuştu,yemek yapmayı asla bilmiyordu,bu yüzden annesi benim için yapıyor ve o da bana yedirmeye geliyordu. Zorla yediriyordu,çenem kırılacak gibi olsa bile yemeye zorluyordu.
Sürekli yanımdaydı,bu evden henüz kopamamıştım. Annem ile her şeyi bırakıp gitmek çok çok ağır bir yüktü.
Jungkook'ta bu konu hakkında neredeyse hiç sesini çıkarmamıştı. Sadece yanımda duruyor,ve ağladığımda beni kolları arasına alıyordu.
Şuan da o anlardan birindeydik işte.
"Taehyung,güzel omegam. Ye yalvarırım." Diyerek ağzıma çorba kaşığı sokmaya çalıştığında,burnumu çekip ona bakmıştım.
"Annem aç mıdır Jungkook? Çok severdi benim yemeklerimi. Yapsam gelir mi?" Dediğimde,dudaklarını birbirine bastırıp kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Anneler,kendilerinden çok çocuklarını düşünür meleğim. Çok üzülüyor sen böyle yapınca,zaten bir deri bir kemik kaldın. Beni de üzüyorsun." Dediğinde,onu yormamak için uzattığı kaşıkta ki çorbayı içmiştim.
"Özür dilerim,üzülme." Dediğimde,gülümsemiş ve dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Minik bir öpücükten sonra ayrıldığında o'na baktım.
"Jungkook,beni mühürler misin?"
×××××××××
Özür dilerim,gerçekten bir şeylerin üzerinden gelmeye çalışıyorum ve bu yüzden çok sık yazamıyorum.Bu bölümde olmadı zaten,geçiş bölümüydü.
Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY ALPHA//TAEKOOK
FanfictionOmega Taehyung,Alfa Jungkook ile mühürlenmek zorunda kalır. [Omegaverse!!] [Seme¡Kook] [Uke¡Tae] [Fem¿Tae] [Yoonseok¿]