Bölüm 5

68 6 1
                                    

Gregor, hızlıca ayağa kalktı. Odanın kapısının önünden askerler koşuşturuyor, Aurora ise endişeli gözüküyordu. Gregor, hızlanması gerektiğini anladı ve hemen kılıçlarını kontrol etti. Sonra, bir pencereye kadar koştu ve Aurora'nın sırtına atladı. Yarasa yükseldi ve Gregor duvarlara çarpan böcekleri görünce ağzı açık kaldı. Bunlar... Bunlar, dev tespih böcekleriydi. 2-3 metre boyundaydılar ve top şekline gelip duvarlara çarpıyorlardı.
"Aurora, bunlarla daha önce savaştın mı? Zayıflıklarını bilmeliyiz."

"Evet, savaştım. Kabukları sert değildir, genellikle top halinde saldırırlar ama bu şekildeyken bacaklarını kullanamazlar."

Gregor, kafasında bir plan oluşturmaya çalışıyordu ama aklına bir şey gelmiyordu. Bir sürü asker uçucuları ile birlikte duvarı aşmıştı. Gregor da Aurora ile dalışlar yapıp duvara yaklaşanları kesiyordu. Derken, Gregor'un istemediği bir şey oldu. Bir böcek, ona doğru dalan uçucuyu top halinden çıkarak ve yukarı fırlayarak yakaladı, ve uçucunun da üstündeki asker böceklerin arasına düştü. Bir an bütün böcekler duraksadı, öğrenmeye çalışıyor gibiydiler. Sonra ise hepsi o hareketi yapmaya başladı.

"Aurora, çabuk! Yüksel!"

Aurora da aynı şeyi düşünüyor gibiydi.
"Peki, bir planın var mı Savaşçı?"

O an, Gregor'un aklına çılgınca bir fikir geldi.
O bir savaşçı, ve bir öfkeciydi.
"Aurora, beni oradaki boşluğa bırak, ben bağırdığımda da hızlıca geri al olur mu?"
Gregor'un boşluk dediği böceklerin arkasında kalan yerdi. Duvardan uzakta, böcekler ile iç içe.

"Ama, ama bu delilik! Sayıları çok fazla." Yarasa, Gregor'un ne yapacağını anlamış gibiydi.

"Başka şansımız yok." dedi Gregor ve Aurora onu yere bıraktı. Gregor, kılıçlarını çekti ve kendini hazırladı, öfkeci hissi doruğundaydı. Tespih böcekleri ona doğru yuvarlanıyordu. Etraf yavaşladı, zaman dondu sanki. Kulaklarına böceklerin sesi doldu. Onların ordusuna karşı Gregor. Bir böcek yaklaştı ve Gregor onu yaraladı, ardından dönmeye başladı. Ayaklarını yere sapladı, ama başı dönüyordu.
"Nokta tut." Ripred'ın önerisi. Gregor, denedi, ama belirli bir yer bulamıyordu. Etraf sadece böceklerle doluydu. Ve Gregor, hızlandı, görüşü bulanıklaştı. Düşemezdi, düşerse öldürülürdü. O anda öfkeci hisleri kontrolü geri aldı, Gregor'un ayakları yerden çıktı. Dönüyordu, ama bu sefer farklıydı. Etrafa atılıyor, dengesini kaybetmiyordu. Sıçrıyor, havada dönüp ne çıkarsa biçiyordu.

Görüşü gelmeye başladı, yorulmuştu, böcekler de çok azalmıştı. Ama hala oradaydılar. Gregor dönmeyi bıraktı, bir an duraksayıp iki kılıcı ile ileri atıldı ve tökezledi. Hemen doğrulup önündeki böceği kesti ama arkadan ona başka bir tane çarptı. Gregor, yere yapıştı. Kolunu ve kılıçlarını oynatamıyordu. Şimdi ne yapacaktı?

"Bağırmayı unuttun mu?"
Yarasanın pençeleri böceği yaralarken Gregor minnet içindeydi. Aurora tam zamanında işaret olmamasına rağmen gelmişti.

"Ben, ben zıplayamıyorum."
Gregor, Ares onu sırtına alırken hep zıplardı. Ama şimdi gücü kalmamıştı ve etrafta hala tehlikeli böcekler vardı.

"Gerek yok, sadece biraz miden bulanabilir."
Aurora Gregor'u pençeleri ile tuttu, biraz yükselip onu havaya bıraktı ve Gregor düşerken onu yakaladı. Gregor artık yarasanın üstünde oturur gibi duruyordu. Kılıçları kemerine taktı ve dengede kalmaya çalıştı.

" Ben, çok teşekkür ederim Aurora."
Gregor, sadece bunları söyleyebilmişti.
Savaş alanına baktı ama bu iyi bir fikir değildi. Her taraf böcek kalıntısı ile doluydu. Kendi üzerini tahmin bile edemiyordu. Kardeşleri onu böyle görmemeliydi.
Aurora'nın üzerinde zorlukla dik duruyordu. Duvarların tekrar iç tarafına geçerken herkes ona bağırıyor, tezahürat yapıyorlardı. Gregor, surlarda duran ve şaşkınlık içinde ona bakan Mareth ve Ripred'ı gördü. Bu görüntü onu mutlu ediyordu. Sıçan'ın şaşkınlığı... Çok geçmeden, saraya vardılar. Howard onları bekliyordu. Aurora yere indi ama yolunda gitmeyen bir şey vardı. Gregor, inmeye çalıştı ama doğru düzgün hareket edemedi ve yere yığıldı...

Gregor ve Kayıp KehanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin