"Savaşçı, peki ne yapacağız?"
"Onlar çok yaklaşmadan kaçmalıyız. Çünkü, çok hızlı olmayabiliriz."
"Peki hangi tarafa, etrafımızda ya tehdit ya da bilinmez var. Ve yavaşlamak istemiyorsak, ki amacımız bu, en kaçınmamız gereken bilinmez. Tek seçenek ise..."
Gregor Aurora'nın sözünü kesti. Belki havalı durur diye düşünmüştü. Ama çok da sırası değildi.
"Regalia""Yani Regalia'ya mı döneceğiz?"
"Evet Aurora. Sen kendin söyledin, diğerleri zaman kaybettirir. Ve sen de sırtında bir ateş böceği ile savaşamazsın."
"Ateş Böceği? Bana yukarıda böyle mi diyorlar? Ne hoş. Ama bir fikrim var. Regalia'nın surları yüksek, hemen diplerinde gizlenirsek bizi fark etmezler ve korunmuş oluruz. Kazanlar artık oraya yaklaşmıyor."
"Güzel fikir Farres. Aurora, hadi gidelim."
xxxxx
"Dran, bunu yapamayız! Emirleri biliyorsun."
"Emirler umrumda değil. O çocuk beni küçük düşürdü. Ondan intikamımı almalıyım."
"Ama Dran! O Kraliçe'yi..."
"O bir kraliçe değil! O daha küçük bir kız. Burayı çok daha iyi yönetebilirdim!"
"Ama kuralları biliyorsun, sadece kraliyet soyundan biri tahta geçebilir."
"Evet, ve kraliyet soyundan biri kalmazsa yeni yönetici olmaz, ayaklanmalar başlar. Ve ben de başa geçebilirim."
Dran bir hançer çıkardı ve hızlıca salladı.
"Şimdi, benimle misin?""E-evet Dran."
"Ve sen, Sessiz! Senin adını bir türlü hatırlayamıyorum. Sen de var mısın?"
Sessiz nöbetçi kafasını yukarı aşağı salladı.
"Adım Lutixo. Evet."Dran'in suratında bir gülümseme belirdi. Ve hemen ardından plan çadırının kapısını cılız biri açtı.
"İki tane kazan geliyor, neden olduğunu bilmiyoruz! Herkesin bilgisi olması ve gerekirse şehir halkını koruyabilecek pozisyonda olması isteniyor."
Adam kapıyı kapadı ve acele ile çadırdan uzaklaştı. Haber vermesi gereken başkaları da vardı."İşte."
Dran'in suratındaki gülümseme iyice büyüdü ve şeytani bir hal aldı.
"Geliyorlar."xxxxx
"Aurora, yaklaşıyorlar!"
"Çok az kaldı."
Aurora hızlı bir manevra yaptı ve yana döndü. Kazanlar şaşırınca da surların altına daldı. Kazanların şaşkınlığı geçtiğinde ise kararsızlık içindeydiler.
"Burada bekleyecek miyiz?""Başka seçeneğiniz yok Farres. Ve lütfen ışığını kontrol altında tut."
"Peki kazanlar bizi bulursa?"
"Kaçarız."
"Nereye?"
"Bilmiyorum."
"Ama..."
Gregor'un sesi kızgın çıktı.
"Konuşmaya devam edersek zaten bizi bulacaklar.""Pssst! Tartışmayın."
"Tamam Aurora."
Aurora herkes sessizleşince etrafı dinlemeye başladı. Sessizlik, sessizlik; kanat sesi, kanat sesi?
"Hey, sanırım kanat çırpma sesi duydum, ama etrafta herhangi bir şey göremiyorum."
Gregor da etrafı dinlemeye başladı. Bekler, bekledi, bekledi. Ses duymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gregor ve Kayıp Kehanet
FantasyBence Gregor ve Yeraltı günlükleri serisi biraz kötü bitti ve ben de yazmaya karar verdim umarım beğenirsiniz.