17 | TRYST

367 31 12
                                    

medya: Lisa  (hızlı zamanları hbfhgfgsjg)

Bunu yazmadan önce 8754664782 tane Jenlisa kurgusu bitirdim ve beynim akıyor tşk. Umarım güzel bir bölüm olur!

Duydum ki yazar kafayı yemiş artık kendi kitabına yorum yapıyormuş, kitap paragraf yorumlarından mahrummuş dkhbvdgkbgıd.

Bu arada bu bölümdeki bazı şeyleri kendi hayatımdan esinlenerek yazdım eheh. Gereksiz bir bilgiydi ama siz yine de bilin <3.

İyi okumalar...





Lalisa Manoban~

''EVET, lanet olsun ki kabul ediyorum!'' şu an sinirden patlamak üzereydim. Tae yanıma gelmiş Jennie'yi kıskandığımı söyleyip duruyordu. İyi de ne var bunda? İnsan patronunu ve aynı zamanda arkadaşı olan kişiyi kıskanamaz mı? Hayır Lalisa... kendime yalan söylediğim konusunda Jennie gerçekten de sonuna kadar haklı.

Tae'yi odamdan iterek çıkardığımda derin bir 'oh' çekmiş ve acıktığımı fark etmiştim. Daha sonra aklıma Jisoo unnie geldi. Tavuk. Evet, TAVUK! Hemen üzerime basit bir kot ve tişört geçirip merdivenlerden koşarcasına aşağıya indim. Tam merdivenlerin sonun ulaşmıştım ki Jennie'nin sesini duymamla irkildim.

Sikeyim...

Tavuk keyfim ertelenmişe benziyor...

''Nereye?'' dedi soğuk bir şekilde. ''Y-yemek yiyecektim...'' dedim, ah neden suçluymuş gibi davranıyorum ki! ''İyi, ben de seninle geleyim.'' dedi ve tüm heybetiyle merdivenlerden inip yanıma geldi. ''Hem yemekten sonra biraz daha vakit geçiririz, seninle yalnız vakit geçirmeyeli uzun zaman oldu Lalis.'' dedi ve dışarı çıktı. Bende onun peşinden tabii.


...


Tavukçuya geldiğimizde siparişlerimizi alıp boş bir masaya geçtik. ''Beni ilk defa pis bir şekilde yerken göreceksin.'' dedi ve kıkırdadı. O çok güzel. Neden hala kaçıyorum gerçekten. Ben koca bir salağım. Onu biraz daha izledikten sonra ben de kendi tavuğuma gömüldüm. ''Jennie?'' adını söylememle kafasını yemekte olduğu tavuğundan kaldırdı. ''Hım?'' diye mırıldandı sorar bakışlarla. ''Beni gerçekten seviyor musun?'' sorduğum soruyla elindeki kanadı bıraktı ve arkasına yaslandı. ''Sen sevmedikten sonra ne değişecek merak ediyorum...'' bir bilsen seni ne kadar çok sevdiğimi, istediğimi.

''Yani seviyor musun?'' iç çekti ve dudaklarını ısırdı. ''Eğer sen de seversen elbette.'' dedi ve bıraktığı tavukla uğraşmaya devam etti. ''Kararımı verdim Jennie.'' bu sefer kafasını kaldırmaya zahmet etmedi. ''Devam et...'' diye mırıldandı. ''Seninle olmak istiyorum.'' ağzından histerik bir gülüş çıktı. ''Ben bu kadar istedikten, beni geceler boyu ağlattıktan sonra hala nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun Lalisa?'' dedi ve yüzüme büyük bir ciddiyetle baktı. ''Benim güvenimi kırdın Lisa...'' yutkundum ve konuşmasına devam etmesini bekledim. ''Ama lanet olsun ki seni kabul edeceğim, birlikteyken güvenimi tekrar kazanmaya çalışabilirsin.'' dedi ve gülümsedi.

İçim heyecandan kıpır kıpırdı ve Tanrı'ya defalarca kez şükrediyordum. Yemeklerimiz bittikten sonra ayağa kalktı. ''Hadi Manoban, biraz güzel vakit geçirmeliyiz.'' dedi ve elimi kavradı. 


...


Bizi lunaparkın birine getirmişti. Hoş falan ama lunaparkın yarısı boştu ve sanırım artık o kadar da rağbet görmüyordu. ''Lunapark çok klişe olur diye beni terk edilmiş olanına mı getirdin Jennie.'' dedim ve göz devirdim. ''Ah Lisa, ne yapsaydım? Fantazi olur diye seni kuzey sınırına mı götürseydim, ekşın falan.'' dedi ve gıcık bir kahkaha attı. ''Artık kimse lunaparklara gitmiyor, hem sakin olması bence daha iyi.'' dedi ve derin bir nefes aldı. 

''Eğlenmek ister misin Manoban?'' dedi ve sırıtmaya başladı. ''Nasıl bir eğlence?'' dedim ve dudaklarımı yaladım. ''Ay, yavşama hemen!'' diye bağırdı ve bana arkasını döndü. ''Ya özür dilerim kedicik, ben sadece heyecanlandım.'' dedim ve arkasından sarıldım. Yutkundu ve bana döndü, ''Beni takip et.'' dedikten sonra koşmaya başladı, tabii ben de peşinden. 

Saatlerce lunaparkta koşuşturduk ve bozuk olan aletlere binip durduk. Belime dolanan kollarını iyice kendime sardım, ''Eve dönmek ister misin?'' dediğindeyse başımı olumsuz anlamda salladım. ''Biraz daha böyle kalalım...'' diye fısıldadım. Beni kendine doğru çevirdi ve belimdeki ellerini daha çok bastırdı. Gözlerimi onun o kiraz rengindeki dudaklarına diktim ve bana yaklaşmasıyla bende ona aynı şekilde geri dönüş yaptım.

Dudaklarımız buluştuğunda önce onları araladık ve daha sonra dillerimizi birbirine dolamaya başladık. Ellerimi saçlarına çıkarıp daha çok kendime bastırdım. Daha sonra dudaklarımızı emmeye başladık. Ellerini kalçalarıma indirdi  ve okşamaya başladı. Nefessiz kalıp ayrıldığımızda bana baygın bir şekilde baktı ve gülümsedi. ''Seni seviyorum Manoban.'' dedi ve başını göğsüme gömdü. ''Bende Jennie, bende...'' dedim ve ona daha sıkı sarıldım.







Jerry'den sevgilerle...

Aslında bu bölümü daha uzun yazacaktım ancak nedense diğer bölüme bırakmak istedim. Umarım beğenmişsinizdir. Bence Jenlisa'ya ayrı kalmak yakışmıyor ama her an ortalık karışabilir fhbvhbshbbv.

Oy ve bol bol paragraf yorumu yapmayı unutmayın!!! Sizi çoooook sevdiğimi de <3.






Jennie Kim

[ayaklı daş mübarek <3]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[ayaklı daş mübarek <3]



[notçuklardan bir demet: bölüm 705 kelime]

SECRET | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin