7 | THAT NIGHT

494 48 6
                                    

medya: Lisa


Lalisa Manoban~

Oradan ayrıldıktan sonra hala yaşadığıma şükredip otelime doğru yol aldım. Jennie'nin bana yardım etmesi için gönderdiği adamlara valizimi verip arabaya bindim. Beni onun evine götürdüler.

Ev büyük demir kapısı olan bir malikane idi. Hayatınızda bir kez rastlayacağınız türden parçalar ve çiçeklerle donatılmıştı. Bahçesi bakımlı ve gayet büyüktü. Dev ağaçların süslediği ev peri masalından çıkmış gibiydi; gizemli ve davetkar. 

Sıralı taşların belirlediği uzun patikanın ardında o büyük ve ürpertici malikane yükseliyordu. Evin girişine yöneldiğimde ben elimi uzatmadan kapılar ardına kadar açılmıştı bile. İlk olarak karşıma çıkan geniş hol beni sıcacık hissettirmişti. Biraz ilerledikten sonra salon bütün asaletiyle gözler önüne serilmişti. Koltuklardan birinde oturan Jennie, kafasını uğraştığı şeyden kaldırmış ve gülümseyerek bana bakıyordu.

''Gelmişsin...'' dedi usulca, gözleri naif ve buyurgandı. Ona hafif bir tebessüm ve yüzümdeki mahcubiyet ifadesi ile baktıktan sonra kafamı tekrardan aşağıya gömdüm. ''Bayan Kim-'' iç çekişiyle sözüm yarıda kalmıştı ve bakışlarımı ona çevirdim, halı desenleriyle oynuyordu. ''Lütfen bana adımla seslen, kendimi evimde hissetmem lazım işte değil.'' ve bana her zamanki gülüşünü sundu.

''Ne diyecektin Lisa?'' iç çektim ve konuşmaya devam ettim, ''Sadece teşekkür edecektim bayan- ah Jennie.'' söylediğim şeyle kıkırdadı, teşekküre gerek olmadığını ve akşam yemeğinde beni görmek istediğini söyledi. Ben de olumlu yanıt verip odama çıktım.

Eşyalarım çoktan yerleştirilmiş ve odam havalandırılmıştı. İçimdeki tarifsiz duygularla yatağıma uzandım ve bu gün olanları düşünmeye başladım. Ben buraya sadece Jennie'ye bana karşı küçük düşürücü davrandığı için kızıp bağıracaktım. Ancak şu an bulunduğum vaziyete bakılırsa amacımdan tamamen sapmış bir haldeydim. Pişman değilim çünkü Jennie o kadar da kötü bir insan değilmiş, eğer bir anlık sinirle onun o narin ve güzel kalbini kırsaydım vicdan azabından ölebilirdim.

Kendimi düşüncelerimle baş başa bırakıp şekerlemeye koyuldum. İçimdeki o dinmek bilmeyen heyecan umarım hafifler ve Jennie'nin yanındayken her zamanki gibi donup kalmam.



Jennie Kim~

Lisa geldikten sonra odama geçtim ve akşam yemeği için hazırlanmaya başladım. Üzerime kırık beyaz dik yakalı bir kazak ve altıma da siyah bir çan etek giyindim. Saçlarımı iri dalgalar halinde salık bıraktım ve dudaklarıma şeftalili bir parlatıcı sürdükten sonra ayağıma bağcıklı ayakkabılarımı geçirdim. İlk günden abartmaya lüzum yoktu. Yemeği hazırlayan görevlileri de işleri bittikten sonra evlerine yolladım ve Lisa'nın kapısını çalmaya gittim.

Kapıyı bir kaç kez tıklattıktan ve ona seslendikten sonra hala ses gelmeyince pirinç tokmağı çevirdim ve onu yatağında uyuklarken buldum. Manzaram çok güzeldi ancak onu bir an önce uyandırmalı ve yemeğe çağırmalıydım. Kolunu dürtükledikten sonra ayağa kalktım ve uyanmasını bekledim ancak uyanmayınca ona seslenmeye ve gıdıklamaya başladım. En sonunda uyanınca şaşkın bir şekilde suratıma baktı.

''Şey ben özür dilerim, uyuya kalmışım...'' uyku sersemi bakışlarıyla yataktan kalkmaya çalıştı. ''Hadi, hazırlanıp yemeğe gel.'' komutumun üzerine olumlu anlamda başını salladı ve gerinip gardırobuna yöneldi. Ben onu giyinirken izlemeyi çok isterdim ancak o rahatça giyinebilsin diye arkasından kapıyı örtüp çıktım. Yavaş adımlarla  merdivenlerden indim ve yemek odasına doğru yöneldim. Aklımda hep onun güzel yüzü ve gülümsemesi vardı. Keşke sadece bana böyle gülse, onu herkeslerden sakınasım sarıp sarmalayasım geliyordu.

Arkamdan gelen adım sesleriyle tüm düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm ve gözlerimin bayram etmesine izin verdim. Üzerine giydiği askılı, desenli bluzu ve bol pantolonu ile çok şirin gözüküyordu. Saçlarını salaş bir şekilde tepeden toplamış ve ayaklarına spor ayakkabılarını geçirmişti. 

Bana başıyla selam verdikten sonra masayı görmüş ve gözleri mutlulukla açılmıştı. Onun için aşçımdan bu akşam Thai yemekleri yapmasını rica etmiştim. ''Nereden bildiniz?'' şaşkınlıkla sorduğu bu soruya ufak bir gülücük sesiyle karşılık vermiş ve oturmasını işaret etmiştim. O farkında değildi ancak onun hakkında tahmin edebileceğinden daha çok şey biliyordum. 



Jerry'den sevgilerle...

Umarım sizi çok sıkmıyorumdur... Kitabıma gelen okunma ve oylar yok denecek kadar az. Umarım bir gün emeklerimin karşılığını alabilirim, ne dersiniz? 

Biliyorsunuz her türlü eleştiriye ve öneriye açığım, lütfen çekinmeyin ve satır arası yorumlarınızı ihmal etmeyin <3.

Ve en önemlisi sizi çoooooooooooooooook sevdiğimi bilin... 


Irene (Bae Joo-hyun)

Irene (Bae Joo-hyun)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


[not: bölüm 630 kelime...]

SECRET | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin