Hala kolundaki dövmeyi incelerken bana döndü ve 'ee' dedi. Ne zamandır bakıyordum. Sertçe gaza bastım ve hızla ofise ulaşmamızı sağladım. Resmen anlaşmış gibi senkronize bir şekilde indik arabadan hiç bir yere bakmadan ilerledik. Hissedebiliyorum bu kızda bir şeyler var. Garip bir şeyler...
Ofiste Y/N ile karşılaştık. Gözleri kıpkırmızıydı. Hemen yanına koştum. Kollarını boynuma doladı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Ellerim belindeyken sırtına çıktı ve okşamaya başladım. Ellerim durmuyordu saçlarına çıktı. Yaklaşık 2-3 dakikadan sonra ayrıldık ve gözlerimin içine baktı. 'A-abiii o, o-o ö-ölm-' lafını keserek onu kendime çektim. Bu ona acı verirken ben bu sözü tamamlamasına izin veremezdim. Herkes bize bakıyordu. Ayrıldık ve bana telefonunu gösterdi. Bir mesaj vardı. 'Sevgili ................... Park Jimin'in görevi yüzünden gittiği İspanya da kim olduğu öğrenildi ve öldürüldü.' bende bir an beynimden vurulmuşa döndüm. Üç kardeştik ama Jimin bana dördüncü kardeşim olmuştu ve şimdi o yoktu. Ona sarıldım, güç vermek istercesine ama oda biliyordu ki bende de güç namına birşey kalmamıştı.
ERTESİ GÜN
Kalktığımda yanıma baktım Y/N yanıma gelmişti. Kafasını göğsüme koymuş huzurlu huzurlu uyuyordu. Elimden gelse bir daha asla uyanmamasını hep bu şekilde huzurlu kalmasını sağlardım ama maalesef.
Burnuma gelen yanık kokusuyla ayağa fırladım. Arkamı dönüp ona baktım hala uyuyordu. Aşağı indiğimde asla beklemediğim bir şekilde elinde spatula ile etrafına bakıp n'apması gerektiğini tahmin etmeye çalışan bir adet Min Seo vardı. Ne alaka burda, benim mutfağımda, ayrıca nasıl girdi lan bu eve? Yanına gidip elimdeki spatulayı çektim ve ocağı kapattım. Bana baktı. 'buraya nasıl geldin acaba?' 'ya şey kızma ben gizlice anahtarını aldım sonra çoğalttım ve sızdım. Çok iyiyim dimi haha ama şeyy ya ben birşeyi atlamışım ben yemek yapamıyorum kii.' pis pis sırıttım ve tezgahta gördüğüm anahtarı alıp 'bidaha evime gelme' dedim. 'hııı öle mi o zaman sende benim yapmak için üç saat uğraştığım yemeklerini nah yersin amına-' sözü kesildi çünkü benim lanet kardeşim Y/N beni ona ittirdi ve dudaklarımız birleşti. Sonra bizden uzaklaşmaya başladı. Ayrıldığımız anda yanağıma sert bi tokat yedim. Ve acısıyla inledim. Aynı anda dönüp bana baktılar ve Y/N kıkırdamaya başladı fesat şey. Acıyan yeri tuttum ve 'napıyorsun lan sen aptal! Sanki bilerek öptük amına koyayım. Bana bak Y/N şuan üzgünsün diye birşey yapmıyorum haberin olsun çok fena olurdun mal mısın kızım sen he ne yapıyorsun?' koşarak odaya çıktı ve ağlama sesleri duydum. Arkasından gitceğim sırada kolumda bir sıcaklık hissettim ve durdum 'sanırım ben baksam daha iyi olur' dedi. Kafamı salladım ve tezgaha oturup kollarımı bacaklarıma dayadım.
Min Seo dan
Yanına çıktığımda Y/N bana buğulu gözlerle bakıyordu 'ö-özür dilerim ben bir an siz sevgilisinin zannetmiştim bu yüzden şey işte özür dilerim gerçekten bir daha asla yapmıcam lütfen kızmayın.' bu duyguyu bende biliyordum ve ne kadar acıttığınıda koşarak ona sarıldım. 'üzülme boşver sadece bir hata, hem abinde çok büyüttü takma sen onu gel aşağı inelim hem abin özür dilesin senden. ' kafasını sağa sola salladı. 'ben, yapamam.' zorla çekiştirerek onu aşağı indirdim ve ikisini karşı karşıya getirdim. Hafif öksürüp beklemeye başladım ama çok sürmedi çünkü Suga koşarak Y/N ye sarıldı. Neden bilmiyorum kendimi ağlayacak gibi hissettim. Sanırım aklıma ölen abim gelmişti. Koşarak onlara sarılmak geldi içimden ama bunun yerine arkamı dönüp çıkmaya yeltendim ama benim ona yaptığım gibi Suga beni kolumdan kavrayıp kendine çekti. Ve sarıldı. Napıyorduk ki biz. Asıl soru şuydu bu işi biz ne olarak yapıyorduk. Abi kardeş gibi mi yoksa bir sevgili gibi mi?
Bana baktı 'özür dilerim (arkasını döndü) ikinizdende.' kafamı salladım ve tekrar kapıya yöneldim. Ama bu sefer ben döndüm arkamı ikiside bana bakıyordu. Yutkundum, sertçe. 'Suga sanırım ben sana aşığım!' diyerek koşarak çıktım. Kapıyı sertçe kapattım. Evinin anahtarını almam bu yüzdendi işte. Ben duygularımı saklayamıyorum. Maalesef. Şimdi arabaya bin ve her gün lanet ettiğin üvey babanla yaşadığın eve tekrar git. Ne kadar mükemmel yaa!
Tam gaza basacağım anda kapım açıldı. Ve bir el beni kendine çekti. Sonra delice öpüşmeye başladık ilk ittirdim. Sonra o yüzü görünce ben yapıştım dudaklarına. O mükemmel ötesi öpülesi varlıklara. Resmen emiyordum dudaklarını. Oda dayanamadı ve ısırdı böylece dudaklarımdan küçük bir inleme firar etti. Beni çekiştirerek eve soktu. 'o zaman sevgilimsin Seo olur mu?' ne diyim şimdi yok olmaz falan mı? 'hıhımm' demekle yetindim. Başka ne diyim. Beni çekiştirerek eve soktuktan sonra kardeşine döndü. 'sağol Y/N senin sayende meleğim' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard Love
FanfictionSmut+Küfür=Hard Love... Anlayanlar anladı beğenmiyorsanız siktirin.