Rüyalar görüyorum
Yazın dalgasında yıkanıyorum
Takıldım ve düşüyorum
Olmasını ben istedimBedenim buz kesiyor
Cennetin ağırlığıyla eziliyorum
Altın külçesi misali
Soğukta yatıyorum
Yuvamda gibi hissediyorumBekle, eğer yanıyorsam
Ne kadar aşık olmuşum demek bu?
Ölmenin hayalini kurarken,
Hiç hissetmiyorum sevildiğimi...《 ℋ 》
Dirseklerimi kürsüye dayadım ve etrafıma kısa bir göz gezdirdim. Çoğu öğrenci sıcaktan bunalmış bir şekilde beni izliyor, bazıları ise ayakta uyuyordu. Mikrofona doğru eğildim ve yalandan iki üç kere öksürdüm. Bakışların bana dönmesiyle hafifçe gülümsedim ve elimdeki kağıda ufak bir bakış attım. Bu saçmalıkları tabiki okumayacktım!
"Evet gençler, bildiğiniz üzere koca üç seneyi geride bıraktınız. Hepinizin farklı hayalleri ve farklı istekleri var, biliyorum. Bu yüzden bu yıl, ben ve okul hocalarımla birlikte elimizden geleni yapacağımızdan emin olmanızı isterim. Burada toplandınız; çünkü artık hepiniz birer yetişkinsiniz. İdeallerinizin peşinden giderken, bu sene çokça emek sarf etmeniz gerekecek. Biliyorsunuz ki başarı, kolay elde edilmez."
Gözlerimi kıstım ve doğruldum. Otoriter tavrıma büründüğüme emin olduktan sonra konuşmaya devam ettim.
"Elbette bu güzel motivasyonlar bir yana, gelelim okul disiplin ve kurallarına."
Sol taraftaki tayfanın yüzünde bir sırıtma oluştu. Kaşlarımı çattım ve sizinle sonra tekrar konuşacağız bakışlarımı attım.
"Ben burada bulunduğum sürece, asla ve asla kuralların dışına çıkılmasını istemiyorum! Tabiki bazılarınız yüreğime su serpse de bazılarının beni tedirgin etmiyor değil."
Bakışlarım istemsizce yine aynı yöne kaydı ve bir çift yeşil gözle buluştu. İçimden bir ses, bu konuştuklarımın önümdeki 5 kişi için yerdeki toz tanesi kadar önemi olmadığını fısıldıyordu. Derin bir nefes aldım ve bıkkınca elimi masaya çarptım.
"Bu uyarılarımı da dikkate alacağınıza eminim, gençler. Şimdi zil çalmadan derslerinize geçin."
Bahçede büyük bir hareketlilik oldu. Aşağıya inmek için bir adım atmışken, aklıma gelen şeyle duraksadım. Mikrofonu elime aldım ve
"Hepiniz duysunki bu yıl hiçbir sınıf içerisinde seks istemiyorum. Hele sen Styles, şu hormonlarına sahip çık."
Parmağımı tehditkarca salladım ve mikrofonu yerine taktım. Hocaların şok olmuş suratına baktığımda gülmemek için dişlerimi sıktım. Başımla hafif bir selam verdim ve odama doğru ilerledim.
Koridordan geçerken sınıf kapılarından tek tek içerileri süzdüm ve kontrol ettim. Ah benim akıllı öğrencilerimin olduğu sınıfla, resmen insanlıktan çıkmış azgın veletlerin sınıfının aynı katta olması resmen talihsizlikti. Biliyordum ki, o yeşil gözlü kurnaz çocuk herkesi yoldan çıkarabilecek potansiyele sahipti.
Üzgünce başımı salladım ve odamdan içeri girdim. Kayıt evraklarını ve bankadan gelen faturaları çekmecelere yerleştirip, bugün velilere gidecek bilgilendirme kağıtlarını imzalamaya başladım. Bu kağıtların çoğunun sonunun uçak veya çöp kutusu olacağını bilsem de yapmak zorundaydım.
Birkaç kısa telefon görüşmesinden sonra öğrencilerin sınıflarına bağlı kameraları izlemeye başladım. Evet bana kontrol manyağı, hasta veya kaçık müdür diyebilirsiniz ama okulumun geleceğini kendi dışında hiçbir şeyi umursamayan veletlere bırakamazdım. Dördüncü kata kadar dikkatlice baktım ve daha ilk günden uyuyanlara göz devirdim.
Son kata geldiğimde, tehlikeli kata yani ,içimdeki tedirginliği yok saymaya çalıştım. Son sınıfların hepsini bir araya toplamak ne kadar akıllıcaydı bilmiyorum ama aynı katta olmamız bana çoğu zaman yardımcı oluyordu. Sinirle yürürken en azından yol kısa olduğundan ayaklarım acımıyordu!
Kameralardan birinde dikkat çekici bir şey gördüm. Kızın birinin suratı kırmızıdan mora geçecek derecede renk değiştiriyor, terliyor ve geriliyordu. Kalemi tutan sol eli titriyor ve ara ara dudaklarını ısırıyordu.
Yazık, daha ilk günden adet sancısı mı çekiyordu?Tam ekrandan çıkacakken başka bir şey daha fark ettim. Oha! Yok artık?! Gözlerim irice açılırken ekrana inanamazcasına daha da yaklaştım. Sanki görüyordum ama kendimi inandırmaya çalışıyordum.
İçimde yükselen ani sinir dalgasını bastırmaya çalıştım ama imkansızdı. Hızla ayağa kalktım ve dışarı çıktım. Adımlarım koridorun sonuna doğru ilerlerken sinir katman katman içimde büyüyordu. Seni sapık velet! Daha ilk günden rahat duramadın! Topuklarım zemini döverken sınıfın kapısını sertçe açtım ve sinirden kararan gözlerimle tüm sınıfı taradım. Kimya öğretmeni Mr. Henderson soru dolu bakışlarını üzerime çevirdi ve kalın çerçeveli kemikli gözlüklerini işaret parmağıyla düzeltti.
"Bir sorun mu vardı Ms. Evans?"
Gergince nefes aldım ve kaşlarımı çattım. Gözlerim Harry'nin piç gülümsemesine ve yanındaki kızın eteğinin altına girmiş eline takıldı. Sanki biri göğüs kafesimin içini vakumluyor, daraltıp sıkıyordu beni. Sadece sinirden olsa gerek diye söylendim ve öğretmene zor da olsa gülümsedim.
"Öğrenciniz Harry Styles benimle gelmek zorunda. Dersi böldüğüm için kusura bakmayın Mr. Henderson."
Harry gözlerime baktı ve alt dudağını hafifçe ısırdı. Kızın eteğinin altından elini yavaşça çekti. Islak parmaklarını gördüğümde delireceğimi hissettim. Sakin ol Beth. Dilinin ucunu parmaklarında gezdirdi ve gülümsedi. Sinirden sıktığım ellerim yumruk olmuş, parmak boğumlarım beyazlamıştı.
Tanrım, bu yaşta katil olup cehenneme gitmek istemiyorum.
Ayağa kalktı ve kapıyı açtım. Önümden geçerken parmağının ucuyla saçımı omzumdan geriye attı ve hafifçe açıkta kalan boynuma dokundu. Bu çocuk sınıfta olduğumuzun farkında mıydı?! Hızla sırtından itekledim ve son bir kez öğretmene gülümseyerek kapıyı kapattım.
"Doğru odama Styles. Bu sefer cezanın ağır olacağından emin olabilirsin."
《 ℋ 》
Bölüm sonu 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRE / H.S
Fanfictionyanıyorum, yanıyoruz.. oh, tanrım ateşlerin içinden yürüyoruz. • "Gözlerime iyi bak Beth, sana hak ettiğin sonu getirecekler." yavaş ve sessiz adımlarla üzerime yürürken, kısa bir titreme sardı vücudumu. Kokusu hafiften burnuma sızmış, başımın dönm...