Bora'nın ağzından
Uyandığımda suratım dağıldığını hisediyordum tabi bu arda bitmemişti onlara yapacaklarım herşeyimi toplayım burdan gitmeyi planlarıyodum bir kaç ay sonra dönüşüm harika olacaktı herkez benden ve yapacaklarımdan korkacaktı şimdi o yüzden elveda İstanbul.
İklimin ağzından
Acım kat kat artıyordu ve ben artık ağlayacak durumdaydım herkezde gitmişti artık ağlaya bilirdim ama galiba yine kazanan hastane olacaktı ve ben yine yenilecektim acım artıktça göz yaşlarımda artıyordu ve sonunda Sinaya seslenme kararı aldım.
- Sina Sinaa.
- Efendim bişeymi oldu.
- Yokda hastaneye gitsek olurmu.
- Sonunda hadi gel burya ama bu kıyafetle olmaz hemen sana uzun birşeyler getirmem lazım.
- Ya üstümde ne var ya.
- Bence çok şey var bekle benim geniş ve sana uzun olcak tişörlerimden getiriyim.
O yukarı çıkarken bende arkasında gülüyordum beni kıskanıyordu ve hoşuma gitmişti ve elinde geniş bir tişörtle içeri girdi.
- Sina o tişör ne ya.
- Hadi kolarını geçir ve beş dakika tek ayak üzerinde dur düzelteyim.
Sina tişörtü giydirdikten sonra beni kucağına alıp arabaya götürdü tabi giydiğim penye yetmezmiş gibi dizime üzerindeki ceketide örtmüştü of ben bu çocukla ilerde ne yapacaktım ve sonunda yavaş yavaş sürdüğü arabayla hastaneye varmıştık hemen arabadan inip beni kucağına aldı.
- Sina bu harektlerini iyileştikten sonrada görmek isterim mesala kapımı açmanı romantik konuşmanı falan işte.
- Kusura bakmayın hanım efendi iyileştikten sonra bu halerimden eser kalmayacak.
- Ozaman ben iyileşmiyim.
Bunu demele ikimizde gülmüştük gülünce kısılan gözleri çok hoş gözüküyordu tabi birde şu vardıki mavi gözlerini bu kadar yakından izleye biliyordum en güzelide bu olmalı bence..
İdilin ağzından
Şuan saatlerce Bartu izleye bilrdim okadar güzel gülüyorduki hem masum hemde bir sürü şey saklıyomuş gibi birenden Bartu nun ayağa kalkmasıyla bende ona doğru baktım.
- İdil hadi kalk.
- Nerye.
- Sen gel sana seveceğin birşey gösterecem.
Ve Bartu elimden tutup üst kata çıkartı tabi merak ediyordum ne göstercek ve bir merdiven daha çıktık sonunda gösterceği yere gelmilti galiba elimi bırakıp küçük kapıyı açtı ilk o çıktı ve bana dönüp.
- Hadi tut elimden ve buraya gel sana çok güzel bişey hazırladım.
Elini tutup beni yukarı çekmesini bekledim ve birden gözlerimi kapatıp ve biraz ilerledik ve gözümü açtığında çatıda düz bir yer vardı ve orda yastık ve pike vardı aslında anlamamıştım ama 'gel uzan burya ve kafanı yukarı kaldır' diğini yaptım ve kafamı kaldırdığımda gökyüzü siyahtı ve yıldızlar vardı ilk defa yıldızlara bukadar yakındım aslında ve o siyah olan gökyüzde parlıyolardı ve birden Bartu konuşmya başladı.
- Sende benim siyahımda böyle parlıyorsun bende senin mavini siyah yapıyordum aslında maviyi bu denli sevmen beni mutlu ediyordu neden derse benim küçük bir kardeşim vardı genelikle o bana hep derdiki abi 'ben senin mavinim sende benim siyahımsın' tabi ölünce ben artık siyah olarak kalmıştım o ise benim gökyüzümde parlayan bir yıldızdı o yüzden sana bu kadar düşkümdüm o yüzden seni koruyordum analdınmı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
ActionHerşeyin güzel olacağını biliyordum annem ve babamın ölümümden sonra hayatımız değişmişti ama en çok değişen Ali ve ben olmuştum. Hayatımız baştan yazılmıştı resme tabi hayatıma giren insanlar yaralatımı sarmam yardımcı oluyordu en çokta o. Pekiya b...