BÖLÜM 1

20 3 0
                                    

Lava... Bu kasabaya yerleşeli yaklaşık bir ay olmuştu. Sakin, yağmurlu ve birazda ürkütücü bir yerdi burası. Kendime küçük ve bahçeli müstakil bir ev kiralamış, salonda sıcak çikolatalamı yudumluyordum.

Yaşadığım yüz kırk yılda bir insan gibi yaşamak en büyük isteğimdi.Binlerce ölüm görmüş, binlerce acının yaşanışına tanık olmuştum.İnsanların çektiği her acıda bende acı çekmiş,her ölümde biraz daha ölmüştüm.

Ben yirmi dört yaşımda ölüp vücut bulmuş bir ezberbozanım.

Ezberbozanlar ,yeryüzündeki iblisler, ölümün habercileri, yeryüzüne düşmüş ilk melekler. Benim gözümde doğaüstü varlıkların en bencili.Başkasının ölümünden güç alacak kadar bencil varlıklar.

Bir o kadarda güçlü varlıklar. Bir ezberbozanı kolay kolay öldüremezsiniz. Doğanın dengesi bir ezberbozanın elindedir. Yeryüzüne hükmederiz, Vampirler, cadılar ve gölgeler bile bizi katledemez.Cadılar gibi bir takım büyüler yapabilir, olağanüstü güçler sergileyip, gölgeler gibi görünmeden hareket edebiliriz. Gücümüzü yeryüzündeki tüm doğaötesi varlıklardan alırız. Hepsinin bir parçasına sahiptir Ezberbozanlar.

Biz kendi türümüzü katlederiz. Bir ezberbozan kendi türünü öldürmekten büyük zevk alır. Sonuçta ölüm, beraberinde ölümü getirir. Biz ölümün melekleri bencilizdir. Yüzünü bile görmediğimiz şeytandan emir alır, ölmekte olan insanları diğer tarafa uğurlar, insanların kirli arzularından besleniriz.

Ben ise ölümden, ölümün getirdiği herşeyden nefret eden bir ezberbozanım. Doğama şiddetle karşı çıkmış, bana verilen görevlerden kaçmaya başlamış şimdi ise bu kasabaya sığınmıştım.

Şöminenin yaydığı ısı, ceset gibi olan bedenimi ısıtırken, elimdeki soğumuş kupayı bir kenara bıraktım.

Buraya geldiğimden beri tek bir arkadaş edinebilmiştim zaten o da kısa sürede ev arkadaşım olmuştu.

Gittiğim yerlerde ardımda insan bırakmayıda sevmezdim. Çünkü sürekli kaçmak zorunda kalıyordum. İnsanlar yaşlanmadığınızı gördüğünde aynı yerde uzun süre kalamıyorsunuz. En iyi ihtimalle üç yıl. Bunu yadırgamayacak iyi bir arkadaş edinmiştim bu defa.

-Hey, Karmen dolap bomboş ve ben kurt gibi açım.

Rose, garip ve çılgın bir cadıydı.

-Kurt açlığı mı? OHH o zaman hemen alışverişe çıkmalıyız.

-Çok isterdim canım ama ben işe gidiyorum, alışveriş yapmakta sana düşüyor.

Rose kendi mekanını işletiyordu. Bu sakin kasabanın tek eğlence mekanı olan Lav'ı.

-Hey seni aç cadı, beni başından savma planın beni alışverişe göndermek mi?

Tam bir cadı kahkası fırlattı ağzından. Otuzlu yaşlarının başında olan bir cadı olmasına rağmen kesinlikle fazla tehlikeliydi.

-Aslına bakarsan bugün cuma ve barıma gelmeni istemiyorum. Yakışıklı erkekleri hep sen kapıyorsun tatlım. Senin şu kahrolası iblis caziben!

Arkamdaki yastığı olağanüstü bir hızla ona fırlatırken, belki o havada durdurmasaydı her şey istediğim gibi olacaktı.

-Sen çok alçak bir cadısın. Bana iblis demeyi kes. Ben şeytanın elçisi değilim.

-Ama onun soyundansın

-Roseeee!!

-Tamam benim minik ölümsüzüm. Hadi hazırlanda bu akşam dağıtalım madem

-Memnuniyetlee

##

  Elimdeki içkiden bir yudum daha alırken, Rose'un adamın biriyle flörtleşmesini izliyordum.

Adam her bir sözünde adeta ağzının içine düşüyor, daha da flörtöz davranıyordu.Rose arlanmaz, flörtöz bir cadıydı. Ben ise bu cadının arkadaşı olmama rağmen ona hiç çekmemiştim.Flörtöz olmak mı? Uzaktan yakından alakam yoktu, romantik erkeklerdende yaşadığım süre boyunca nefret etmiştim.

Rose'a daha da yakınlaşan adama sinir olmuştum. Adamda bakışlarımı farketmiş olacak ki bakışları beni bulduğunda ağzında bir şeyler geveledi.

  Söyleyeceği şeyi dinlemek için onlara odaklandım.

-"Arkadaşın beni öldürücekmiş gibi bakıyor."

-Ahhh,şey o biraz fazla korumacıdır.

-Öyleyse bu korumacı arkadaşa içelim.

Ellerindeki kadehleri birbirlerine götürürlerken, bende elimdeki boş bardağı onlara doğru kaldırdım.

Bunuda farketmişti adam.

-Arkadaşın bize katılmak ister mi?

-Bilmem

  Kafamı olmaz anlamında sallarken adamın bakışları iyice büyüdü ve birkaç dakika içinde barı terk etti.

Yanıma kızgınlıkla oturan canım arkadaşım tıslayarak konuşmuştu.

-Kısmetimi kapatıyorsun Karmen

-O yavşak adam emin ol seni mutlu edemezdi Rose. Cadı seksi için fazla romantik tatlım. Daha yırtıcı birini bulman gerekiyor. Belkide bir vampirle çıkmalısın. Emin ol deneyimlerime dayanarak söylüyorum.

-Vampirlerden en az senin türünden nefret ettiğim kadar nefret ediyorum.

-Ama beni seviyorsun?

-Sen kendi türüne yapılmış bir hakaretsin çünkü. 

Beni elimden tuttuğu gibi dansa kaldırırken, piste fırlattı.

-Rose ben dans etmeyi sevmem ve sen bunu biliyorsun

-Yaşlı teyzeler gibi davranmayı kesmen gerek.

-Belki de yeterince yaşlıyımdır.

-Ruhun yaşlı olabilir ama bedenin hala yirmi dördünde bir afet. O yüzden dans et iblis.

Kendimizi müziğin ritmine bırakırken, Rose 'un kıvrak hareketlerini taklit etmeye çalışıyordum. O bu konuda gerçekten yetenekliydi.

Hızına daha fazla yetişemiyeceğimi anlayıp bir köşeye çekilirken içimde bir ürperti hissettim.Ölümü hissettim.

  Nefes almaya gerek duymama rağmen, kendimi boğuluyormuş gibi hissettim. Kalbimin büzüldüğünü hissettim ve barın kuytu köşelerinde oturan bir siluete takıldı gözlerim. Kırmızı alevden bir beden. Kor bir ateş... Ateşten bir beden. Adımlarım benden bağımsızca ateşe yürürken direnemiyordum.

Bir iblis olamayacak kadar güçlüydü. Yeryüzünde tanıdığım varlıklardan değildi. Ateşin oluşturduğu bedene yaklaştıkça acım dahada arttı. Başım deli gibi ağrımaya başladı. Dizlerim titredi.

En sonunda dizlerimin üstünde yere kapaklandım. Acımı dindirmeye çalıştım. Kafamı kaldırdığımda az önce gördüğüm ateş siluetinden eser yoktu.

Yanıma koşarak gelen Rosa'a hiçbir şey diyemedim.

O sıradan bir yeryüzü yaratığı değildi buna emindim. Tanıdığım hiçbir doğaüstü   varlığı bir iblisi bu denli yönetemezdi. Erkekti. Bunu da az çok anlamıştım. Alevin oluşturduğu kafasındaki kısa saçları, geniş omuz hatları olan bir siluet.

Ölümü hissetmiştim, Bir ezberbozana ölümü hissettirebilecek kadar güçlüydü.

Ben Karmen ve benim hikayem tamda şu anda başlıyor.

ATEŞTEN ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin