Bilmediğim bir zaman dilimi içine sürüklenmiştim sanki. Herkes, herşey farklıydı. En garip yani ise herşeyin birden hafızamdan silinmesiydi. Geçmişim... Fazla eksikti, çok fazla.
Bilmediğim yerlerde uyanışımın bu 10. Günüm. Gene bilmediğim geçmişime her gece olduğu bu gece de içmiştim. En son hatırladığım şeyin bu olması hep aynı etkiyi bırakmıştı. Hissizlik. Uzun zamandır tek bildiğim şey buydu. Herşeye karşı hissizleşmiştim. Tek yaptığım çalıştığım barda kazandığım parayı içkilere verip orda burda sızmamdı. Hiçbir his olmadan yapardım bunu... Geçmişim karanlıktı. Bunda ciddiyim çokkaranlıktı, çünkü yoktu.
Uyandığım yerin bir park olmasına şaşırmıyorum. Başka pek bir yerde uyanmadım. Parklar, ara sokaklar...
Sessizce hayıflanıp etrafıma baktım. Her zaman uyandığım parktaydım. Siyahlaşmış gökyüzünü yıldızlar süslemişti. Dolunay etrafa ben burdayım havası verirken kendime fısıldadım bende burdayım.
Burdayım, tek başıma ve çaresizce burdayım. Kimse görmese de burdayım. Geçmişimin karanlığı ve sessizliğinde burdayım. Çırpınarak bağırarak burdayım. Sessizlikle burdayım. Güçsüz kalmış bedenime burdayım.
Hafifçe bağırdım. BURDAYIM.etraftan geçen birinin bana deli mi bakışını yakalasam da siklemedim. Burdayım en azından biri farketmişti burda olduğumu.
Küçük bir tebessüm ettim ama bu alay eder gibiydi. Birinin deli mi bakışlarına inanma Okyanus. Kimse sikleyecek derecede farketmedi.
Ayağa kalktım yalpalayarak kollarımı açıp gerindim. Kafam taşak gibi diye fısıldadım kendimce.
Kafam taşak gibi. İçmişim. Sarhoşum. Ayılmışım sonra ama hâlâ sarhoş gibi kafam. Bir Ahmet Kaya şarkısı açıp tekrar sarhoş olmaya meyilliyim. Delirmişim ama hâlâ akıllı gibiyim. Akıllı bir deliyim. Herkesten akıllı fakat herkesten deli. Bağırmak istiyorum, "siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz" Ahmet abiye selam çakıyorum, sanki gökyüzündeymiş gibi. Onlar bizim neler çektiğimizi ne bilecekler Ahmet abi.Alayla güldüm kendime iyice delirdim ha diyerekten. Kafamı sallayıp ilerlemeye başladım. Bara gitmeliyim. Kendi çöplüğüme geri dönmeliydim. Sanki gidebileceğim başka bir yer varmış gibi...
Yalpalarayak ezberlediğim yolun üzerinden bir kere daha geçtim. Yiyeceğim azarı düşünerek Alayla güldüm. Bu sefer kesin kovulacaktım ama umrumda değildi. Tek üzüldüğüm şey gidecek başka bir yerimin olmamasydı. Yalnızdım.. Hemde fazlasıyla yalnızdım. Düşündüm... Belki güzel bir ailem vardı. Kardeşim, annem, babam, ablam, kim bilir belki evliyim ama kendimi kandırmamalıyım bir ailem olsa bulmak için çabalarlardı. Benim için çabalayacak kimsem yok. Kendim için de çabalayamıyorum zaten.
Bara vardığımda etrafa kısaca göz gezdirdim. İşte benim çöplüğüm. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Klas bir mekan olsa da herkesin iğrenç ve boktan olduğu çok belliydi. Patronumuz para peşinde bir piç olduğu için içeriye aldıkları kişinin önemi yok.
Bar masasının yanındaki kapıdan geçip içeriden önlük aldım. Hemen yerime geçip hep oradaymış gibi yaptım. İnandırıcılık sıfır...
Patronumuz gül cemalini bana ne kadar sinirli baktığını farkedince olayı çaktığını anladım. Sıçtım.
Yanıma hızla gelip sertçe konuşmaya başladı. Şaşırmadım.
"ben sana burda iş verdiğim her bokuna bakıyorum ama senin yaptığına bak." güldüm.
"aynen o kadar bakıyorsunuz ki her gün sokaklardauyanıyorum." yine çenemi kapatamadım. Sinirli ifadesi daha çok gerilmiş ama yüzüne bir muzip ifade gelmişti.
"KOVULDUN!" siktir. Önlüğü hızla çıkarıp tezgaha bıraktım. Hızla tezgahta diğer tarafa gittim. Gitmek için arkamı döndüğümde bileğim den tutan ellere döndüm. Muzip bakışlar atan patrona baktım. "ama gitmemek için başka bişey de yapabiliriz hm?" bedenimi süzdüğünde hızla kol haraketi mi değiştirip elimle kolunu tuttum. Yumuşakça bikaç saniye gülümseyip sonra sert ifadem geri döndüm. Kolunu çevirip dizime vurdumkırılma sesini ve patronun çığlığına güldüm. Bikaç adım geri gidip "orospu çocuğu diye bağırdım. Rahatlamıştım. Geri dönüp hızla bardan çıktım. Derin bir nefes alırken ağzıma kapatılan bez ve ether kokusuyla kendimi kaybetmeye başladım. Çırpınmaya ve tekme atmaya çalışırken gücümün bitmesi ve bayılma etkisiyle durmak zorunda kaldım. Tek soru neden kaçırılıyorum...556 kelime.
Vote ve yorumu esirgemeyin. Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KELEBEK🦋
Teen FictionHafızasını kaybetmiş kızımızın hayatı boktanlıkla geçse de yeni bir soluk ve yeni görevler gelicektir. Öğreneceği şeylerin altında ezilirken. Aşk tanımını bulmaya çalışacaktır. Aşk. Macera ve infazı peşinde getiren bir roman.