III

540 69 241
                                    

Araştırması sonucu iki ay kadar beklemesi gerekiyordu, astronomi karışık ve hassas bir bilimdi. Haziran ayından itibaren o dört ülkeyi arayacaktı ama şu an hiç bir şey yapamazdı.

Bu yüzden de iki ay geçene kadar diğer işlerine başlamalıydı, listesindeki tek madde sandığı bulmak değildi neticede. İlk adımı attı, temizleme büyüsü ile kirli tabağı yıkadı ve yerine koydu.

Gece geç bir vakitte olsa da sabah aldığı kitabı önüne çekti ve okumaya başladı. Birkaç yeni büyü ve iksir öğrenmekte bir sıkıntı yoktu.

¦×¦×¦×¦

Bir saat kadar sonrasında Harry lafını geri aldı. Küçük bir dikkatsizlik ona pahalıya patlamıştı, zaten gece gece kapalı alanda neden bir fırtına büyüsü denemişti o da bilmiyordu.

En iyisinin yatmak olduğunu kabul etti ve kendini soğuk çarşaflara gömdü.

¦×¦×¦×¦

5 saat sonra gelen patlama sesine kadar deliksiz bir uyku sürmüştü, kendisini yıllar önce en küçük harekete karşı duyarlı hala getirdiği için hemen uyanıyordu. Bunu engellemek için güçlü bir sessizlik tılsımı bile yapmıştı. Bu tılsımı aşıp bu kadar şiddetlice odasına kadar gelen sesi merak etti, sesten daha çok ilgisini çeken ise içindeki aktifleşen radardı.

Çekmecenin üstündeki asayı aldı, gözlüğünü taktı -aslında gözü bozuk değildi ama diğer yabancıların bunu bilmesine gerek yoktu, gözlük büyülüydü. Harry'den başkası takarsa sanki numaralıymış gibi gözüküyordu-, sessizce odaları kontrol etti. Evde bir sorun yoktu. İksir odası hafif bir zararla atlatmıştı sadece. Rafa koymamış olduğu birkaç iksir düşmüştü. Basit bir büyüyle gece hiç yaşanmamış gibi oldu. Sözleri söyledi, havada parıldayan 08.43 rakamları belirdi.

Sabahın bu saatinde canavarlar uyanmış olmalıydı, hızlı adımlarla bahçeyi turlasa da yine bir sorun yoktu.

Şüphe çekici bir olaydı, patlama sesi ve sallantı. Basit bir deprem ya da bilinçli bir yıkım olamazdı. Bu yüzden de Harry valizin dışına çıktı.

Quebec zor bir sabah geçirmiş gibiydi. Neden burada oldukları bilinmeyen bir kaç ruh emici ortalığı altüst ediyordu. Ama ne ses ne de sarsıntı ruh emicilerdendi. Harry patronus büyüsünü söyledi.

Çıkan beyaz duman belli bir şekil almamıştı. Harry buna alışıktı, büyüyü ilk öğrendiğinde Fransa'daydı. Dört ruh emici birden saldırmıştı, henüz asa yapımını yeni öğreniyordu bu yüzden de çok zor kurtulmuştu. Başka bir büyücü grubu gelene kadar uzun ve sancılı bir süre geçmişti. Adamlar -ve kadınlar geldiğinde ise bir muggle gibi davranmıştı. Ya çok iyi rol yaptığından ya da normal olamayacak kadar ruhu emildiğinden büyücüler onu obliviate etmemişlerdi. Gerçi büyünün işe yaramasını engelleyen küçük bir tılsımı vardı, Diagon Yolu'nda bulmuştu.

O saldırı sonrasında asa yapmaya daha hızlı girişmişti. Başarılı olduğunda ise ilk öğrendiği büyüydü patronus. Sık sık ihtiyaç duyduğu için öncelikliydi. Ruh emiciler Fransa'dan sonra sık sık onu bulmuşlardı. Bilinçli bir göndermeden çok Harry'ye çekilircesine bir davranıştı bu. İstemsizdi, Harry'de de bir ruh emici radarı vardı.

Patronusu ilk yaptığı zaman yılandı -o dönem runespoorlara takmıştı. Hatta valizinde şu an iki çift bulunuyordu, toplam 12 kafa etmesi gerekse de 2 tanesi koparılmıştı -hepsi orta ve soldakilerin işiydi. Fakat yılan da ona çok dayanmamıştı, hatta bir sonraki bir Gryffindor'um diye bağırırcasına bir aslan olmuştu.

banned rituels ¦ harry potter. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin