1.BÖLÜM

12 2 2
                                    

- Beliz'in Ağzından -
Gözüm kolumdaki saatten ayrılmıyodu bir yandan koluma bakarken bir yandan da hocayı dinlemeye çalışıyordum.Ama kafam her zaman ki gibi ona gidiyordu.Aslında her daim o vardı ya zaten aklımda.Ben yine böyle düşüncelere dalmışken zilin sesini duydum.Hızla yerimden kalktım fakat hocanın çıkmasını bekledim.Hocanın çıkmasıyla birlikte bende kapıdan fırladım ve bahçeye onların genelde oturduğu bankı gören banka oturdum.Telefonumu çıkarttım ve başka bi şeyle ilgileniyo imajı verdim etrafa. İnstagramdan onun sayfasını açtım fake hesaptı yoksa ona ne istek yollaya bilirdim ne de resimlerini görürdüm.Ben resimlerine dikkatla bakarken o kadar dalmışım ki yanıma gelip oturan Mihriban'ı son anda fark ettim. Bu yüzden olduğum yerde hopladım bu halime gülen Mihriban
"Yine ona bakıyosun dimi yine Akay'ya bakıyosun"
"Evet napabilirim tek şansım bu başka türlü okulda bile zor görürüm yoksa"
"Git ve fake hesaptan ona mesaj at o zaman "
"Asla olmaz beni bulur,olmaz yapamam "
"Yapabilirsin belki bu sayede arkadaş hatta sevgili bile olabilirsiniz" dedi ve göz kırptı
"Bana cevap vermez bakmaz bile " dedim gözlerim dolarken.
Mihriban bana iyice yanaştı ve
"Seni olduğu gibi seven biri olmazsa sen sevsende olmaz ki canım senin sevmen yetmez ki sen düşündüğün gibi değil güzel akıllı ve düşüncelisin"
" Ama o bana bakmaz dediğin gibi güzel degilim zeki ve asosyalim. İnekleri kim sever. "
"Ama sen böyle tatlı şirin ve güzelsin. Ve ayrıca da zeki olmak ne kadar güzel bir şey sen biliyor musun? İnek diyenlere takma seni kıskandıkları için öyle diyorlar. Sen hem güzel hem zekisin ve ayrıca aptal olmaktansa zeki ol daha iyi "
"Sanırım haklısın Mihriban aptal olmaktansa zeki ve inek olurum daha iyi en azından bir işe yarıyor zeka. Ama bu Akay 'ın bana bakmayacağı gerçeğini değiştirmiyor. Ve tüm erkeklerin. Çünkü inek demek herkesin gözünde ne biliyorsun. Bu yüzden kimse beni sevmiyor " dedim. Bunları dedikten sonra sanırım dediklerim hoşuna gitmemiş olmalı ki kaşlarını çattı ve
"Hadi ama bebeğim yaparsan belki düşün onu kazana bilirsin cevap vermedi mi görüldü mü attı böyle devam edersin çünkü vazgeçmiyosun ama yapmazsan asla sana cevap verip veremiyceni bilemezsin hadi dene"dedi.
Mihriban'ın bunları demesiyle zil çaldı o içeri gitti hemen ve bende oturdum yavaşça kalktım kafamı kaldırınca onu gördüm ve bi ara göz göze geldik.Hızla kafamı çevirdim ve hızlandım karar vermiştim eve gidince ona mesaj atıcaktım.En azından şansımı denenmem gerekiyodu.Hızla sınıfa girdim ve yerime oturduk Mihriban'a kararımı dedim sevinçle bana sarıldı sonra da hoca girdi bizde ayrıldık ve ders dinlemeye odaklandık. Daha doğrusu Mihriban odaklandı, ben ise dogru yapıp yapmadığımı düşünüyordum.

Tüm günüm neredeyse böyle geçti.Son ders zilinin çalmıştı ama ben hala ne yapıp yapmamam konusunda kararsızdım.Bu gün ki hiç bir dersi dinleyememiştim.Kafamı saate çevirdim ve ne kadar kaldığına baktım.2-3 dk kalmıştı hızla işimin olmadı eşyaları aldım ve çantama koydum Mihriban eşyalarımı çantama koyduğumu fark edince anladı ve saate bile bakmadan o da kullanmadığı eşyalarını çantasına koydu.Hoca da saate baktı ve az kaldığını fark edince dersi bitirdi Bizde kalan eşyalarımı çantamıza koyduk Mihriban sıra altındaki ceketini giydi ve benim giymediğimi görünce göz devirdi
"Yine yanıyosun dimi soğukların prensesi.Bi gün hasta olucaksın az laf dinlede giy şu ceketi.Ayyy valla sen beni delirtçeksin."
"Ama ama ama yanıyorum ben, yani hem biliyosun benim bünyem dayanıklı."
"Ben seni hasta olunca görürüm pis cadı."
"Kıskanma kıskanma hasta olmuyorsam ben napıyım hem hasta olsam da en fazla 3-4 gün sürüyo biliyorsun"
"Biliyorum ve buna sinir oluyorum ben bi hasta oldumu o hastalığım geçmiyo geçsede burnum akmaya devam ediyo😥."
"Kıyamam sana ben."

Biz böyle konuşurken zil çaldı ve bizde hemen çantamızı omzumuza taktık ve dışarı çıktık hızlı ilerliyorduk ve yanlışlıkla birine çarpmıştım.Hiç bi şey olmamıştı sadice sendelemişti ama ben az daha düşüyordum.Hızla toparladım ve dik durdum çarptığım kişiyi görmek için kafamı kaldırınca Akay'ı gördüm. Kızgınca bakıyordu .Ben far görmüş tavşan gibi ona bakarken tek kelime dahi edemedim ve o da gözlerini devirip hızla ve sinirle bana omuz atarak geçti.Ben şaşkınlıkla arkasından baka kalırken Mihriban beni dürttü ve koluma girip ilerlemeye başladı.Benim gözlerim dolmuştu. Mihriban bunu fark etmişti ve okuldan çıkar çıkmaz durdu ve bana baktı
"Bi tanem neden gözlerin doldu ? Ağlama sen ."
"Bana nasıl baktı gördün ama Mihriban sanki nefret ediyo gibi "
"Bebeğim belli ki sinirliydi.Sinirini senden çıkarttı pislik."
"Ben onun sinirini çıkarta bilceği biri degilim tek suçum dikkatsiz olmam ve hızlı yürüyüp ona çarpmam" derken burnumu çekiyordum.Bu halimi gören Mihriban sinirle
"Gidip onu dövücem o kim oluyorda benim arkadaşıma kötü davranıyo.Parçalıycam o salağı" ve okula doğru yürümeye başladı.
"DURRRRRRR gitme boşver dediğin gibi sinriliydi eve gidelim hadi bak bi şeyim yok" burnumu koluma sürttüm .Bana dik dik baktı
"İğrençsin dostum"
"Biliyorum ve sende beni böyle seviyosun dimi "
"Malesef evet" dedi gözlerini devirerek
"Hadi hadi beni ne kadar çok seviyosun ama utandıgın için diyemiyosun biliyorum"
"Tabi tabiiiii"
"Tabi tabi çok seviyo belli sana daha akıl yeni mi geldi attığın o taşlar orama değil başka yere geldiiiii"
"Kapa çeneni ya.Şaka şaka söyle gel birlikte söyleyek bi de"
"Tabikiii eve giderken yolda söyleriz mihriciiiim"
"Ah yine başladın şu kalaba"
"Tamam tamam kızma söylemiyorum"
"Kızmadıııım"
"Tamam hadi iyice geç kalmadan gidelim"

Eve doğru yürümeye başladık yolda hem dedikodu yaparak hem de şarkı söyleyerek Mihriban'ın evine geldik.Onla birbirimize güle güle dedikten sonra kullaklığımı taktım ve şarkıyı açtım şarkıya eşlik ede ede eve gittim.Aklım hala o mesaj şeysini yapıp yapmamaktaydı kararsızdım .Yapıp şansımı denemelimiydim yoksa yapmadan her zamanki gibi onu izlemekle mi yetinmeliydim.Sanırım kararımı vermiştim yapıcaktım.Ne kaybede bilirdim ki en fazla beni bulur ve dalga geçerdilerdi.Ama yapmazsam hep aynı kalırdım çabalamamış olurdum.Eve varmıştım kulaklığımı çıkarttım ve kapıyı çaldım annem kapıyı açınca ayakkabılarımı çıkarttım ve eve girdim annemi öpüp odama çıktım.Çantamı yere her zamanki yerine fırlattım. Üstümü başımı değiştirdim elime telefonumu aldım ve Akay 'ın hesabına girdim.İstek yolladım ve mesaj kutucuğuna bastım.Ne yazsam diye düşünürken klişe Bi şey yaptım ve selam yazdım ellerim gönderme tuşunun üstünde duruyorydu ama cesaret edemiyordum bi an Mihriban dedikleri geldi aklıma ve deli cesareti ile göndere bastım. Mesaj gitmişti hızla geri tuşuna basıp instagramdan çıkıp telefonu kapattım. Ellerim heycanla atan kalbimin üstündeydi.Aska yapamam dediğim şeyi denemiş ve yapmıştım gerisi Akay'a kalmıştı.Merak ediyordum görüp cevap vericekmi diye.Cevap vermezse yıkılıcaktım belki ama küçücük bir ihtimal bile olse %1 bile olsa cevap verme olasılığı beni o kadar mutlu ediyor ki kendimi bir uzay mekiği ile uzaya fırlatılıcak gibi hissediyorum.O benim için ulaşılmazdı fakat iş defa kendime güvenip ona yazmıştım. Biliyordum görmiyicekti, belki görse bile umursamayıp cevap vermiyicekti. Hatta dalga bile geçebilirdi, ama onu tanımıyordum gerçekte. Evet onu seviyordum davranışları, hareketleri ve konuşması beni çok etkiliyordu ama belkide yakınlarına daha farklıydı. Aynı ben gibi sadice yakınlarına gerçek kendisini gösteriyordur. Umarım onu yakından tanımaya, konuşmaya fırsatım olur. Çünkü onu aynı ateşi ilk defa görmüş insanlar gibi keşif etmek istiyorum. O benim için aynı bir matematik denklemi gibi. O benim bilinmeyenim(evet biliyorum x ile hepimizin başı dertte hiç bir zaman gerçek sonucunu bulamayacağız, sanırım fazla utangaç dkxkxkx)

Yazım yanlışları için hepinizden özür diliyorum öncelik ile kusura bakmayın telefondan yazarak anca bu kadar oluyor. İlk defa devam etmeye karar verdiğim kitap bu umarım beğenirsiniz 🖤❤️😇

UTANGAÇ AŞIK \BELAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin