2.BÖLÜM

9 1 0
                                    

Dakka başı telefona bakmaya başladım.Her bildirim geldiğinde telefonu öyle bir açışım vardır ki sanırsınız dünya'yı kurtarıcam da haber bekliyorum.Hem cevap bile vermeye bilir.Beni neden umrsasım ki.Etrafında yeterince insan var.Hem hem ben kiloluyum,asosyelim,güzel bile değilim.Ben bunları düşünürken telefonuma bir bildirim daha geldi.Tam yatağımın üstüne attığım telefonu alıcakken kapım açıldı.İçeri babam girdi ve

"Oooooo hanfendi sofraya teşrüf etmezmisiniz lütfen sofra hazır"

"Baba!!Sen ne zaman geldin?"

"Kızım ben geleli 1-2 saat oluyor ama eve geldiğimde genelde beni 2 güzel fıstıl karşılardı ama bu gün 1 güzel fıstık karşıladı acaba diğer fıstığı fareler mi yedi ?"

"Immmm bence diğer fıstık odasında bir işe dalmıştı yoksa neden seni karşılamasın ?"

"Olabilir mi acaba?Neyse hadi bir günlük affettim.Ama bir daha olursa o kişiyi faraler değil ben yiyebilirim,kurt gibi açım çünki."

"Bir daha olmaz baab bu gün dalmışım sadice"

"Aferin benim kızıma annene yardım et hadi aşşağı inde"

Yanağını öptüm ve merdivenlerden koşarak inip mutfağa girdim.Annem yemeği karıştırıyordu.Yemeği görmeden kokusu burnuma geldi.

"DOMATES ÇORBASIIIII!" diye bağırdım.Annem

"Yok sana domates çorbası.Bu gün hiç yanıma gelmedin,yardım etmedin."

"Üzgünüm odamda bir işe dalmışım.Babamın geldiğini bile fark etmedim." dedim isyan eder bir şekilde.Alt dudağımı sarkıtıp

"Bana domates çorbası vericeksim dimii?" dedim

Annem işaret parmağını çenesine koydu ve hafifçe vurmaya başladı.

"Hımmm!Bir şartla veririm.Sofrayı kurarsan ve kaşarı rendelersen."

"Emirne olur kaptan" diyip asker selamı verdim ve işe sofrayı kurmakla başladım.Çatal kaşığı,tuzu ve tabakları çıkartıp yerleştirdim.Sonra kaşarı rendeleyiciyi ve bir tabak alıp kaşarı rendelemeye başladım.Rendelemeyi bitirince tabağı kenera koydum ve rendeyi yıkayıp bulaşıklığa koydum.

Ellerimi kurulayıp annemin yanına gittim.
"Benim işim bitti kaptan başka bir görevin var mı?"
"Aferin çaylak son bir görevin var.Git ve salondaki tutsağı buraya getir çaylak.İLERİİ!" dedi annem kıkırdayarak.

Hızla içeri koşmaya başladım ve tam kapıdayken
"Huraaaaaaa!" diye bağırarak girdim ve ellerimi silah şekline sokup
"Tutsak,kaptan tarafından seni mutfağa götürme görevi aldım. Düş önüme." Babam gülerek koltuktan kalktı ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı.İçeri girip yerine oturdu bende oturdum ve annem yemekleri servis etmeye başladı.

Hızlıca yemeye başladım.Herhalde o kadar hızlı yiyordum ki babam ve annem bana şaşkınlıkla bakıyordu.Babam tek kaşını kaldırıp sorarcasına bakınca Annem
"Atlı var hanfendinin peşindr atlıı." dedi.Bu dediğine gülüp
"Şey hayır acelem var da ondan yoksa biliyorsunuz nasıl yediğimi." Babam
"Bilmezmiyiz ağır ağır yiyosun ağır bezirgen seni."

Hızlıca yemeye devam ettim.Bitirince tabağıma su tutup makineye koydum. Anneme ellerinie sağlık,babama da afiyet olsun diyip koşarak merdivenlerden çıkmaya başladım. O kadar hızlı ve önümr bakmadan koşuyordum ki az daha merdivenlere sülük gibi yapışıyordum.

Son anda korkuluklara tutunup düşmekten kurtuldum.Hızımı yavaşlatıp çıkmaya devam ettim.Odamın önüne gelince kapıyı pat diye açıp içeri girdim.Yatağın üstüne attığım telefonu hızla alıp açtım.İnstagram'dan bildirim vardı. Vücudum titremeye başlamıştı.Ellerim o kadar çok titriyordu ki telefonu zar zor tutuyordum.Titreyen ellerimle bildirim panelini indirdim ve bildirimin ne olduğuna baktım.Ağlamaya başladım.Cevap vermişti.İçimden CEVAP VERMİŞŞŞ! diye bağırırken hızla yatağımda olan yastıklardan birinu alıp ısırdım ve çığlık atmaya başladım. O kadar heycanlı ve mutluydum ki sesim annemler gitmesin diye kendimi zor tutuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UTANGAÇ AŞIK \BELAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin