Alara'dan
"Lan, Alara... Çabuk olsana kızım, geç kalacağız okula!"
Yorganın içine biraz daha gömüldüm. Cırtlak sesli arkadaşım sağolsun anlaşılan bugün de düzgün uyku çekemeyecektim. Ama benim adım da Alara'ysa ben bu yataktan kalmayac...
Pencereden gelen tok sesle yerimden sıçradım. Yorganı başımdan çekip pencereye dönmemle penceredeki çatlakla sessiz bir küfür savurdum.Babam görse bu sefer kessinlikle elinden kurtulamayacaktım.
Yatağımdan zar zor kalkıp pencereye doğru paytak paytak yürüdüm. Pencereyi açıp başımı aşağıya çevirdim.
"Ne attın lan cama?", gülerek elindeki taşı gösterdi.
"Bu da bir şey mi? Az önceki kafan kadardı."
Kendimi tutamadım ve ben de gülmeye başladım.
"Neyse," camdaki çatlağı gösterip " Ama yine de her gün beni çağırmak için pencereleri taşlarsan babam bizi görüştürmez ona göre."
==========
Yasemin'den
Çantamın içini kalın çizim defterimi de yerleştirip yatağımın üzerindeki ceketimi üstüme geçirdim. Aynanın karşısında son olarak saçımın bozulup bozulmadığını kontrol edip çantamı omzuma attım.
"Oh! sanırım gereğinden fazla doldurdum." Annem kapıdan kafasını uzatıp halime kıkırdadı.
"Hadi kızım, okula geç kalacaksın."
"Tamam, anneee!" Annem gider gitmez çantamı omzumdan indirdim ve içini açtım. Fazladan birkaç şeyi çıkarsam iyi olacaktı. Gözüme çizim defterim ilişse de onun yerine edebiyat kitabını çıkardım. Neden?Çünkü sadece bir ders vardı, bence mantıklı...
Tekrar çantamı omzuma atıp hızla odamdan çıkıp merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Kapının önüne vardığımda ayakkabılarımı ayağıma geçiriyordum. "Anne, ben çıkıyorum!". Cevap beklemeden evden çıktım ve cebimdeki telefonu alıp, üzerinde Suç Ortağım yazan yere tıkladım.
İkinci arayışımda da açmayınca sinirlendim.
"Açsana Alara ya!", telefondaki saate bakıp otobüsün gelmesine on beş dakika olduğunu görünce buluşma yerinden ayrılıp Alara'nın evine doğru koşmaya başladım.
==========
Alara'dan
Ne olur ne olmaz diye ders programını tekrar kontrol edip odamdan ayrıldım. Mutfağa girip açlığımı bastırsın diye dolaptaki bir elmayı yıkayıp kocaman bir ısırık attım. Tam çıkacakken masanın üstündeki notla parayı gördüm. Notta; " Bugün iş için aceleyle evden çıkmak zorunda kaldım, kızım. Notun yanına harçlığını da bıraktım. Beni merak etme.Baban."
Derin bir nefes aldım. Keşke biraz olsun önceliğin işin yerine ben olsaydım. Bu notlara da gerek kalmayacaktı. Başımı sallayıp masanın üzerindeki parayı cebime yerleştidim. Notu da buruşturup çöpe attım.
Ayakkabılarımı hızla ayağıma geçirip evden çıktım. Yasemin kapının önündeki merdivenlere oturmuş elindeki deftere bir şeyler çiziyordu. Beni fark edebilmesi için omzuna dokundum. İrkilerek bana doğru döndü ve ayağa kalktı.
"Sonunda hanımefendiler teşrif edebildi. Neden geç kalktığını sormayacağım çünkü otobüs gelmek üzere.", deyip kolumdan tuttuğu gibi koşmaya başladık.
"Kızım bir dur ya! Ne bu acelen?"
"Bir de soruyor musun? Okula geç kalıyoruz, okula...". Bunu dediği gibi hafiften yavaşladım ve adımlarımı durdurdum. Benim durduğumu fark edip bana dönüp sorarcasına baktı. Bense yüzüne dikkatlice bakıyordum. Yok, bu kızda bir şeyler var. Elimi alnına koyup ateşini ölçmeye çalıştım. Bileğimden tutup elimi hızla çekti.
"Ne yapıyorsun?"
"Bildiğimiz okuldan bahsediyoruz değil mi?"
"Senin bildiğin başka bir okul varsa bilemem ama ben kendi bildiğim okuldan bahsediyorum."
Söylediklerini kavrayabilmek için yüzüne bakakaldım.
"Ya, işte böyle kalırsın." Sözlerini hala anlayamamıştım. O da bu halime kıkırdayıp önden yürümeye başladı. "Hadi öyle mal gibi bakacağına yürümeye başla, yetişmemiz gereken bir ders var."
Koşup yanına yetiştim."Sen ciddisin yani?"
"Tabi ki, sen beni ne sandın?" elimdeki elmaya son bir ısırık attıp çöpe attıktan sonra tek Yasemin'in yanında yürümeye başladım.
"Kızım, kendine gel. Bizi okulda hocalar dahil herkes bilir. Ya biz okula geç kalma konusunda master yapmış kızlarız. Derslerle uzaktan yakından alakamız yok. Vallahi müdür seni böyle görse kıyametin kopacağını sanıp tüm öğrencilerden haklarını yediği için herkesten teker teker hellalik ister.", düşünceme gülüp bana döndü." Düşününce komikmiş." Müdürü o şekilde düşününce istemsizce kahkaha atmaya başladık.
"Bana bak, sen benden habersiz bir şeyler karıştırıyorsun değil mi?"
"Ne karıştıracağım ya! Sadece artık öğrencilik kariyerimi inek biri olarak geçirmeye karar verdim. Artık ben değil, başkalarının benden not almak için bir yerlerini yırtmalarını, sınavlarda kopya çeken değil çekilen olmak istiyorum. Sınıfın gözde öğrencisi, karnesindeki başarı sayesinde başka ailelerin beni örnek gösterip kendi çocuklarını azarladığı o imrenilen yan komşunun kızı olmak istiyorum." bunu söylerken kendini öyle bir kaptırmıştı ki, filmlerde ki gibi uzun uzun boşluğu seyredip derin derin nefes almaya başladı.
Kafasına vurup "Saçma sapan konuşup benim tepemin tasını attırma. İnek öğrenci olacakmış. Sen git ilk önce çarpım tablosunu tam ezberle!" diye bağırıca, kafasına vurduğum yeri kaşıyıp dudağını büzerek "Ne vuruyorsun ya! Sanki sen çok biliyorsun çarpım tablosunu." diye sitem etti. O sırada durağa varan otobüsü görünce adımlarımızı hızlandırıp zor bela otobüse binebildik. Boş bir yer bulup oturunca ona doğru dönüp "İşte sorun orda, ne ben biliyorum ne de sen biliyorsun. Zaten istesek de ezberleyemeyiz. Neden? Çünkü biz her okulda mutlaka bulunan ve hocaları çığırından çıkarmak gibi kutsal işleri olan tembel öğrencileriyiz. Eğer bu işi bırakırsak okulun dengesi bozulur."
Suratıma 'Mal mısın acaba?' dercesine bakıp daha sonra deminden beri çözmeye çalıştığı kulaklığı çözüp yol boyunca müzik dinlemeye başladı.
___________
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz İflah Olmayız
ChickLitBirbirinden çılgın iki insan bir araya gelirse ne olur? -Üşendim sen devam et Yasemin... -Sence ben üşengeç değil miyim Alara? İki yakın arkadaşın klasiklerden uzak ve gerçeklerden oluşturulmuş hikayesinde belki ufacık(!) abartılar görebilirsiniz. F...