Hayırlı Ramazanlar arkadaşlar:D
Evet içeriği başlıktan da az çok anlıyorsunuz tabi ki
Yıllardır konuşulan, planlaması yazıp çizilen, uğruna destanlar anlatılan bölümümüz karşınızdaa
Bölümü tek başıma yazmadığımı belirtmek isterim. Asla bu kadar harika yazamazdım zaten
Yazmamda bana yardımcı olan @AlexisLyra 'ya çooook teşekkür ediyorumm o olmasaydı muhtemelen asla cesaret edemezdim💜💜Neyse umarım beğenirsiniz aşkolar emek verdik😘
İyi seyirler efenimm
-Medyada ruhumu bıraktığım bir şarkı var.
Jungkook merdivenleri içindeki anlamsız heyecanla birlikte hızla çıkarken hala bu yaşananlara inanamıyordu, anlam vermek epey güçtü şimdilik. Pekala, belki de biraz fazla ileri gitmişti fakat kim bu anı yaşamayı hak etmediğini söyleyebilirdi ki? Bitmeyen bilmeyen günler çığ birikmiş, aklı hayaline sığmayan aylara dönmüştü. Hayalini kuruyordu, ellerinin doyumsuzca gezeceği teni, usul mırıltılarını, yumuşak dudaklarını düşlüyordu.
Taehyung'u kelimelere dökemeyeceği kadar çok seviyordu, kalplerinin birleşeceği bu zaman bir adım ötesindeyken sabretmek her şeyden daha güçtü. Onun hazır olduğu vakte kadar bekleyecekti fakat Taehyung hakkında fark ettiği şeylerden biri de onun korktuğuydu.
Taehyung, çok korkuyordu.Jungkook'u sürekli reddediyor olmasındaki sebep buydu. Muhtemelen tecrübesiz olduğunu düşünüyordu yahut eksik yönlerinin sevgilisi tarafından fark edilmesini istemiyordu, kendini yetersiz görüyordu ve Jungkook'un ondan uzaklaşmasını hiç istemiyordu. Lakin Jungkook, Taehyung'un aksine bunu tatlı bulsa da sevgilisinin masum olduğunu ve tıpkı bir çocuk gibi kendisinden çekindiğini biliyordu. Jungkook'un aklına Taehyung'un elma yanakları ve yere eğdiği yüzüyle büzdüğü dudakları geldiğinde yüzündeki tebessümü silemedi.
Tabi ki tatil boyunca odada kalmayacaklardı, dolaşıp gezecek ve eğlenecekleri çok yer, çok vakit olacaktı. Kalbini Taehyung'a açacağı akşam, miniğinin bedenini kollarına aldığında ne kadar çekineceğini tahmin edebiliyordu yahut o böyle düşünüyordu.
Sonunda odaya ulaştığında elindeki siyah kartı kapı kolunun hemen üstündeki cihaza okuttu, sessizce içeri adım attığında Taehyung'un büyük televizyonun karşısındaki koltukta hafifçe yana yattığını ve bir dizi seyrettiğini fark etmişti. Yavaşça yerinden doğruldu ve sevgilisine döndü, Jungkook kendisini şimdi çok daha iyi görebiliyordu.
Daha önce kendisine attığı fotoğraf aklında canlanırken gözleri Taehyung'un bedenini süzdü, içinde minicik kaldığı beyaz gömleğin açık yakaları sevgilisinin hoş gerdanını gözler önüne sererken açık esmer bacakları batmakta olan güneşin son ışıltılarıyla parlıyordu. İnce bileklerinin biraz üzerinde biten füme çorapları esmer teninde ufacık pembe bir iz bırakmıştı. Ayaklarını koltuktan aşağı küçük küçük sallıyordu. Uzun gömleğinin kollarını ellerini kapatsa da o yüzünü ellerine yaslıyordu, yanakları bir çilek gibi kızarıktı. Tam anlamıyla nefes kesici görünüyordu.
Gözleri Jungkook'un üzerinde turladı, kaslı bacaklarında gereğinden fazla oyalanan bakışlarını sahte bir boğaz temizlemesiyle çekmişti. Jungkook onun utandığını fakat yine de bir şeyler yapmaya çalıştığını fark edebiliyordu.
Taehyung'un ayakları sabit durmuyor ve aldığı derin nefeslerin sesi duyuluyordu. Jungkook koltukta oturan bebeğine yaklaştı, iri bedenini onun hemen yanına yerleştirdi. Yanaklarını ısırmak istiyordu, kıpkırmızı yanaklarında çıkacak diş izleri kendisini güldürse de hafiften sinirlenecek olan Taehyung'u düşündüğünde içi bir hoş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maniac/ Taekook
FanfictionKampüsün havalı, yakışıklı ve sert erkeği Jungkook Taehyung'a mesaj atar #Topjk! %100 yavşaklık ürünüdür İçerik boştur