2

162 14 2
                                    

"hyung, bu ağır" taehyung taşıması gereken kutuyu yere koyarken iç çekti.

Hoseok, gülümsedikten sonra küçüğüne doğru ilerleyip kutuyu aldı ve ona daha hafif bir kutu verdi. "tanrım, o kadar da ağır değil ki"

Taehyung alması gereken kutuyu boşverip  koltuğa geri otururken gözlerini devirdi. "kaç tane masa dekorasyonu satın aldı bu jin hyung? Yemin ederim, seul'deki tüm düğünler için yeter bunlar."

"pekala, jin hyung'u bu işlerle ilgilenmesi için ileri sürdüğümüzde çok akıllıca davranmamışız bu yüzden bunları halletmek zorundayız. Bu arada saçların çok güzel olmuş. " büyük olan kutuyu dışarıdaki arabaya taşırken söyledi.

Taehyung'un yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Saçlarıyla oynarken büyüğüne teşekkür etti.

Bir değişiklik istediği için saçlarını açık bir turuncuya boyamıştı.

" Taehyung, neredesin? Bu kutuları arabaya taşı."

Jin'in ona bağırdığını duyduğundan, ona söylenileni yapmaya karar verdi. Kutu ile arabaya ulaştığında, duymaya alıştığı şekilde yine uyarılıyordu.

"yah, düğün bir hafta içinde olacak. Mükemmel olması gerek. Zamanımız yok bu yüzden acele etmeliyiz ve-"

Bunu milyarlarca kez duymasına rağmen, tembel olduğundan ve bir şeyler taşımayı sevmediğinden bir anda sinirli hissetti.

Kutuyu yere attı ve arabaya yakın olan jin, hoseok ve jeongguk'a bakmaya başladı.

" biliyor musunuz? Umurumda değil, hiçbir şeyi umursamıyorum artık" hoseok'un evine gitmeden önce söyledi.

Üçlü sessizce ne yapmaları gerektiğini anlamak için birbirlerine bakıyordu.

Neden böyle olduğunu biliyorlardı ama bir problem olacağını hiç düşünmemişlerdi.

Düğün olayını öğrendikten sonra, sürekli olarak taehyung'la konuşmuşlardı. En sonunda da Taehyung Jimin mutlu olduğu sürece bir sorun olmadığını söylemişti.

bu olay 3 ay kadar öncesinde yaşanmıştı ve taehyung iyiymiş gibi durmuyordu.

Jin, küçüğü ile konuşmaya gitme kararı aldı ve diğerleri de takip etti.

"tae?"

Koltukta oturan, ellerini saçlarının arasından geçiren Taehyung'un olduğu oturma odasına girdiler.

"balım, sen iyi misin?" yanına oturduğu anda ellerini, kendi ellerinin arasına alıp sordu jin.

"ben.. Ben bilmiyorum. Bunlarla başa çıkabilirim diye düşünmüştüm. Uzun zaman oldu, şu ana kadar aşmış olmam gerekirdi. Ama ben hala azıcık da olsa tekrar birlikte olma şansımız varmış gibi düşünmeye devam ediyorum. Biliyorum bu aptalca ama, bu küçücük umut hiç bir zaman sönmeyecek."

Konuşurken göz yaşlarının yanaklarından aşağı süzüldüğünün farkında bile değildi.

" biliyorum. O şimdi ailesinin de onayladığı mutlu bir ilişkiye sahip bu yüzden sadece mutlu olmam ve bunları atlatmam gerek ama yapamıyorum. Ben.. Onu hala seviyorum. "

Hoseok kolunu küçüğüne sardı ve saçlarını okşadı. " biz de gerçekten sizin mutlu olmanızı istiyorduk" dedi ve iç çekti.

"millet, burada mısınız?"

Taehyung jimin'in sesini duyduğu anda, göz yaşlarını hemen sildi.

Jimin içeri girdiği anda, küçüğünün ağlıyor olduğunu fark etti. "oh, tae. Sorun ne?"

Taehyung akan gözyaşlarını sildi ve gülümsedi.

"hiçbir şey olmadı. Hyung artık amerika'dan geliyor olduğu için mutluluktan ağlıyorum."

Tam olarak yalan değildi bu. Abisi birkaç gün sonra amerika'dan dönüyordu.

"ah, bu mükemmel. Çok heyecanlı olmalısın." jimin birkaç paketi yere koyarken gülümsedi.

"evet, heyecanlıyım."

"millet, alışverişe çıkmanız lazım. Eminim ki hiç biriniz kıyafetlerinizi daha almadınız." jimin paketleri karıştırırken söylendi.

Jungkook "sen, seninkileri aldın mı?" diye sorduğunda onayladı.

"evett. Burada bir yerlerde.."

Sonunda takımı buldu ve diğerlerine gösterdi. "ve yerim saçlarımı daha doğal bir renge boyaman gerektiğini söyledi. Muhtemelen tekrardan esmer olacağım"

Taehyung kaşlarını çattı.

Jimin'in turuncu saçlarını sevmişti.

Onlar sevgiliyken jimin'in saçları kırmızıydı ve bunu çok seviyordu.

Saçlarını boyamak istediği için değil de zorunda olduğu için boyayacak olmasına biraz sinirli hissetti.

"turuncuya boyayalı daha ne kadar oldu ki, neyse sana her renk yakışır zaten." jin'in yorumunu herkes onayladı.

"gitmem gerekiyor. Yerim'in bale dersi bitmiş onu almam gerekiyor. Bir kaç dekorasyonu bırakmak için gelmiştim. Sonra görüşürüz"

Jimin, çıkmadan önce arkadaşlarına el salladı.

Taehyung ayağa kalkana kadar, bir kaç dakika boyunca herkes sessizdi.

"hadi şu kutuları arabaya taşıyalım o halde."

THE WEDDING pjm+kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin