altı

191 16 122
                                    

''Taeyong ben gelmesem.''dedim ellerimle yorganı sıkarak.

''Hayır Haneul , zaten yarın Kore'ye dönüyoruz.Son günümüz Dubai'de.''dedi çapraz çantasının içine kulaklığını tıkıştırarak.

''Ama korkuyorum.''dediğimde hareketleri durdu ve ardından hızlıca başını kaldırarak bana baktı.

''Ben yanında olacağım , bir şey olmayacak.Hadi çabuk hazırlan.''dediğinde istemeyerek de olsa yataktan çıktım ve valizin içinden bikinimi ve onun üzerine giyeceğim şortu ve tişörtü çıkartıp tuvalete girdim.

Üzerimdeki elbiseyi çıkarttıktan sonra Tommy Hilfiger'in beyaz bikinisini (medya:) giydikten sonra bikinin üzerine kot şortumu ve siyah düz tişörtümü geçirdim.Saçlarımı yukarıdan at kuyruğu yaparak yüzüme ve boynuma güneş kremimi hızlıca sürdüm.Ayağıma ayakkabılarımı geçirdikten sonra şortumun arka cebine telefonumu sıkıştırdım ve tuvaletten çıkarak yatakta oturmuş telefonuna bakan Taeyong'a döndüm.

''Hazırım.''dedim omuzlarımı düşürerek.Başını telefonundan kaldırarak bana baktı ve her zamanki gibi kıyafetlerimi süzdü.Onun üzerinde , düz ve siyah yüzme şortu ve yine düz siyah tişörtü vardı.Gri ve dipleri siyah olan saçlarının üzerine ise haki rengi bir şapkayı ters bir biçimde yerleştirmişti.

''Çıkalım.''diyerek ayağa kalktıktan sonra telefonundan bir numarayı tuşladı ve kulağına götürerek odanın kapısını açtı.Bende onun arkasından çıkıpkapıyı kapattığımda elimi kendi eline alarak parmaklarımızı birleştirdi ve beklemeden ilerlemeye başladı.

''Nerede bu aquapark ?''dedi telefondaki kişiye.''Buradan orası bir yarım saat falan , o yüzden arabayı ben kullanacağım otoparkta bekleyin bizi geliyoruz.''dedi ve karşı tarafı dinledi.''Ten , en son araba kullanmaya kalktığında el frenini çekmeyi unutmuştun o yüzden kapa çeneni.''dedi ve beklemeden telefonu Ten'in suratına kapattı.

''Taeyong ,''dediğimde bakışlarını bana çevirdi ve asansörün düğmesine bastı.''Bak ben orada net ölürüm.Şaka yapmıyorum ciddiyim , korkudan kilitlenirim ben.Bir daha kendime getiremezsiniz beni.''dediğimde açılan asansör kapısından , arkasından beni sürükleyerek girdi.

''Haneul korkman gerekmeyecek diyorum.Ben yanında olacağım.''dedi telefonunu şortunun cebine sokarken.

''Tamam o zaman , ben kaydıraklara binmem.''dedim.

''Saçmalama , oraya gitmemizin amacı zaten kaydıraklar.Havuz bu otelde de var.''dedi.

''Ya ama hayır ya ! Ben sana söyledim işte gelmeyeyim diye.Ölmemi falan mı istiyorsun ?''dedim yüzüne doğru eğilerek.O sırada asansörün kapısı açıldı ve otoparka giriş yaptık.

Bana cevap vermeden arkasından sürüklemeye başladığında oflayarak ona ayak uydurmak zorunda kaldım.

Beyaz üstü açık bir arabanın önünde bekleyen ; Min Ji , Eun Bi , Misaki , Ten , Yuta ve Doyoung'u gördüğümde şaşkınlıkla Taeyong'a döndüm.

''Diğerleri nerede ?!''dedim.

''Hala uyuyorlar , gece odamıza çıkıyoruz bahanesiyle bara gitmişler.Sabahın beşinde resepsiyon koltuklarından topladım geri zekalıları.''dediğinde kahkaha atmamla arabanın önündekilerin bakışları bize döndü.

''Haneul aquaparka gidiyor ve mutlu , bak sen !''dedi Min Ji gülerek.Bu söylediği şeyle saniyesinde yüzümü eski haline getirmemle herkesten ufak bir kahkaha duyuldu.

''Anahtarı ver.''dedi Taeyong elini Ten'e uzatarak.Ten somurtarak cebindeki anahtarları Taeyong'un eline sert bir şekilde bıraktığında Taeyong güldü ve bana döndü.''Öne geç.''verdiği talimatla başımı sallayarak ön koltuğa geçtiğimde , Taeyong'da şoför koltuğuna geçmiş ve diğerlerinin binmesini bekliyordu.

impossible || lee taeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin