Kulağımda bir araya gelip ,başıma anlık sancıların girmesine sebep olan seslerle gözlerimi homurdanarak araladım.Tüm NCT üyeleri ve kızlar bizde kaldıkları için Taeyong'la aynı odada ve aynı yatakta yatıyorduk.Aynı şekilde o da , yüzünü buruşturarak gözlerini tam olmasa da açtı:
''Ne bu ses ?''dedi gözlerime bakarak.Dudaklarımı 'bilmiyorum' anlamında büzdükten sonra üstümdeki yorganı kaldırarak ayağa kalktım.Yerde dura ev terliklerini ayağıma geçirdikten sonra kapıya doğru ilerledim ve Taeyong'da benimle beraber geliyordu.
Onun üstü tamamen çıplak , altında gri eşofman varken ; benim üzerimde siyah bir eşofman , yarım bluz takımı vardı.
Kapıyı açtıktan sonra hemen önümüzdeki merdivenlere doğru yan yana ilerledik.Burnuma iğrenç kokular dolmaya başladığında birbirimize döndü bakışlarımız.
''Sen yumurta yapma Mark tamam mı ? Sen git masaya su koy.''dedi Yuta yüksek sesle.
''Hyung bunun kıvamı nasıl ?''dedi Jaehyun.
''KREP YAPACAĞIM DİYE EKMEK YAPMIŞSIN AFERİN SANA !''ve yine Yuta'nın sinirli sesi.Merdivenlerin sonuna geldiğimizde Amerikan tarzı mutfağın içindeki 15 kişiye şaşkınlıkla baktık.Üyelerin yarısı tezgahta , yarısı masada dururken Min Ji buzdolabının önünde , Eun Bi ise ocağın başında duruyordu.Yuta mutfak tezgahı ve masa arasında durmuş , ellerini arkasında ve kaşları çatık bir şekilde bir şef edasıyla üyeleri kontrol ediyordu.Ardından bakışları şaşkınca mutfağa bakan Taeyong ve bana kaydığında gözlerini kocaman açtı ve olduğu yerde kalakaldı:
''Yaptınız mı çocuğu ?''dediğinde benim kaşlarımı çatmamla beraber hem tezgahtaki hem de masadaki tüm üyelerin sorgulu bakışları bize döndü.
''Hayır,yapmadık ?''dedi Taeyong.Üyelerin yüzlerindeki şaşkınlık arttığında Doyong elindeki sarı bezi tezgaha fırlatarak üzerindeki mutfak önlüğünü çözmeye başladı:
''Hay anasını ya !''diye sitemde bulunduğunda Johnny elinde duran ve soymak üzere olduğu domatesi tezgaha bırakarak yine Doyong gibi üzerindeki önlüğü çıkarttı.
''Ne yapıyorsunuz siz ?''dediğimde sol taraftan açılan evin kapısı ile bakışlarımı o tarafa çevirdim.
Ten iki elinde içecek ve atıştırmalık dolu poşetlerle eve girerek ayakkabılarını çıkartmaya çalışırken bakışları farkında olmadan mutfağın önünde dikilen bana ve Taeyong'a kaydı:
''Yaptınız değil mi çocuğu , nasıl geçti ?''dediğinde Taeyong yavaşça başını olumsuz anlamda salladı.
''Hayır,çocuk yapmadık.''dediğinde Ten elindeki poşetleri yere düşürdü ve kocaman gözlerle bize bakmaya başladı:
''Tansiyonum düştü , Min Ji tut beni.''dediğinde hala buzdolabının önünde duran Min Ji elindeki elmadan bir ısırık alarak somurtkan bakışlarını Ten'e çevirdi.
''Geber.''Min Ji'nin kısa ve net cevabı Ten'i daha da şoka uğrattığında Jaehyun saçlarını karıştırarak tezgaha yaslandı.
''Dalga mı geçiyorsunuz bizimle ?''dediğinde yüzümü buruşturdum.
''Siz ne yapıyorsunuz sabah sabah ?''dediğimde Haechan elindeki kabın içinde duran pudingi kaşıkla havaya kaldırarak bana gösterdi:
''Oysa sana çikolatalı puding bile yapmıştım , aş erirsin diye...''dedi.
''Siz geceden yorgunsunuzdur diye kahvaltıyı hazırlamakla uğraşıyoruz hemde saat sabah beşten beri.''dedi Ten yanımıza doğru yaklaşırken.Saat dokuz buçuktu ve dört buçuk saat uğraşmalarına rağmen hiçbir şey yapamamışlardı.Mutfak ise , berbat haldeydi.
''Ben böyle bir şey görmedim ya , güzel uykumdan uyanıp sizin için pizza yapmaya giriştim.Tam da hamurum mayalanıyordu.''dedi Doyong elini alnına vurarak.
''Bende yumurta kırıyordum ?''dedi Mark saçlarını karıştırarak.''Gerçi yumurtadan çok kömüre benzediler de neyse...''dedi bakışlarını yere indirerek.
''Biz saatlerdir uğraşıyoruz , siz bir çocuk yapmayı bize çok gördünüz öyle mi ?''dedi Jungwoo suratındaki unları temizlemeye çalışırken.
''Katıksız geri zekalı olmak böyle bir şey her halde.''dedi Taeyong iç çekerek.
''Mutfak neden bu kadar dağınık , ne yaptınız siz ?''diyerek mutfak tezgahına yaklaşmamla üyeler geri çekilerek tezgahın önünün görüş alanıma girmesini sağladılar.
''B-bir dakika , o gördüğüm şey güveç mi bana mı öyle geliyor ?''dedim tencereyi göstererek.
''Evet güveç , ben yaptım.''dedi Johnny başını sallayarak.
''Sen bir tek malzemeleri karıştırdın , annen anlattı her şeyi.''dedi Taeil gözlerini devirerek.
''Sabah sabah,''dedim hayretle.''Sabah sabah fırında balık mı yiyecektik ?''dedim fırın tepsisindeki balığı göstererek.
''Ama şifa olsun diye yaptım , bebek vitamin alsın diye.Gerçi bebek yokmuş...''dedi Jisung dudaklarını büzerek.
''Spaghetti mi yiyecektik sabah sabah ?''dedi Taeyong büyük tabaktaki soslu spaghettiyi göstererek.
''Evet , karbonhidrat işte.''dedi Eun Bi , ardından kaşlarını çatarak Jisung'a döndü.''Karbonhidrat iyi bir şeydi değil mi ?''dedi.
''Arkadaşlar , siz sabah sabah ölmek mi istiyorsunuz ?''dedi Taeyong , kollarını çıplak göğsünde birleştirdi ve mutfak duvarına omzunu yasladı.
Ten , Taeyong'un çıplak omzuna bir kere vurarak:''Git üstüne bir şeyler giyin , çıplak çıplak dolaşıyorsun evde.''dedi kaşlarını çatarak.
''Sanane lan , benim evim.''dedi Taeyong.
''Şimdi senin evin benim evim olduk öyle mi hyung ?''dedi Haechan dudaklarını büzerek.
''Bu çok kırıcı...''dedi Lucas.
''Kırıcıysa gidin kardeşim evimden , gidin lan !''dedi Taeyong sinirle.
''Neyse atarlı baba adayı , seni bu seferlik hoş görüyoruz.''dedi Yuta Taeyong'un omzunu sıvazlayarak.
''Bir daha böyle laflar duymayacağım !''dedi Jaehyun Taeyong'un kafasını hafifçe itip , salona doğru ilerlerken.
''Polis falan çağırsak mı ?''Taeyong bana dönerek.
''Siz iki kişisiniz , biz on beş kişi.''dedi Jungwoo.
''Polis çağırırsanız ; sizin deli bir çift olduğunuzu ve günlerdir evimizden ayrılmadığınızı söyleriz.''dedi Ten omuz silkerek.
''Bir de evsiz kalırsınız.''dedi Doyong.
''Ha bunlar tehdit değil sakın yanlış anlamayın bizi,''dedi Lucas sırıtarak.
''Ağlayacağım galiba.''dedim.
''İnanır mısın ben de ağlamak üzereyim.''dedi Taeyong derin bir nefes alarak.
''Neyse arkadaşlar siz ikiniz mutfağı hazırlayıp sofrayı kurarsınız bir zahmet.E dört buçuk saattir ayaktayız.''dedi Johnny salona geçerken.
''Aynen öyle.''diyerek salona doğru ilerledi Jisung.
''Şaka gibi.''dedi Taeyong omuz silkerek.
y:bölüm kısa ,bir sonraki bölüm daha farklı bir yerde olduğumuz için bölümleri ayırmak istedim.aralıksız kara orman dinlediğim için savior yazmam lazım:*
Sağımı solumu kaplıyor bu kara orman.
fırtına var,
devriliyor,
ömürlük yıldızlar.
farkına var şeytanının,
gam dolu bu kara huyu.
bak yanıyor,
değdiği her çiçeği , bahçemin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impossible || lee taeyong
Fanfiction"Babasının ani ölümünün ardından uzun süre sahnelerden uzak kalan DMD grubunun ana vokali Haneul , bugün 2 yılın sonra ilk defa ; Demi Lovato'nun Father isimli şarkısı ile karşınızda !" 2020©️tebreeze