Sevgilim!

74 0 0
                                        

Kolumdaki acıyla gözlerimi açtım. Karşımda tanımadığım 3 erkek ve Çağıl oturuyodu. Hemşire,

- Sonunda uyandınız Çisil Hanım. Dediğinde Çağılın yanıındaki çocuk hemen yanıma gelip elimi tuttu. Bende elimi birden çektiğimde gözlerinden ne kadar şaşırdığı belli oluyordu. Çağıla dönüp

- Bunlar kim ? dediğimde Çağıl bir süre bana korkuyla baktı sonra hızla odadan çıktı. Hemşirede odadan çıkınca yanımda oturan çocuk

- Prenses b-bizi hatırlamıyo musun ? dedi. Bende başımı olumsuz anlamda salladım. Diğerlerine döndüğümde bana şok olmuş bir ifadeyle bakıyorlardı. Odanın kapısından içeri doktor girdi ve benim yanıma geldi.

- En son neyi hatırlıyorsunuz Çisil Hanım. Dediğinde düşümeye başladım. Sonra hatırlayınca konuştum.

- En son… İstanbula taşınıyorduk. Yani öyle hatırlıyorum.dediğimde doktor Çağıla döndü. Çağılda

- Son  3 sene dedi. Ben hala onlara anlamamış gözlerle bakıyordum. Yanımda oturan çocuğa baktığımda gözleri dolmuştu. Ben hala merakla onlara bakarken karşıda oturanlardan biri konuşmaya başladı.

- Prenses siz buraya 3 sene önce taşındınız ve bir sene sonrada biz dost olduk. Şu an hafıza kaybı geçirdin ve bizi hatırlamıyorsun. Seni buraya getirmeden önce beraber eğleniyorduk. Düşüp başını çarptın. Sen şimdi bu yaşadıklarımızı… bizi hatırlamıyor musun ? dediğinde gerçekten çok şaşıırmıştım.

- Hayır hatırlamıyorum. Dediğimde doktor beni röntgen için bir odaya aldı. Yarım saat sonra falan sonuçlar çıkınca doktor yanıma geldi ve gülümseyerek hepimize bakarak konuşmaya başladı.

- Çisil hanım sadece başını çarptığı için yani büyük bir olay yaşamadığı için unuttuklarını yavaş yavaş HATIRLAYABİLİRSİNİZ. Ama dikkat edilmediği süreçte yani bir daha başından sert bir darbe alınırsa ve atak geçirirseniz hiç bir zaman hatırlamayabilir.dediğinde Çağıl ve tanımadığım kişilerde tebessüm etti.  Bende ya hatırlamassam diyee düşünürken doktor beni anlamıış gibi

- Kendinizi zorlamayın hatırlayamazsam diye. Dedi ve Diğerlerine dööndü. Sakın yanlız bırakmayın başına darbe almamasına dikkat edin ve ona geçmişi anlatın. Geçmiş olsun. Bugün taburcu olabilirsiniz. Dedi.  Çağıl yanıma gelip kalkmama yardım etti.  Diğerleriyle birlikte Çağılda odadan çıkınca çantamı alıp  dışarı çıktım. Kapıdan çıktığımız gibi annemle babam hemen bana sarıldılar. Annem

- Nasılsın canım ? dediğinde bende tebessüm ettim. Annem diğer tanımadığım hatta unuttuğum kişilere baktı. Hepsi üzgün baktıkları için annemin birden gözleri şok olmuşcasına büyüdü ve bana baktı. Bende babama baktım ve

-  Doktorun dediğine göre 3  yılımı unutmuşum. Artık gidebilirmiyiz baba ?  dediğimde oda çok şaşırdı. Sonra beraber bi eve geldik. Ben kapının orda dikilmiş eve bakarken arkamdan tanımadığım çocuklardan biri elini omzuma koyup

- Hadi prenses evine gir. Burası senin evin. Çağıl sana herşeyi anlatıcak. Sen bugün dinlen biz yarın gelicez. Dediğinde onu başımla onayladım.  Sonra onlarıda çağırmak için arkama döndüm

- Sizde gelin hem daha isimlerinizi bile bilmiyorum daha doğrusu hatırlamıyormuşum. Dedim gülerek. Onlarda güldüler ve eve gelmeyi kabul ettiler. Eraber eve girerken birden havalandım. Aniden kaldırılınca çığlık attım. Tanımadığım çocuklardan biri beni kucağına alıp kapıdan içeri girdi. Bana tereddüt ederek bakıyodu. Bende onun surat ifadesine dayanamadım ve kahkaha attım. Ben gülünce rahatladı. Içeriye baktığımda   salon eflatun rengi ağırlıklı döşenmiş ve hoş bir görüntüsü vardı. Çocuğa dönüp onu incelemeye başladım. Mavi gözlü ve sarıya dönük saçları vardı. Birden göz göze gelince yakalanmanın verdiği utançla kızardığımı hissettim.

New York'ta YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin