1. BÖLÜM

15 3 3
                                    

Annemin seslenişi üzerine sıçradım.

-Yağmur okula geç kaldın yine! Kalk artık!

Klasik bir gündü, artık okula geç kaldığım için telaş yapmaktan ziyade klasik bir gün demeyi tercih ediyordum. Her sabah olduğu gibi altıda çalan alarmım beni yedide uyandırmış, altıma geçirdiğim siyah dar paça pantolonum ve üzerine giydiğim kısa bir sweatshirt ile saçlarımı taramadan veyahut kahvaltı yapmadan evden çıkmıştım. Otobüse bindim ve okula gittim. Girişte her zamanki gibi müdür olan ancak tüm meslek hayatını bahçede bir güvenlik misali öğrenci bekleyerek geçiren Aslı hoca vardı.

-Ooo! Yağmur hanım... Biz de sizi bekliyorduk! Baya erkencisiniz bugün, diyerek kendince ufak bir espri yapmıştı.

Bu kadına karşı artık sanki bir bağışıklık kazanmıştım. Yüzünde ki her mimiği ezberlemiş ve bu mimiklerin nelere kadir olabileceğini öğrenmiştim. Sakince cevap verdim. Bir kaç fırçanın ardından hızlı adımlarla sınıfa girdim ve dersin boş olduğunu farketmemle içime doğan mutluluk ile birlikte en yakın arkadaşlarım olan Burak, Beyza ve Deniz'in yanına, arka sıraya geçtim. Geçer geçmez çocukluğumu birlikte geçirdiğim Beyza yanıma gelip kocaman bir gülücük attı ve neşeli ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Yağmur, okeye gidiyor muyuz bugün çıkışta?

-Yok be oğlum, bugün nakit yok ben de zaten. Sabah sabah yine aslıdan fırça yedim keyifler sıfır...

Bunun üzerine lafa Deniz atlamıştı. Deniz aramızdaki açık ara en eğlenceli insandı. Günlük olarak değiştirdiği flörtleri yüzünden her ne kadar bizle çok vakit geçirmese de, daima aramızdaki en eğlenceli insandı.

-Hşt, ne keyifsizliği lan! 1 haftadır flörtüm yok, bunun ne denli büyük bir sorun olduğunu farkında mısınız? Okeye gidiliyor bugün. Hem abiniz bugüne bugün milli sporcu maaşını da aldı. Bir harcamamız yok mu?

O sırada gözüm Burak'a çarpmıştı. Her zaman her şeye gülen ve her lafa evet diyen Burak, bugün fazla sakindi ve ayaklarını sıraya uzatmış bir şekilde camdan dışarıyı izliyordu. Merak ettim ve yanına gittim. 

-Burak, yavrucum ne oldu? Keyifsiz gibisin bugün?

Yüzüme baktı, gülümseyip yanaklarımı sıktı. Genelde susmamı istediklerinde bu hareketi yaparlardı.

-Hiç bir şey yok yavrucum ya. Aşırı uykum var bugün o yüzden sessizim böyle merak etme sen, dedi ve montunu yastık haline çevirip kafasını sıraya koydu.

-Ben biraz uyuyayım hatta. 

-E bugün okey varmış, geliyorsun değil mi?

Bir iki saniye kadar durduktan sonra bir anda kafasını kaldırdı ve konuştu.

-Kesin geliyorum. Size bir şeyler anlatacağım bugün zaten. Kimse ekmesin bugün.

İşte o an birşeyler olduğunu anlamıştım. Burak gibi bir insanın ağzından böyle bir cümlenin çıkması demek, denizin 1 yıl boyunca flört yapmaması gibi bir imkansızlıkla ancak eş değerde olabilirdi. Bu yüzden kafasını dinlemesi gerektiğini düşünerek onu yalnız bıraktım. O da zaten 8 ders boyunca sadece bir kez bizimle kantine inmiş, sonrasında tüm gün uyumuştu. Hayatımda ilk kez Burak'ı böyle görüyor ve tahammülsüz bir şekilde onun için endişe duyuyordum. Çünkü o, bir çoğumuzun aksine her zaman olgun olan taraftı. En iyi dert dinleyen, en çok güldüren ve en çok gülen kişiydi. Günü tamamladık ve okey oynamak için okul çıkışı hep beraber bir kafeye gittik. İlk başta kimse bu konuda sesini çıkarmamıştı ancak ben dayanamayıp konuyu açmıştım.

-Burak senin neyin var?

Burak dışında herkes okeyi bırakıp Burak'a baktı. Bu nedenle tahminimce biraz gerilmişti. uzatmadan direk konuya girdi.

-Arkadaşlar ben bir bok yedim. Daha doğrusu yemedim ama ben yemiş gibi gözüküyorum, dedi kimse dediğinden bir şey anlamayınca Beyza atladı.

-Burak boş yapma söyle ne olduysa alttan taş maş göndermiyorsun değil mi?

Beyza'nın bu sözü üzerine masa altından ayağımla beyzayı dürttüm. Olayın ciddiyetini anlayan Beyza sustu ve dinlemeye devam etti.

-Arkadaşlar uzatmadan söylüyorum. Hırsızlık yaptım. Ciddi bir hırsızlık ve yakalandım da. Parayı istiyorlar ama yok. Ödemem lazım yoksa iş polise ulaşacak. Polise ulaşırsa bu iş var ya... Biterim abi, kaçarı yok dümdüz biterim. Ne yapacağımı gram bilmiyorum.

Masa da 1 dakika kadar derin bir sessizlik oldu. O an içimizden geçirdiğimiz tek kelimenin ''sıçtık'' olduğuna adım kadar emindim. Burak çocukluğundan beri bir şeyler çalardı ve bunu bir hastalığa dönüştürmüştü ancak hiçbir zaman kendini sağlama almadan bu tarz bir işe kalkışmazdı. Burak tekrar konuştu.

-Sizi asla bu halta bulaştırmak istemiyorum ama, sizden akıl istiyorum. Bir yol, bir fikir yada başka bir şey ama yardım edin istiyorum.

Deniz lafa atladı.

-Yok öyle şey. Madem dostuz, hep beraber halledeceğiz bu işi. Bir şekilde toplanır para. Sen moralini bozma bulacağız bir yolunu.

-Hem bak Beyza, Deniz ve ben gerekirse çalışırız. Toplanabilir bu para. Bu kadar üzülme, zaten en fazla ne kadar olabilir ki bu para?

Bu lafım üzerine herkes Burak'a baktı. 

-Arkadaşlar, 30 bin...




                                                                                        BÖLÜM SONU



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ParaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin