7 sene önce İtalya...
Giray son birkaç ayda olduğu gibi oldukça sarhoş olduğu bir akşam da zorlukla da olsa anahtarı kapı kilidine sokup eve girmeyi başarmıştı.Üzerin de ki gömleği hızla çıkartırken baş ağrısı yüzünden midesi de bulanmaya başlamıştı.Bu gün yine Emily'i görmeye gitmişti ama her defasında kapı dışarı edilmişti.Yaptığı hayvanlığın altında eziliyordu.En azından özür dilemek hakkıydı ama izin vermemişlerdi.O gece Emily'i kanlar içinde yerde yatarken bir çok şey kafasına dank etmişti.Ne yapıyorum ben böyle diye sorgulamadan kendisini alamamıştı.Bir insan hayatı ile oynamak bu kadar kolay değildi.Yaptığının bedeli ağır olmuştu.Hiç suçu olmayan bir kıza hakaret etmek vicdanın durmadan kendisini kamçılamasına sebep oluyordu.Dışarıda ki insanlara gösterdiği Giray kendi benliğinden o kadar farklıydı ki artık maskesini yüzünden zor çıkarır duruma gelmişti.
Ama bir şeyler artık değişmişti.
Midesi daha fazla bulanmaya başladığın da anlık gelen öğürme isteği ile hızla lavaboya koştu.
Midesinde ki her şeyi çıkarırken vücudunu saran titreme ile zorlukla ayağa kalkabildi.O an da dışarıda büyük bir gök gürlemesi duyuldu.Gök'ü ikiye ayıran ses Giray'ın kulaklarını sağır edercesine zonklatmaya başlamıştı.Geniş bedeninden hızla ter boşalmaya başladı.Gözlerinin önüne gelen görüntüler ile bedeninin her bir noktasına ağrı saplandı."Çirkin..."
"Vakit geldi..."
Ve bir kahkaha sesinin ardından Giray banyonun beyaz mermerlerine düştü.Bedeni acılar içinde kıvranırken o tarazlı sesi tekrar duydu.
"Dolunay geldi...Hesap vakti başladı.Çirkinin kalbi güzelleşti.Bedelini bedeni ödedi.Ebedi yalnızlık bir tek ona bahşedildi.Şimdi sınav vakti.Bul kalbine girdiğini.O seni yolun sonunda bekledi.Her yeri yakan ateş senin kalbin de küllendi.Bul kendine bahşedileni...."
Duyduğu kelimelerin birine bile anlam veremezken kafiyeli dizler bir bir beynine nakşediliyordu.Sonun da sert bir soluk verdiğin de bütün dünyası siyaha bulandı.Gözleri kapandığın da Her şey başlamıştı...
Bedenine değen soğukla irkilerek gözlerini araladı Giray.Soğuk sırtından ciğerlerine işlemiş gibiydi.Ellerinin arasına aldığı başının ağrısı da geçmişti.
Yattı yere baktığın da neden
mermer zemin de uyuya kaldığını anlamadı.Ama çok da üzerinde durmadı.Muhtemelen midesine fazla gelen alkolü çıkarırken sızıp kaldım diye düşündü.Ayağa kalkıp elini yüzünü yıkadığında alışkanlıkla gözü aynaya takıldı.O an elinde ki havlu yere düşerken gördüklerinin bir hayal olduğunu düşündü.Ne kadar süre gözünü açıp kapatsa da görüntü değişmiyor kabustan uyanamıyordu.Kafasında nasıllar,nedenler uçuşurken gün geceye döndü.Karanlıkta dizlerini kendisine çekmiş otururken hiçbir şey hissetmiyordu.Deli bir suskunluk vardı üzerinde.O anlarda kapının kilit sesi ile başını eğmiş olduğu dizlerinden kaldırdı
"Giray evde misin oğlum ?"
Annesinin sesini duyduğu anda koşup ona sarılmak istese de yere çakılı ayakları buna izin vermedi.
Sessizce mırıldandı.
"Buradayım "dedi.
Sinem hanım sesin geldiği yöne hareketlendiğin de oturma odasına vuran ay ışığından yerde oturan oğlunu gördü.
"Neden karanlıkta oturuyorsun oğlum ?"
Tam eli ışık'ı açmak için düğmeye giderken Giray'ın sesi duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç İ R K İ N
General FictionBir varmış bir yokmuş diye başlardı masallar. Bir masal gerçek olabilir miydi? Güzel kız çirkin adama gerçekten aşık olabilir miydi ? Böyle bir aşkı hayal edebilir misin ? Giray ve Zühre... **** "Ben artık gideyim diyorum " Zühre'nin sözleri Giray'ı...