~Şehvet~

481 63 20
                                    

Sabah okula gitmek için evden çıktığımda Yoongi ile karşılaştım. Dün aklıma gelince ne yapacağımı şaşırdım ve sadece kafamla selam verip geçtim. Ben otobüs durağına yürürken o da yanımdan ilerliyordu.

"Ga Yeon, sana dün ile ilgili bir şey söylemeliyim." diyince kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Neden dünden bahsediyordu ki şimdi?

Sesimin sakin çıkmasına dikkat ederek "Seni dinliyorum." dedim.

"Öncelikle üzgünüm. Senin rızan olmadan seni öptüm ve bu pek de hoşuna gitmeyecek bir şeye neden oldu."

"Neye neden oldu?"

Birden durdu ve hızla "Seni mühürlemiş oldum." dedi. Eun Mi bundan daha önce bahsetmişti. Hayretle bakışlarımı ona çevirdim ve "O zaman... şimdi ne olacak?" diye sordum.

"Sana zorla hiçbir şey yaptırmam, korkmana gerek yok. Ama benden çok uzağa gidemezsin ve kimseyi öpemezsin. Bunları yapman sana ve başkalarına zarar verir."

Çok da büyük bir sorun değildi. Derin bir iç çektim ve "Peki." diyerek yürümeye devam ettim.

Otobüse bindiğimizde kulağıma "Bana kızmadın, değil mi?" diye fısıldadı.

"Hayır, kızmadım."

~~~

Gün boyu okulda Yoongi'den kaçmıştım. Bir şey yapmam, ona bir adım atmam gerekiyordu ama ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Derslerim bittiğinde çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Bu sırada karşıdan gelen Min Ho'yu gördüm. Tam geri dönecekken "Hey, pamuk yanak!" diye bağırdı. Ben senin...

"Ne istiyorsun?"

"Hiç, sadece bugün nasıl olduğunu soracaktım."

"Seni görene kadar çok iyiydim."

Yanağımdan bir makas aldı ve "Sevindim." dedi.

O an Yoongi'nin "Ona dokunma." diyen sesini işittim. Yanıma geldi ve kolunu boynuma dolayarak beni kendine yaklaştırdı.

Min Ho alayla güldü ve "Kıskanç olma Min Yoongi. Yeterince günah işledin zaten." dedi.

Benim yüzümdendi. Yoongi sadece derin bir nefes aldı ve hiçbir şey söylemedi. Belki de söyleyemedi. Min Ho bana bakıp göz kırptıktan sonra yanımızdan gitti.

Gerçekten bıkmıştım. Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Kafam çok doluydu. Kim bilir hangi günahın bedelini örüyordum. Belki de Min Ho'nun dediği gibi kibir ve açgözlülüğümün bedeliydi tüm bunlar.

"Bir sorun mu var?" diyen Yoongi'nin sesiyle düşüncelerime ara verdim.

"Hayır, yok." dedim ve kolundan kurtuldum. "

"Benim derslerim bitti, gidiyorum." dediğimde gözlerinde bir hayal kırıklığı gördüm. O da benim bir adım atmamı bekliyordu ama... eğer bir adım atarsam koşmaya başlarım. Ve koşarsam bir daha duramam. Sonunu kestiremediğim bir yolda koşmak istemiyorum Yoongi.

"Peki, sonra görüşürüz." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Beni orada kalp krizimle bıraktı. Hormonların bana bu denli ihanet etmesi hiç adil değildi. Kang Dae ile birlikteyken hiç böyle olmuyordu. Yoongi'nin bu ani hareketleri içimde bastırılmış tüm duyguları ortaya çıkarıyordu.

~~~

Salonda yere karaya vurmuş balina gibi uzanmış meditasyonumu yapıyordum. Tam bir mental çöküş içindeydim ve kemdimi toparlamak için böyle yatıp düşünmeyi tercih ediyordum.

Bloodless | mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin