4|Beni sar , korkularımı al.

900 106 131
                                    

Sonunda gecenin geç vakitlerinde hepimiz için küçük sayılabilir , kutu gibi bir eve gelmiştik.

Hyuka evi kısaca anlatmış ardından da tahminimce 1 yıldır yıkanmamış eski pikeleri soobine fırlatıp kendilerine yerde yatak yapmışlardı.

Bana da kendi temiz yataklarını verince kendimi çok mahçup hissetmiştim. Burada soobin ile birlikte kaldıklarını düşünmeye başladım çünkü temiz çarşaf ve yorganlar 2 kişilikti ayrıca ev oldukça küçüktü.

Yatakta otururken odaya taehyun girdi ve yanıma uzanıp arkasını döndü. Ona benimle yatması için izin verdiğimden dolayı mutlu görünüyordu.

Sessizlik içindeyken yere eğilip baktım. Soobin hyuka'nın uzun saçlarının arasında mışıl mışıl uyuyordu , hyuka da arkasını soobine dönmüş teki bacağını bizim yatağımıza atarak uykuya dalmıştı.

Açıkçası şok olmuştum çünkü çok hızlı bir şekilde uykuya dalmışlardı , bu soğuk havada beton oldukça soğuk olmalıydı.

Hyuka cidden merhametli birisiydi , bana özenle bu yatağı hazırlayıp soobin ile yerde yatmaya karar vermişti.

Pikeye sarılınca aslında benim yatağım da çok temiz değildi. Yani hafif bir pis koku geliyordu burnuma , pike yıkanmamıştı. Eve geldiğimde de erzak odası , ilaç odası ve bir banyo dışında pek bir şey görmemiştim.

Hele banyodaki musluklar sanki ayıp olmasın diye oraya yerleştirilmişti. Doğru düzgün çalışmıyorlardı.

Ben ise kendimi pis hissettiğim her an direk her gün geceleri nehirde yıkanıyordum. Tanrıya şükür evde yedek sabun vardı.

Her zaman temiz ve hijyenik yerlerde kalmayı severdim ama olanlardan sonra pek mümkün olmamıştı. Küçükken her şey daha kolaydı.

Burası bir evden daha çok sanki bir odalı bir sığınak gibiydi. Karlardan , yağmurlardan ve daha fazla felaketlerden korunmak için inşa edilmiş gibi.

Bir an babamın da böyle bir ev üzerinde çalıştığını hatırlıyorum. Bana söz vermişti abim ile oynamam için bize de küçük bir yeraltı sığınağı yapacaktı evin içine ama bu hayali yarım kaldı. Ailem öldükten sonra orası tahmin edileceği üzere "Güvenli bölge" olmuştu benim için. Evin yan tarafında babam ölmeden 2 gün önce eve çakmak için çiviler ve tahtalar bırakmıştı. Öylece kaldılar.

Çiftliğimiz artık komşu çiftçiler tarafından satın alınmıştı , artık orada eski mutlu "Choi ailesi" yaşamıyordu.
Sanki hiç yaşamamış gibiydik.

Eskiden iyi sandığım komşu çocukları hakkında da yanılmıştım. Her şeyde yanılmıştım ama bunu farketmem için artık çok geçti.

Duvara bakarken taehyun yanımda kıpırdanıp gözleri kapalı bir şekilde konuştu.

"neden bu kadar ciddisin?"

Gözlerinin kapalı olmasına rağmen beni nasıl görüyor diye yüzüne baktım. Şans ya işte o an yüzüne ayın ışığı vurunca bütün güzelliği ortaya çıktı.

Taehyun , neden bu kadar güzeldi?

Derin bir iç çekip gözümü yeniden duvara odakladım ve konuştum.

"Ailem tehlikedeyken köylülerden kimse bana yardım etmedi. Hepsi suratıma kapıyı kapattı oysa ben onları hep iyi insanlar olarak görmüştüm. Eğer benimle gelmeyi bir tanesi bile kabul etseydi kardeşime yardım edebilirdik ve belki de... Belki de ailem hâlâ hayatta olurdu. Ben de korkak gibi izledim , korkaktım."

Kendime çok kızgındım , hele içimdeki kişi beni günden güne yiyip bitiyordu. Kendimle sürekli hesaplaşıyordum.

Nefret , beni diri diri toprağa gömecek gibiydi.

ᴛʀᴜᴇ ᴀʟᴘʜᴀ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin