1.Bölüm: "Hüzünlü Melodi"

87 26 66
                                    


Billie Eilish- Everything i wanted

İyi okumalar :)



          Hüzünlü bir melodi kulaklarımı doldururken gözlerimi yeni bir kabusa araladım. Mavi gökyüzü ve gökyüzünde dans eden birkaç kuş girdi yarım yamalak açık olan gözlerimin odağına.

Ölmüş müydüm?

En son bir uçurumdan aşağıya kendimi bıraktığımı hatırlıyordum.

Peki neden öldüğümde bile gerçekler canımı yakmaya devam ediyordu?

Ilık rüzgar tenimi yalayıp geçerken uzandığım toprak zeminden güç alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Birkaç denemeden sonra başarılı olduğumda etrafımı incelemeye başladım. Gökyüzüne kadar uzanan sıralı ağaçlar ve çevremi süsleyen adını bilmediğim çiçekleri hayranlıkla inceledim.

Ölümün sonu böyle güzel bir başlangıç mı sunuyordu yoksa ben o hiç görmediğim güzel rüyalardan birinin içinde miydim? Aslında cevabı bilmek istesem de bir yandan da öğrenmek istemiyordum. Düşünceleri bir yana bırakıp yemyeşil ormanın içinde ilerlemeye başladım ve tenime çarpan ılık rüzgar eşliğinde ormanı kaplayan melodiyi dinledim. Her şey sanki bir ressamın sihirli fırçası ile resmedilmişti.

Delicesine etrafımı inceleyip mavi gökyüzünün tadını çıkarırken gözlerim hemen ilerideki ağacın kahverengi gövdesine yaslanan kişiyi odağına aldı. İlk başta korku baş gösterse de bana bilgi verebileceğini düşündüğüm için cesaretimi toplayarak yanına doğru küçük adımlar ile ilerlemeye başladım. Hem zindandan beraber kaçtığım çocuk nerede merak ediyordum.

Aramızda birkaç adım kaldığında durdum. Gözleri kapalı bir şekilde ağacın gövdesine yaslanmaya devam etti. Beni fark etmesi için birkaç defa seslice öksürsem de o hiç istifini bozmadı. Kollarımı göğsümde birleştirip sinirli bir halde onu incelemeye başladım. Beni duymuyor muydu yoksa bilerek mi yapıyordu?

Siyah saçlarından bir tutam gözünün önüne düştü. Benim aksime üzerindeki beyaz giysileri tertemizdi. Kir yüzünden beyazdan siyaha dönen ve yer yer yırtık olan elbiseme baktım. Berbat bir haldeydim.

"Hey sen," dedim onunla konuşmaya karar vererek. "Neredeyim? Öldüm mü?" Diye sordum ama hiçbir cevap alamadım. Sonunda onun konuşmayacağını anladığımda omuzlarım çöktü ve arkamı dönmeden hemen önce" Konuşmaya karar verirsen eğer buralarda bu güzel ormanın tadını çıkarırken bulabilirsin beni," dedim.

Birkaç adım dahi atmamışken onun sesi kulaklarıma ulaştı. "Ölmek mi istiyordun?" Diye sordu.

Ona doğru döndüm. Nereden geldiğini kestiremediğim melodi sesi azalmaya başlamıştı. "Sen cevap vermeyince bende seni bitki falan sanmıştım ama meğerse değilmişsin," dedim alaycı bir şekilde.

Gözleri hala kapalı olan genç adamın ince dudaklarından bir kahkaha döküldü ve ormanın içinde yankılandı. Gövdesine yaslandığı ağaçtan ayrıldı ve gözlerini açarak açık kahverengi gözleri ile bana baktı. Gözleri... Gözleri sanki bana bakmıyordu. Sertçe yutkundum. O göremiyor muydu? Bana doğru bir adım attığında gerilememek için zor tuttum kendimi. "Nerede olduğunu ve kim olduğunu öğreneceksin," dedi düz bir ses tonuyla.

Söylediklerine anlam veremedim. Ne demek istiyordu ki?

Gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmaması beni oldukça ürkütüyordu. Sesimin çatallı çıkmasına engel olamayarak, "Arkadaşımı gördün mü? Nerede olduğunu biliyor musun?" diye sorularımı arka arkaya sıraladım. Şu an yanımda birinin olmasına oldukça ihtiyacım vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geceyi Geri AlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin