Hastane

849 36 32
                                    

Emlakçıda gördüğüm ve gıcık olduğum müşteriydi kendisi. Ve sanırım artık benim ev sahibim.

O beni hatırlamış gibi gözükmüyordu. Elinde kağıtlarla geldi ve " Elektrik,su, doğalgaz cart curt beni uğraştırma kendin hallet. İlgilendiğim tek şey para. Kirayı zamanında yatır. " Cümlesini bitirmesiyle kağıtları uzattı.

Sözleşmenin üzerinde yazan isim istemsiz dikkatimi çekmişti. Kim Taehyung. Güzel bir isimmiş. Çocukken en yakın arkadaşımın ismi de Taehyung'tu ama ölmüştü. Aklıma gelen kötü anıyla başımı sağa sola salladım ve hızlıca kağıtları imzaladım ve ona uzattım.

"Jeon Jungkook demek. Çok da önemli değil. Dediğim gibi zamanında kiramı isterim." Para. Para. Para ağzından başka bir şey dökülecek mi cidden?

Arkasından seslendim."Hey!" Arkasını döndüğünde bana bir böcekmişim gibi bakıyordu. Aynı bakışlarla ona cevap vermek istesem de omegalar kötü yüz ifadelerini anca çok dolduysa yapabilir. Ben daha o raddeye gelmemişim sanırım. Her neyse.

"Evine hırsız gibi girmek istemiyorum. Anahtarları alabilir miyim?"demiştim. Hızlı adımlarla dibime kadar geldiğinde feromonları ağzımın içine doluyordu.

Etkisi altına almaya çalışıyordu sanki. Ama şunu unutuyordu bana bunlar sökmez. Elimi uzattığımda ise anahtarları elime koydu.

Bu sefer hızlı davranan bendim. Gülümseyerek hızlıca eve doğru yürüyecektim ki kolumun tutulup çekilmesiyle. Tüm dengem şaşmıştı.

Taehyung'a döndüğümde ne var diye bakarken bu sefer zafer gülümsemesini o yapmıştı. " Kira ücretini söylemeyi unutmuşum. " Üstünlük kurmaya o kadar çok kaptırmışız ki. Asıl durumu unutmuşuz.

Ev epey güzeldi. Umarım fiyatı beni zorlamazdı. Nefes alışverişim hızlanmıştı ama fayda yoktu çoktan imzamı atmıştım. " Bu evin fiyatı normalde 900000 won fakat sana 8000000 won olsun zamanla arttırırım. Anlaştık mı?" Tek kaşını kaldırmıştı.

Geri adım atmak yok. " Nasıl isterseniz. Ama ilk ayın kirasını şimdi ödeyemem. Maaşımı alınca ödemem sizin için uygun mudur?" Elini saçlarına atıp karıştırmıştı.

Feromon kokusu yine çok fazla gelmeye başlamıştı. Lavanta gibi kokuyordu. Ama konumuz bu değil şu an. " Diğer ay iki kirayı peşin istiyorum. " Bu beni çok zorlardı.

Kredi çekecektim artık yapabilecek bir şey yoktu. Başımla onayladıktan sonra eve döndüm ve olabilirin en hızlı şeklinde eve yürüdüm. Kapıyı açtığımda klasik bir ev karşıladı beni.

Ailem de yanımda olsa diye düşündüm. Benimle gurur duysalardı. Emeklerimizin karşılığını aldığımı görselerdi. Ani karae verdiğim için annemden ufak bir sitem işitseydim. Ama hiçbiri olamazdı. Onları bir hafta önce kaybetmiştim. İşe başlayabileceğimin haberini ve ailemi kaybettiğimin haberini aynı gün almıştım.

O yüzden şu günlerde hayatımın ve aldığım kararların pek bir önemi yoktu. Sojuya ihtiyacım vardı fakat almaya mecalim yok. Elim cebimi yokladı. Sigara paketime baktığımda azıcık kalmıştı. Bana yetmezdi ki.

Evde eşya da yoktu. Gözlerim yanıyordu. Kendimi hızlıca dışarıya attım annem ağlamamı sevmezdi.

Sokakta hem ağlayıp hem koşuyordum. Ayağımın yere takılıp düşmemle kendimi daha çok saldım. Avazım çıktığı kadar ağlıyordum. Adım sesleri duysam da umursamamıştım.

Birinin omzuma dokunmasıyla "Defol git başımdan." Başım ağrıyordu ve ben burada uyumak istiyordum.

"Cık cık cık ev sahibine insan böyle der mi Bay Jeon." Başımı hemen kaldırınca onu görmüştüm. Beni böyle görsün istemezdim. Ama çok geçti. "Hasteneye gidiyoruz. İtiraz falan kabul etmiyorum. Arabama bin çabuk."

Ağzımı açmama fırsat bulamadan arabaya bindirilmiştim. Ellerimle oynamaya başladım ben de. Çocuk gibi gözüküyordum muhtemelen. Aish hiç iyi olmadı.

Hastaneye geldiğimde ise en son gözlerimin kapandığını hatırlıyorum.

Buraya kadar geldiyseniz teşekkürler 💜

SabırsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin