Giriş

10K 26 1
                                    

Soğuktu o gün neden bilmiyorum oysa yaz aylarının en güzeli ağustostaydık. Bana çekmişti bu havalar niye bu kadar dengesizler acaba. Çalan telefonun sesiyle cebime attım Nurcan ablaydı tabi başka kim olucak ki beni merak eden sonuçta kimim ki ben merak etsinler. Karşıdan gelen iki çocuk ilişti gözüme biri o kadar derinden bakıyordu ki bi an nedenini anlayamadım sonra farkettim kulaklık vardı ama telefon çalarken zil sesim dışarıda çıkıyordu ve bu durumda bangır bangır çalan şarkıyı duyan insanlar bana bakıyordu ve bu rahatsız ediciydi. En sonunda pes edip teefonu açtım ve bakışların birazı üstümden ayrılmıştı.

Nurcan ablayla konuşmak iyi gelebilir diye düşünüp konuştum.
"Abla yoldayım sana geliyorum" dedim.
Sesimin kötü olduğunu anlamış olucak:
"Tamam canım gelince konuşuruz." dedi oda. Kapattım ve şarkının kollarına bıraktım kendimi .
Ne kadar yürüdüm hatırlamıyorum yada kac şarkı bitti ben varana kadar onu tam saymadım üşendim onu mu takip edeyim yani. Apartmana girdim ve katları çıkmaya başladım açık kapılardan gelen seslere yüzümde küçük bi gülümsemeyle geçmeyi tercih ettim sonuçta buda onların mesleği Dünya sorgulamak sana düşmez dedim kendime. Ama bana bu kadar uzak olan ve bunun uğruna birilerini kaybettiğim biseyin burda bu kadar rahat olması canımı sıkmıyor değildi.

İçeri girdigimde Nurcan abla her zaman ki koltuğuna oturmuş beni bekliyordu yanına gidip o morallere olabilicek en samimi gülümsememle sarıldım ona. Annem gibiydi Nurcan abla ne zaman derdim olsa hep yanımda olmuştu şimdiye kadar hatta annemden daha yakın bu durumda.

Size ailemden bahsetmeyi unuttum sanırım babamla o kadar benzeriz ki sırf bu nedenle benden ölümüne nefret eder sanki beni peydahla diye ben söylemişim gibi bunun acısını hep benden ve annemden çıkartır. Annem deseniz sevdiği adam için herşeyi feda etmeye hazır küçük bi kız gibi hala babamın dedigini ikiletmeyen ve bu durumda benimle arası kötü olan biri o. Diyceksiniz ki madem sen nasıl bu kadar rahatsın bu kadar sıkı bi ailen varken dışarda okumak hep işe yarar diye boşuna demiyordum ben. Yok yok üniversite okumuyorum fen lisesinde okuyorum. İnek falanda değilim sadece Allah vergisi garip bi zekam var işte çalışmadan girdiğim sınavlarda hep herkesin hayalini kurduğu notu aldım ben. Okuduğum okula tam tamına zıt bi kişiliğe sahibim. Bazen rahibe tessa gibi ortalıkta ahlak bekciligi yaparken bazen zil zurna sarhoş olup hayatın umrumda olmadığını ortaya vurabilicek kadarda dengsizim sanýrým.

Nurcan abla elinde fincalarla geri geldi suratında ne olduğunu sormak ister bi ifade vardı ama beni tanıdığı için konuya benim girmemi bekliyordu. Boğazımı temizledim ve kısık bo şekilde öksürdüm bu aralar fazla sigara içiyorum sanırım. Nurcan ablanın meraklı gözleri hala üstümdeydi. Onu daha fazla merakta bırakmadım ve konuyu açmaya karar verdim.

"Karakoldan yeni çıktım ve sonra senden kaçtım Özür diliyorum amacım sadece yanlız kalmaktı. Dün gece yaptığım şey adına da pişman falan degilim o cocugu yine versinler elime yine kafasına o sandalyeyi yer o ne hakla ben.. beni hi orospu olarak görür ya. Alt tarafı iki üç şat atıp dans ettim kıyafetlerim bile açık değildi. Ama o beni kolay lokma olarak gördü. Alperden sonra bi erkeğin bana dokunmayı bırak muhabbet etmeye çalışması bile sinirimi bozarken o piç beni kucaklayıp götürmeye kalktı haklıydım." Dedim bir nefeste boğazım kurumuştu fincana uzandım sıcak çikolatanın içimde ilerlemesinin keyfini çıkardım. Nurcan ablaya göz ucuyla baktığımda olayları kafasında tartmaya çalışır bi hali vardı. Aslında pek sık olmazdı ama yinede yaptığım şeyden ve onu soktuğum durumdan utandım. Sonra bana döndü ve gözlerime baktı bu kadının yeşil gözlerinde ki merhameti annemin yada babamın gözlerinde görsem evimden kilometrelerce uzakta kendime yeni bi hayat arıyor olmazdım dedim kendime. Nurcan ablanın sesiyle kendime geldim. Çok sık ciddi konuşmalar yapmazdı benimle yapması gerektiği zamanları bilirdi benim sınırları aştığımı fark ettiğinde yapardı bunu bana sınırlarımı hatırlatır ve nasihat bile denmiycek öğütler verirdi. Ve şimdi yine o anlardan birindeydik Alper'in ölümü beni yıkılmış bi binadan farksız hala getirmişti hayat niye bana verdiği tüm güzel şeyleri elimden almaya yeminliymis gibi davranıyor merak ediyorum oysa ben kendi dünyasına yabancı bi Dünya'yım kendi içimde ve bunu fark edebilen tek insan suan bi kaç avuç toprağın altındaydı.

" " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " "
Umarım giriş sizi tatmin edebilir yorum atarak yada mesaj atarak bana alamadığınız yada beğenmediğiniz kısımları iletin lütfen. Uzun zamandır ilk defa uzun soluklu bi yazının içindeyim. Bu yüzden bana destek olacağınıza olan güvenimle sizden istiyorum bunu. Umarım ben yazdıkça siz okudukça kendinizden bisey bulursunuz . Teşekkürler şimdiden...

ŞEHVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin