Ben kendimden başlayım biraz. 2,5 yaşında babası tarafından terk edilmiş bir çocuğum. Hayatım pek iyi olmasada herzaman bi felsefem vardı benim; güçlü ol, diren, ayakta kal. Kısacası hayatın neresinden tutarsan kâr oldu benim için. Bir çok olumsuzluklar yaşayan bir insanım. Babası olmayan, hayatı mükkemmel olmasada farklılık yaratmaya çalışan bir kişiliğe sahibim. Yeterince mutlu gözükebiliyordum. Ama değildim işte. İnsan dışa vurmaz yaşadıklarını. Tek yapabilceği içini kağıda dökmektir. Bende artık kağıda döküp anlatıyorum içimdeki fırtınaları. Bir çok şanssızlıklar yaşamda pozitif yaşamaya çalışıyordum ve yaşıyordum da. Ta ki futbol hayatım ve okul hayatımda büyük darbe yedikten sonra. Geçirdiğim bir sakatlık yüzünden futbol oynuyamıyordum artık. O sene sınıftada kalmıştım. Doğal olarak işler değişti. Hayatım bir şeye benzememeye başladı. Tabi bir de ailem tarafından dışlanmış gibi hissetmekte var. Kim ister ki bir anda herşey tersine dönsün, amına koydğumun hayatı herşeyini elinden alsın. Aynı babamıda aldığı gibi. Bana koyan babamın gitmesi değil var olduğunu bilmek. İçten gelerek bir kere bile baba demeden sarılamadan özlemle büyümek. Arkadaşlarım küçükken babaları işten gelirken baba diyip koşup sarıldıklarında , ben eve koşup köşeme çekilip ağlardım. Şimdi büyüdüm, ama hala özledikçe ağlıcak gibi oluyorum. Ayıp olan ağlamak değildir, onu ağlatmaktır bence. Evet öfkeliyim, nefret doluyum. Ama özlememi değiştiren birşey olmaz, olamaz . Ne kadar bana sahip çıkmasada ben yine benliğimden vazgeçmedim, geçememde. Evet bunları anlattım ama geriside var tabi ki. Hayatımı değiştiren o kadının gelmesiyle başlayan, tam ölüm çizgisindeyken çıkıp gelen ve bakış açımı değiştiren o kadını anlatıcam herşeyiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı
Romance"Hayatın ölüm noktasında olan bi anında çıkan bi kadın ve hayatı değişen bir adam."