12

516 51 24
                                    

Sarıldım, sanki bırakıp gidecek ve ben tekrar yalnız kalacakmışım hissinden çok korktum ve her saniye daha sıkı sarıldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sarıldım, sanki bırakıp gidecek ve ben tekrar yalnız kalacakmışım hissinden çok korktum ve her saniye daha sıkı sarıldım.

Korku her insanın başına gelir geçer belki bir süre sonra dalga konusu bile olabilirdi bu dünyada. Ama ben ilk kez korkuyu iliklerime kadar hissetmiş ve sanki bir daha hiç gitmeyecekmiş sanmıştım. Ta ki o beni kollarına alıp söylediği sözler ile bana sıkıca sarılarak.

Kendimi küçük bir kız çocuğunun karanlıktan korkmuş ve babasının kollarının arasında sakinleşiyormuş gibi hissediyordum. Kollarının arasında küçük kalan bedenim ile o kadar güvende hissediyordum ki. Elleriyle kafamı nazikçe kaldırıp yüz yüze gelmemizi sağladı.

"Ben yanındayım, güvendesin tamam mı?" Yanaklarımı bebek sever gibi okşamaya başlayınca zorda olsa gülümseyerek başımı salladım. "Eve gidelim lütfen." Kafasını sallayarak beni onayladığında elimden tutarak arabasına götürdü.

Yan koltuğa oturduğum an kemerimi bağlayıp kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapadım. Aradan geçen kısa bir sürenin ardından Yoongi 'nin beni dürtmesi ile irkildim ve dışarıya baktım. Eve gelmiştik, fakat ben eve tek başıma gitmek istemiyordum. Sanki bana kağıdı veren o kişi gelip beni öldürecek zannediyordum. Yoongi' e dönüp konuştum.

"Lisa gelene kadar bize gelebilir misin?" "Tamam güzelim in sen geliyorum." Arabadan inip evin önüne geldiğimde çantamdan çıkardığım anahtar ile içeri girdim ve Yoongi 'nin içeri girmesini bekledim.

O da içeri girince eşyalarımı kenara bırakıp kendimi koltuğun üzerine bıraktım. Kendimi ruh gibi hissediyordum. Hiçbir şey yapmak istemiyor sadece olanları düşünüyordum. Yanımda beliren Yoongi ile kafamı ona çevirdim.

"Kabus gibiydi Yoongi." Gözlerimin tekrar dolmaya başladığını hissedince kendimi yine serbest bıraktım ve hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Yoongi tekrar yanaşıp bana sarılınca ellerim ile yüzümü kapatıp dakikaların akmasını bekledim. "Ağlarken kimse görmesin diye elinle yüzünü kapatman." Aklıma kağıtta yazan cümlelerin gelmesi ile ağlamam şiddetlendi ve tekrar nefesim kesilmeye başladı.

Kim olabilirdi? Ben kime ne yapmış olabilirdim? Neden beni bu kadar korkutuyordu? Amacı neydi? Aklımda bunlar ve birçok fazla soru varken sakinleşmem pek mümkün değildi. Jackson' a ne olduğu aklıma gelmişken kafamı kaldırdım ve Yoongi' e baktım. "Jackson'a kötü bir şey yaptıysa ya? O yüzden gelmemişse?"  "Bir şey olmamıştır Jennie kötü düşünce sadece sakinleş sana yemek hazırlayayım mı?"  "Hayır canım bir şey istemiyor."

Yanımdan kalkıp yastığı yatırır konuma getirdi ve başımı alıp nazikçe yastığa yatırdı. "Şimdi biraz dinlen. Korkma ben buradayım." Kafamı sallayıp kendimi derin ama bir yandan da korkunç olan uykunun ellerine verdim.

Yazarın anlatımından;

Yoongi: Vay vay vay, Jackson Wang iyi iş çıkardın dostum. /18.06

Jackson: Hahaha, elbette öyle. /18.07

Yoongi: Biraz daha sabret işim çok kalmadı seninle başka bir konuşmaya kadar normal davran. Bu kadar korkutmak şimdilik yeter. Diğerinde işini kökten halledip paranı güzelce alıyorsun ;) /18.12

Jackson: Tamamdır ;) /18.13

Yoongi yerinden kalktı ve hala uyuyan Jennie 'ye uzun uzun baktı. Kendisi hayatına yeni girmiş gibi hissediyordu ama oysa ki hayatının her anında kendisi de yer alıyordu. Başından beri Jungkook ile tanışmaları, kendisini evine davet etmeleri. Onu kendine bağlaması.

Tüm bunlar aklından geçerken yumruğunu sıkıp eski günlere kafasını yordu Yoongi. Çok kötü bir çocukluk geçirmişti, annesinin ve babasının boşanması üzerine bekar kalan annesiyle beraber yaşamaya başlamıştı. Büyük bir fakirlik geçiren Yoongi, annesine yapılan şeyleri çok sonradan anlamıştı. Kim Kyung denilen kişi ilk annesine sonra Yoongi' ye bir sürü işkence uygulamıştı.

Dışarıdan ne kadar melek gibi görünsede kendileriyle uğraşmayı bırakan o adamdan yaşı büyüyünce ondan intikam alacağına yemin etti. Piskolojik sorunlar yaşayan Yoongi, annesini kaybedince en yakın arkadaşı Jungkook ile yaşamaya başladı. Kendisine zarar veriyor, etrafa küfür saçıyor ve ilaç kullanmayı reddediyordu. Jungkook bu durumun daha da ilerlemesini istemediğinden gizlice yemeklerine ve içeceklerine ilaçlarını katıyordu.

Akıl sağlığı pek de iyi olmayan Yoongi yaşı gereğince verdiği yemini üzerine adamın hayatını araştırdı. Karısı kendisi gibi pislik olan bu adamın Jennie adında çok güzel bir kızları vardı. Nasıl intikam alacağını bilemeyen Yoongi yıllarca onu aradı araştırdı ve aklından planlar oluşturdu.

Bu planlar pek kendi isteği dışında kötü gitmesine rağmen Kim ailesinden kalan tek kişi güzeller güzeli Jennie üzerinde planlarını çok güzel işleyecekti.

İşte şimdi planları çok düzgün işliyordu. Yoongi intikamını almak için iyi hazırlanmıştı. Fakat neydi bu içindeki sıkıntı? Tüm bu düşüncelerini bölen Jennie 'nin sesi ile irkilen Yoongi ona bakıp günlerdir yaptığı gibi tekrar sahte gülümseyerek konuştu. "İyi uyudun mu?"  "Biraz daha iyi hissediyorum."  "Güzel, Lisa aradı ona olanları anlatmak zorunda kaldım. 5 dakikaya geliyormuş." Yerinde doğrulup saçlarını düzeltti ve gülümseyerek Yoongi'e baktı.

Yoongi bir kez daha onun çok güzel olduğunu düşündü. Keşke dedi içinden, keşke Kim ailesinden olmasaydın Jennie.

Bölüm nasıldı? Yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm nasıldı? Yorumlarınızı bekliyorum.

A Dream That Will Not HappenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin