rei hino ● p. jimin

18

Heyecanla beklerken, saçlarımı sol tarafa toplamıştım. Terlemenin sırası değildi...

Düşüncelerim kapı sesini duymamla uçuştular ve heyecanla ağzımı açtım, "Geldin mi? Oh kalbim... Neden bu kadar heyecanlandım ki?"

Ellerimi kalbime götürdüm, biraz soluklanmak en iyisiydi.

Adım sesleri daha çok geliyordu kulaklarıma, tahmin ettiğim gibi yanıma gelmişti.

"Tribüne git demiştim, ismini söylememiştim ki daha."

Tenimde yumuşak parmakları hissetmemle kan parmakları altına toplanmaya başlamıştı, etkilendiğimi hissediyordum.

Saçlarımı sol boyun tarafımdan alıp arkaya attı, o sırada elleri boynuma değiyordu...

İsmi söylemek ile söylememek arasında gidip geliyordum, beklemediğim birinin çıkabilecek olasılığı diğer düşüncelerimle savaş verdi.

"Mamoru?"

Tek bir kelime aldım ağzıma, oysa eğer... Sailor Moon'dan yola çıkarak kendini anlayabilirdi.

Nefesi yüzüme çarptığında yumruklarımı sıktım, yaklaştığını sıcaklığından anlamıştım.

"Rei."

Dudaklarım gerildi bu kısık sese karşın, ardından yumuşak dudaklarını yanağımda hissettim.

Ve bandanayı gözlerimden yavaşça çıkardı, kızardığımı hissedebiliyordum.

Yine kızardığımda tatlı olduğumu söyleyeceğini anladığımda ona fırsat vermeden beline sardım kollarımı.

Vakit kaybetmeden ellerini saçlarıma yerleştirdi ardından büyük bir şefkatle okşamaya başladı.

"Saçların, hayal ettiğimden daha güzeller."

Boyun girintisine bir kıkırtı bıraktım, belki kalbim belki de duygularım vardı o kıkırtının içerisinde.

"Ama onları kesmeliyim."

Saçlarımdaki eli durdu, sonra yavaş yavaş hareket etmeye devam etti. "Neden?"

Belindeki kollarımı sıkılaştırdım, "Vücuduma aldığım vitaminlerin ve proteinlerin çoğu saçlarıma gidiyor ve hemen hasta oluyorum, Mamoru."

Gülümsediğini yanağıma değen kıkırtıdan anlamıştım. Ve kulağıma yaklaştı, "Bir şartla."

"Nedir o şart?"

Jimin kafasını kaldırdı, gözlerimin içine bakmaya. Hârelerini incelememe izin vermişti.

"Saçlarını bana vereceksin."