Bakışlarını üzerimden çekmeden beni incelemeye devam ediyordu. Gözlerimin etrafındaki kahverengi halkaları fark etmesi çok uzun sürmedi;
"Yine mi kâbus gördün? "
Omuz silktim. Kafamı, sekizgen mağaranın ortasında duran üç boyutlu küreye çevirdim. Kürede o sırada, Londra'daki Westminster Sarayı'nın muhteşem bir görüntüsü vardı. Kâbus kafamda hala çok canlıydı ve annem hakkında konuşmaya da henüz hazır değildim. Annemin depresyonu gittikçe kötüleşiyordu. Bunu düşündükçe kalbim sıkışıyordu. Kafamla küreyi işaret ettim.
" Kaç yılında? "
Zayn hassasiyet gösterip konuyu kapatmama izin verdi. Yanıma geldi,elinin tersini küreye doğru salladı.
" 1377... Bir sonraki görevin. Fakat seni bunun için çağırmadım. Lütfen otur Harry."
Zayn çok ciddi görünüyordu. Bu ses tonunu daha önce de duymuştum..
"Endişelenmeyi bırak! İyi haberlerim var."
Parmağını şaklatmasıyla karşımda ahşap, antika bir iskemle belirdi. Ne demek istediğini anladım.İskemleyi ters çevirip bacaklarımı açarak oturdum.Her zaman yaptığım gibi, kollarımu göğsümde kavuşturup beklemeye başladım. Zayn 'in antika eşyalara olan sevgisi beni hep şaşırtmıştır doğrusu.
Zayn, kafasını hafifçe yana eğerek bir süre beni izledi. Mavi saçlarını bir bağcıkla ensesinde toplamıştı. Bu haliyle gözlerinin eflatun rengi daha bir derinleşiyordu.
"Terfi ediyorsun. "
İskemleden ayağa fırlayıp havada zıplamaya başladım. Evet!.. Bu harika bir haberdi. Harikadan da öteydi. Koruyucu için çalışmak, kendimi bildim bileli her şeyim olmuştu benim. Çoğu zaman benim için bir ev, sığınıcağım bir liman gibiydi. Ölümlü evimde güvende olmadığımdan değil,sadece...orası biraz huzursuzluk doluydu. Her zaman ki gibi sıkıcı yerdi işte.
Zayn gülümsedi. Bir gün fark edilmeyi ne kadar çok isteğimi biliyordu. Kimse benim kadar çok çalışmıyordu bunun için. Koruyucuya canımı verirdim.
"Mahkeme Heyeti, çalışmalarından o kadar memnun ki, gelecek ay Atina 'da yapılacak olan törende sana tam üyelik verecek. "
Bu kelimelerin gerçekliğini idrak etmek hiç kolay olmadı. " Tam üyelik mi?"
Kafasını salladı. Verdiğim tepki hoşuna gitmiş, gülümsemeye devam ediyordu.
"Bekle biraz Harry. Bir şey daha var."
Başka ne olabilirdi ki...şeyin dışında. Zayn'e uzanıp omuzlarından tuttum. Aslında o sırada sıkı sıkı tutulmaya ihtiyacı olan bendim.
"Zayn, bana uçma gücünün mü verileceğini söylemek istiyorsun? "
Bir an için gözlerini kaçırdı. O anda anladım ki söyleyecekleri beni hayal kırıklığına uğratacaktı. Tekrar gözlerini bana çevirerek şefkatle konuşmaya başladı.
"Henüz kanatlarını alamayacaksın Harry. Sabırlı ol."
Fakat dün gece gördüğüm kabusta ve bu sabah annemin yaşadığı depresyondan sonra bu hayal kırıklığı, vadiden akan bir sel gibi içimi kapladı. Bir açıklamaya ihtiyacım olduğunu anlatmaya çalışırken ellerimi havada sallıyordum.
" Hadi ama Zayn! Çıraklığımı yıllar önce tamamladım. En az on yıldır da Koruyucu 'nun aktif bir üyesiyim. "
"Evet ama Çıraklığa başladığında yalnızca küçücük bir çocuktun."