13 Ocak 1998
•
"Efendim! Efendim! Buraya da bakar mısınız! Efendim! Bu kameraya da bakın lütfen!"
"Paparazzi bazen çileden çakabiliyor değil mi Nick?"
Nick bıkkınlığını belli edercesine nefesini dışarı vardı, maskesini ve gözlüğünü takarak önünde durduğu kapıdan geçti.
Önündeki kalabalık yüzünden yürümekte zorlanıyordu. Yanındaki korumalar hayranlarını ondan uzak tutmak için büyük bir uğraş içerisinde tekmeler savuruyor karşılarındaki eski tip üstü açık arabaya onu götürmeye çalışıyorlardı.
"Harry! Harry!" Menajerine seslenen Nick onun da bir kaç adım gerisinde olduğunu gördüğünde rahatlamıştı.
Yanındaki adamlardan birine geriye çekilmesi için komut verdi ve araba kapısından içeriye kendini attı.
Kafasındaki rugan şapkasını koltuğa bırakıp maskesini indirdi ve elini havaya, hayranlarına selam verircesine kaldırdı.
Kızlar çığlık atıyor, kocaman adamlar imza için bariyere dayanmış Nick'in fotoğraflarını ona doğru tutuyorlardı.
"Efendim! Dikkat edin!"
Nick başını çevirmeye yeltendiği anda gözleri sonsuz bir karanlıkla buluştu.-
"Evet, sayın seyirciler. Şu an Los Angeles hava limanındayız. Nick George kimliği bilinmeyen bir zanlı tarafından vuruldu, ambulans gelmiş bulunmakta. Şarkıcı Nick'in hayati risk taşıdığı doğrulandı."
"Evet, sayın seyirciler. Sosyal medyada konuşulan tek bir olay var. Konser çıkışı Nick George'un vurulmasının haberleri tüm dünyaya hızlıca yayıldı. Törenler yapılmaya başlandı. Dedikodularda duyulana göre güvenlik tedbirlerini geçen zanlının, sakladığı silahıyla Nick'i vurduğu söyleniyor."
"Nick'in bir koleksiyoner olduğunu biliyorduk. Tarihi eserlerin saklandığı bir binayı kendi evine çeviren Nick, kültür bakanlığı izniyle ilk katının müze olarak kullanıldığı bir koleksiyona sahipti. Ölümünden sonra bir kaç tanesinin kaçırıldığı 2009'daki büyük müze soygunundan sonra yazıtlar hâlâ bulunamadı. Bunun yanında arananlar listesinin başını çeken zanlılardan da hala iz yok."
"Sayın seyirciler, işte Nick'in korumasının ölüm yıldönümü için yaptığı röpörtaj."
"..Yazıtların üzerinde tarihlerin bulunduğunu hatırlıyorum, Nick onları teker teker incelerdi. Özel odasında onların üstlerindeki yazıları taklit eder, dil bilimci tanıdıklarından yardım isterdi. Şarkılarında da bu yazıtların geçmiş şaman topluluklarına atıflarda bulunduğuyla ilgili sözler bulunuyor. Kendisi açıklamıştı. Sevgililerine bunları anlatırdı..."