BİR KADININ YAŞAMINDAN 24 SAAT 10.BOLUM

266 18 1
                                    

Yavaş yavaş hikayenin sonuna geliyoruz. Oy vermeyi ve bu kitap hakkındaki düşüncelerinizi yoruma yazmayı unutmayın. Stefan Zweig in başka hangi kitaplarını istersiniz. Ya da başka kitapları yoruma yazmayı unutmayın. İstediğiniz kitapları buraya getirmeye çalışırım. :))

Bana yemin etmesine rağmen


gitmemişti, çılgın adam orada oturuyordu, ben


yüreğim umutsuzca çırpınarak onu ararken, o


evine gitmek için verdiğim parayı yeşil masaya


koymuş, tamamen kendini unutmuş bir halde


tüm tutkusuyla oynuyordu.


"İçimdeki dürtüyle ilerledim: Gözlerim


öfkeden çakmak çakmaktı, ateş gibi bir öfkeyle,


yeminini bozan, güvenimi sarsan, duygularımı


ve kendimi ona verişimi hiçe sayan bu adamın


gırtlağına sarılmak istiyordum. Fakat kendimi


tuttum. Bilhassa yavaş yavaş (benim için ne


kadar da güçtü) masaya yaklaştım, tam


karşısına geçtim, bir bey kibarca bana yer


verdi. İki metrelik yeşil bir bez vardı aramızda


ve ben balkondan sahnedeki oyuna bakar gibi,


daha bir saat öncesine kadar minnettarlıkla


parlayan, Tanrı'nın lütfettiği ışıkla aydınlanan,


şimdi ise tutkunun tüm cehennemlerinde


titreyip yok olan yüzüne bakışlarımı diktim.


Ellerine gelince; daha bugün öğleden sonra


kilise kürsüsüne yapışıp en kutsal yemini eden elleri kana susamış bir vampir gibi paranın


içine çullanmıştı. Çünkü kazanmıştı, çok ama


çok kazanmış olmalıydı: Önünde jeton, Louis


altınları ve banknotlardan bir yığın parlıyordu,


dağınık ve ilgisizce yığılmıştı, titreyen sinirli


parmakları keyifle aralarına dalıyor ve adeta


içinde yüzüyordu. Banknotları nasıl da


okşayarak katladığını, bozuklukları çevirdiğini


ve sevdiğini ve birdenbire bir hamleyle


avucunu doldurup karelerden birinin üzerine


koyduğunu görüyordum. Ve hemen burun


delikleri titremeye başlıyordu, krupiyenin


sesini duyduğunda açgözlülükle parıldayan


bakışlarını paraların üzerinden sıçrayan topun


üzerine kaydırıyor, dirsekleri yeşil çuhaya


çivilenmiş gibi görünürken sanki ruhu


bedeninden dışarıya fırlayacakmış gibi


oluyordu. Hırsı bir önceki akşamdan daha


korkunç, daha dehşet vericiydi, çünkü her


hareketi, yüreğimde safça yer verdiğim ve

Bir Kadının Yaşamından 24 SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin