1B="Başın Sağolsun Deniz..."

15 0 1
                                    

Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş,yanan gözlerimi zorla açtım ve nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım. Evdeydim... babamın yatağında...
Sonra o acı gerçek geldi aklıma.
5 gün önce babamın ölüm haberini almam...
Acı içinde kalbime milyonlarca küçük ve keskin bıçağın saplanma hissiyle bitkin ve ruhsuz bir şekilde yatakta doğruldum.
Babamın yatağının yanındaki küçük masanın üstünde olan çerçeveyi aldım ve elimi fotoğrafta gezdirdim...
Fotoğrafta ben 5 yaşındaydım ve babamın sırtına çıkmış dil çıkarmıştım.
Babam çok neşeli bir insandı... mükemmel bir babaydı... herşeyimdi...
Küçükken çok şımarık olduğum için babamı rahat bırakmazmışım ama babam bana kızmazmış hem benimle vakit geçirirmiş...
Ama annem,babam kadar sabırlı değildi sanırım...
Bizi ben 8 yaşındayken terketti... bir veda etmedi,sadece gitti ve ben 12 yıldır onun hakkında hiç bir şey bilmiyorum ve duymadım. Beni aramadı...
Babamla yaşarken bir anda babamın kalp krizi geçirdiğini ve kurtarılamadığını duydum...
5 gündür sadece 1 kere Halamın zoru ile yemek yedim. Saatlerce uyuyorum ve uyandığımda bunun bir kabus olmasını umarak uyanıyorum...
Ama hayır... bu yaşadığım acı gerçek olamayacak kadar gerçek...
"Deniz?"
Kapıyı hafif aralamış gözleri kıpkırmızı olmuş halam bana baktı ve hafifçe gülümsemeye çalıştı...
Yanıma gelip oturduğum yatağa tam yanıma oturdu. Ellerini saçlarıma götürdü ve okşadı...
"Uyanmışsın..."
Kafamı salladım. Halam 40 yaşındaydı ama 25 gibi gözüküyordu,çok güzel bir kadındı... sadece fiziksel olarak değil... annem gittiği zaman benimle çok ilgilenmişti. O zamanlar 26 yaşındaydı ve benim yaşıtım bir kızı vardı. Ama sonra Kızı ve Eşi ile birlikte İngiltere'ye taşındılar...
Şimdi buradaydı...
45 yaşındaki abisinin acı haberini almış ve hemen gelmişti...
"Aç mısın canım?"
"Hayır,"
"Bir şeyler yemen gerekiyor ama.."
"Aç değilim,miğdem almaz..."
Derin bir nefes verdi.
"Bunlar geçecek... sadece zaman..."
Acılı gözlerle ona döndüm.
"Geçmeyeceğini biliyorum bana yalan söyleyip beni teselli etmiyorsunuz..."
Üzgün ve bitkin gözleriyle gözlerime iyice baktı...
"Evet,özür dilerim..."
"Önemli değil....sadece..."
Kendimi tutamıyordum...
Gözlerim dolmuştu ve gözyaşlarım gözlerimi terk etmek üzereydi...ve kendimi bıraktım.
"Sadece... bana bunu yaptığına inanamıyorum!! Oda annem gibi! Beni birakıp gitti..."
Halam'ın gözleri dolmuştu ve güçlü kalmaya çalışıyordu...
Hüngür hüngür ağlayan beni çekti ve göğsüne bastırıp sarıldı...
"O bunların olmasını istemezdi Deniz.... o seni çok seviyordu hemde çok...hala seviyor çok seviyor..."

Başımı salladım ve halamın içine sokulmuş halimden çıkıp dik durdum ve gözlerimi sildim.

Kapıda duran birini fark edince oraya döndüm.
Bir kadın...
Kırmızı topuklu giymiş uzun boylu,kahverengi kısa saçlı ve siyah bir elbise giymiş mankene benzer bir kadın...
Gözlerim gözlerine takıldı.
Gözlerimin aynısı olan apaçık yeşil gözlerine...
Halama döndüm.
"Y-Yeşim?"
Annem...
Boğazını temizledi,duruşunu dikleşirdi ve sert bir sesle konuştu.
"Merhaba Melis."
Sonra bana döndü ve 2 adım yaklaştı.
Yüzünde bir duygu aradım.
Ne aradım?
Üzüntü?,Acı?,Özlem?,Mutsuzluk ya da ne bileyim bir Mutluluk hissi bile olabilir ama yok... yüzünde hiç bir şey yoktu...
"Başın sağolsun Deniz..."
Dedi...

SİYAH BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin