Güldüm...
Ayağa kalktım.
"Başım mı sağ olsun?"
Yutkundu.
"Başım sağ olsun ha? Hangisi için? Acı içinde ölen Merhametli ve hayatımda sahip olduğum tek şey olan babam içni mi yoksa yıllar önce beni terk edip gittiği gün içimde öldürdüğüm adını bile anmak istemediğim kadın için mi?"
Bir kez daha yutkundu.
"Ben buraya senin için geldim."
"Benim için mi? Üzgünüm Yeşim hanım ama annelik yapmak için 12 yıl yani 4.380 gün geç kaldınız."
"Bende bunu için geldim zaten."
"Ne?"
"Bundan sonra resmî olarak benim sorumluluğum altındasın. Yani bundan sonra benimle kalacaksın."
Büyük bir kahkaha attım.
"Bu günlerde beni güldürebilen tek insan oldun! Tebrikler!"
"Deniz."
Halama döndüm.
Gözlerini Annemden ayırmadan konuştu.
"Sakin ol,Yeşim seninle bir dışarıda konuşalım mı?"
Annem kafasını salladı ve son bir kez bana bakıp odadan halamla çıktılar.
Sinirle gülerek yatağıma oturdum.
Kadına bak ya beni yıllarca umursamıyorken şimdi yanıma geliyor...
Adi Kaltak!
Sinirle odamın için bir ileri bir geri yürüyüp duruyordum.
20 dakika sonra kapım çaldı.
"Kim o?"
"Benim..."
"Gel hala"
Halam içeri girince hemen nefes almadan konuşmaya başladım.
"O adi kadını yolladın değil mi hala?"
"Deniz,bir otur kızım..."
Yatağa oturdum ve halama baktım.
"Deniz... annenin gelme sebebi seni almak...çünkü onu Amcan aradı...bir süre birisi ile kalman gerek...İngiltere için sana izin alamadık ve şuan kalabileceğin bir yer yok biliyorsun...bu evi satıyordunuz zaten tamda..."
"Ne demek istiyorsun hala? Ne yani onunla mı kalacağım? İMKANSIZ!"
"Sadece biz İngiltere için uğraşana kadar tatlım..."
"Hayatta olmaz!!"
Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı.
"Baban da bunu isterdi Deniz..."
"Hala o kadın beni terk etti!"
"Sana onu affetmeni söylemiyorum...sadece bir süreliğine...lütfen...onunla muhattap olmak zorunda değilsin..."
"Ne kadar kalacağım?"
"Bilmiyorum...ama elimden geldiğince çabuk olacağım..."
"Of..."
"Ne zaman gideceğim?"
"1 Ay sonra... "
Başımı salladım...
Gitmemin bir tek sebebi vardı...
Oda babam...1 AY SONRA
Bavulumu son kez kontrol ederken kapı çaldı.
Kim olabilirdi?
Halam gil İngiltere'ye dün dönmüşlerdi...
"Kim o?"
"Benim,annen."
Derin bir nefes vererek sakin kalmaya çalıştım.
Kapıyı açtım,
Yine şık bir şekilde deri pantolon,asker yeşili bir bluz ve siyah topuklu ile karşımda duruyordu.
"Ne oldu?"
"Hazır mısın?"
"Evet,bavulumu kontrol ediyordum."
"Ona ihtiyacın yok. Eşya aldırdım."
"Benim giyinme tarzımı nereden bileceksin?"
"Gerçekten o 12 yıl içinde senden gerçekten o kadar uzak kaldığıma inandın mı?"
"Ne demek bu?"
"Sonra konuşacağız. Hadi."
İçeri girip bavulumu aldım ve otel kapısından çıktım.Siyah güzel arabanın önünde bizi bekleyen şoför hemen bavulumu aldı ve kapıyı bize açtı.
Ondan olduğunda uzak oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım.İzmir'den İstanbul'a gitmek için havaalanına gidiyorduk.
Küçükken annemin nereye gittiğini çok düşünmüştüm... ama İstanbul aklıma gelmemişti. Çünkü eskiden kalabalık yerleri sevmezdi... Babam ise tam zıttıydı. Kalabalık ortamlarda olup başka insanları tanışmayı çok severdi...
Uçaktayken uyumuştum ve yine o kabuslarla uyanmıştım.
"Deniz?! İyi misin?"
Endişe ile bana bakan kocaman yeşillerle karşılaşınca üzüldüm. Ne çok isterdim onun yerine babamın gözlerini görmeyi...
Başımı salladım.Saatler sonra yine siyah bir arabanın arkasında oturuyordum.
"Az kaldı."
Cevap vermeden denizi izlemeye devam ettim.
O an anneme döndüm,sonra elimde sımsıkı tutuğum telefonumu açıp kapak fotoğrafımdaki babama baktım.
Sonra sırt çantamdan çıkardığım bazen bir şey karaladığım (sonra da bloğumda paylaştığım) defterimi ve siyah tükenmezimi çıkarıp
yazmaya başladım...