Bruce
Gözlerimi açtığımda, kendi yatağımda olmadığımı fark ettim.'Neredeydim acaba ? ' Kendime gelmek için gözlerimi bir kaç kere kırptıktan sonra odaya göz gezdirdiğimde gözüme ilk çarpan, duvardaki tablo oldu. Üzerinde bir tür simge vardı. Beyaza siyah şeklinde. Bir çeşit kuş ve bir balığa benzer bir simgeydi. Birbirlerini takip ediyorlardı. Tıpkı Yin ve Yang gibi.Odada benim yattığımdan hariç 2 tane daha yatak vardı fakat kimse yatmıyordu.Aklıma dün gece Lexa'nın söylediği şey geldi. Bu oda, Yuris ve Okyanusa aitti. Biraz daha düşündükten sonra kafamda bir şey dank etti. Anneme haber vermemiştim. Nasıl buraya geldiğimi düşünürken içimi bir şey kapladı, midem burulmuştu ama açlıktan mı yoksa yaşadığım olaylardan dolayı mı, henüz emin olamadım.Hemen telefonumu çıkarttım. Rehberden annemi buldum ve arama butonuna yavaşça bastım. Çalıyor sesini duymayı çok istiyordum, özellikle annemin sesini ama bunun yerine tele sekreteri ile karşılaştım. 'Ben Diana,şuanda telefonu açamayacak kadar meşgulum.' Yine de annemin sesini duymak birazcık rahatlamamı sağladı.Derin bir nefes alıp ayağa kalktıktan sonra yatağı toparladım. Odaya bir kere daha göz gezdirmemin ardından koridora açılan kapıya yürüdüm. Ben kapıdan çıkarken yan odadan Terra' da çıktı. Kafasıyla selam verdikten sonra bir kaç şey söylemek için ağzını araladı.
Terra-- "Güzel bir uyku çekmişsindir umarım."
Bruce-- "Eh sanırım baya rahatladım. Özellikle dünkü olanlardan sonra " Terra'nın suratı bir anda ciddileşti.
Terra-- "Dün olanlar adına gerçekten üzgünüm. Marcella çok hızlı harekete geçti. Benimde hızlı olmam gerekiyordu." Onu onaylarcasına başımı hafifce aşağı yukarı salladım.
Bruce-- " Anlıyorum. Peki bugün sorularıma cevap verecek misin? " Bu kez kahkaha atmıştı.
Terra-- " Elbette önce güçlerini keşfetmemiz gerekiyor ama daha öncesinde birlikte Xera'nın yanına gidelim de Yuris ve Abisi Okyanus ne haldelermiş öğrenelim, olur mu ? " Kısa bir iç çekişimin ardından.
Bruce-- " Peki o halde gidelim. Yolu göster bakalım."
Koridorlar oldukça genişti ve düzenli bir şekilde çeşitli tablolar vardı. Ben tabloları hayranlıkla incelerken aklıma Terra'nın dövmesi geldi belki bu sefer yanıtlar diye içimden geçirirken soru verdim.
Bruce-- " Şey sormamda umarım sakınca yoktur. Fakat senin olayını merak ediyorum.Özellikle boynundaki o dövmeynin anlamını. Terra kısa bir kahkaha attıktan sonra nihayet cevaplamaya başlamıştı.
Terra-- " Bu bir dövme değil. Bir çeşit doğum lekesi denilebilir aslında. Ben doğduğum zaman Antik varlıklar tarafından kutsanmışım. Normalde bir mistik olarak doğman için Annenin ya da Babanın mistik olması gerekiyor fakat benim annem de babam da normal insanlar.Nedense Antik varlıklar tarafından seçilmişim Bazen düşündüğüm zaman kendimi özel hissetmeme neden oluyor." Terra'nın gözleri sulanmıştı. kafasını diğer tarafa çevirip parmakları ile gözünü bana çaktırmadan sildi ve konuşmaya devam etti. "Ama onlar hayatını beni korumak için feda ettiler. Bir çok insan beni 'cadı,iğrenç yaratık' tarzı hakaretlerle suçladı. Oysaki yaptığım hiç bir şey yoktu. Sadece doğayla iç içeydim onun sesini duyabiliyorum her canlıyı işitebiliyorum. Tabi Yuri gibi değil o hayvanlarla daha rahat anlaşabiliyor. Bense sadece onları hissedebiliyorum. Onların hislerini anlayabiliyorum. " Terra gözlerini tekrar sildikten sonra. "Neyse ben çok konuştum. Ee anlat bakalım senin hikayen nedir ? "
Terra'ya bir tebessüm attıktan sonra ben de bir kaç şey söylemek için ağzımı araladım.
Bruce-- " Benim bu tarz bir hikayem yok malesef tamamen normal bir hayatım oldu. Ama hayatımda farklı olan tek şey. Annemle birlikte sürekli şehir değiştirmemiz. Sanki... " Terra bir anda sözümü kesti.
Terra-- " Az önce, ' Mistik olmak için anne ya da babanın da mistik olması gerektiğini söyledim. E Antikler tarafından kutsanmadığına göre çünkü ben bir işaret görmüyorum sende. Annen ya da baban mistik olmalı " Terra çok heyecanlı bir şekilde söylemişti. Bense tam olarak anlamadım.
Bruce-- " Nasıl yani şuan benim annem bir mistik mi ? "
Terra-- " Ya da baban " Terra çok sevinçliydi.
Bruce-- " Şey babam. Babam ben 7 yaşındayken öldü. " Terra'nın gülüşü bir anda soldu.
Terra-- " Ben çok üzgünüm Bruce. Özür dilerim. "
Bruce-- "Önemli değil. Alıştım sayılır." dedikten sonra hafif gülümsedim. " Terra da tebessüm ettikten sonra tekrar konuştu ve eliyle koridorun sağındaki bir kapıyı işaret etti.Terra-- "Geldik sayılır hemen şuradaki kapı." Adımlarımızı hızlandırıp kapıya doğru ilerledik. Terra benim için kapıyı açtı ve önden gitmem için eliyle işaret yaptı. İçeriye girdiğim zaman karşım da 4 kişi vardı. İkisi ile dün tanıştım. Xera ve Kayn fakat diğer ikisi ile hiç karşılaşmamıştık. Sanırsam onlarda görevden yeni gelen Yuri ve abisi Okyanus olmalıydı. Hararetli şekilde, bir konu hakkında konuşuyorlardı. Terra bir anda yüksek sesle hepsine selam verdi.
Terra-- "Günaydın ve hoş geldiniz Titan kardeşler. Göreviniz nasıl geçti bakalım?"
Hepsi bir ağızdan günaydın dedi ardından tekrar tartıştıkları konuya geri döndüler fakat birinin gözleri benimkilerle buluştu. İçim ürpermişti. Sanırsam bana bakan Okyanustu. Saçları tarçın rengindeydi, boyu ise ensesine geliyordu. Gözleri koyu kahverengiydi. Bakışmalarımız biraz daha devam etti, daha sonra kaşlarını çattı ve gözleri Terra'ya kaydı. Bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu.Okyanus-- " Bakıyorum da kuralları çiğnemek adet haline gelmiş." Okyanus'un bakışları, Xera ve Terra arasında gidip geldi daha sonra benimkilerde kısa bir süre durduktan sonra Terraya dikti gözlerini.
Terra--" Hey benim görevim mistikleri tespit edip güvenli bir şekilde Akademiye getirmek. Burada kural çiğneyen varsa o da sensin hödük bey. Yenilere saygıyı ne ara unuttun" az önce Terra hödük mü demişti yoksa kulaklarım yanlış mı işitti gözlerimle ne oluyor diye Xera ya işaret yaptım. O da sıkıntı olmadığını belirten bir işaret yaptı bana. Okyanus mahcup bir yüz ifadesiyle boğazını temizledikten sonra yüzünü bana çevirdi ve
Okyanus-- " Buraya o kadar uzun zamandır Mistik gelmiyor ki özür dilerim fark etmedim aptallık ben de. Ben Okyanus Bu Akademinin Kaptanıyım " dedi ve sol elini uzattı. " Okyanus'a karşılık vermek için elimi uzattım fakat parmaklarımız değer değmez ikimiz de odanın iki farklı ucuna fırladık.
Burada bırakmam daha mantıklı yoksa dördüncü bölüme de burada devam edeceğim sanırsam :D o yüzden kusura bakmayın :P
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYSTICS - Son Halka
Science FictionSadece güçlüler ve şanslı olanlar hayatta kalmıştı.. O günün ardından 21 gün geçmişti. Tüm ailemi kaybettim,sadece bebekliğimden beri bana eşlik eden Tebears'ım kalmıştı. O bir oyuncak ayı.Babam 7 yaşına girdiğim zaman bana, onu doğum günümde hedi...