▪︎on iki▪︎

1.7K 94 121
                                    

Kapıyı çalmak için elimi havaya kaldırdığımda zaten açık olduğunu fark etmemle kapıyı açıp sakince içeri girdim. Etraf kapkaranlıktı ve hiç bir şey görmediğim için "Sinan ?" diye sesslendim teredütle ama karşılık olarak ses falan gelmemişti.

Elimle duvardaki ışık düğmesini ararken çarpıtığım sert bedenle korkak bir bağırış dökülürken dudaklarımdan ışık açılmış ve tüm odayı aydınlatmıştı.

Kalbimi tuttum "Sinan ne yapıyorsun ? Ödüm patladı."

"Buldum." dedi beni izlerken.

Korkum hala geçmemişti ve anlam verememiştim dediğine "Neyi Sinan ?"

"Ben fark ettim ki zaten bulmuş olduğum bir şeyin arkasından koşuyorum... "

"Sinan ben gerçekten seni anlamıyorum."

"Buldum dedim ya...buldum, geçer diye bekledim. Sana olan hisslerim geçer diye bekledim ama geçmedi."

Nefesim kesilmişti sanki öylece kalakaldım karşısında "Seni seviyorum Işık. Bunu söyleyeceğim ilk ve son insan sensin." onunda aynı benim gibi gözleri dolmuştu "Sigarayı bırakmamı istiyordun bırakırım...söz veriyorum...başka ne istiyorsan olur. " nefes nefes kalmıştı "Ben buldum işte bu anlamsız hayatta anlamı olan şeyi buldum meğersem yaşam sikik bir yapbozmuş ve eksik parçaları varmış."

Bana doğru bir adım attıktan sonra ellerini yanağıma koyup baş parmağının ucuyla göz yaşlarımı sildi "Sen benim eksik parçamaın Işık, ben senssiz yapamıyorum ve artık yapmakta istemiyorum." dudaklarıma doğru eğilip "Kaçma benden olur mu daha fazla ? Kaçtığına tuttun."

Sonrasında ise ikinci defa dudaklarımız birleşti. Bu sefer farklıydı canım yanmıyordu. Hatta yeniden hayata başlıyorum  bile diyebilirdim. Sanırım artık emindim. Aslında sevdiği biri olduğunu söylediğinde bir an ben miyim  demiştim ama kendimi bu düşünceye kaptırmak istememiştim. Çünkü eğer o kişi ben olmasaydım bir daha umut edemezdim.

Ellerimi havaya kaldırıp ensessine getirdim. Teni her zamankinin aksine alev gibi sıcaktı ve beni kendime getiren kokusu başımın dönmesine neden oluyordu çoğu zaman alkol ve sigara kokan birine göre şu an daha çok baharın ferahlığı gibiydi. Parmaklarıyla bellimi sıkıca sararken geri çekildi. Alını alnımda, nefesi nefesimdeydi "Şu an dursak iyi olur yoksa hakimiyetimi kaybedebilirim."

Gülümsedim "Kontrol sahibi olmanı isteyen kim ki ?" o an gözlerindeki parıltıyı görmüştüm ve bu bana yeterdi hatta artardı.

(Yazarınız araya girip küçük bir bilgilendirme yapıyor: burdan sonrası cinsellik içeriyor eğer aranızda rahatsız olacak olanlar varsa diye küçük bir not düşeyim dedim. Bittiğinde yazarım bitti diye, eğer sığır değilsem sjsjs. Bölüm sonunda görüşürüz canlar🥰🥰🤗)

Bana eğilip duvara yasladı beni ve  takrardan öptü beni. Dudaklarımız birbiri üzerinde kayarak ilerlerken bir elimle ensesini diğer elimle omuzunu tuttum Sinan ise ellerini sabit tutmayarak vücudumun her yerinde gezdirdi. Sanki vücudum bi hazine haritası Sinan ise hazine avcısıydı.

Elleri sonunda kalçamın aşağısında durduğunda beni havalandırdı ve odasına kadar kucağında taşıdı. Yatağın ucuna geldiğimizde beni indirdi anlık öpüşmemiz son bulsada bu birkaç saniye sürdü.

Parmaklarımla ensesindeki saçlarla oynamaya başladığımda hırlayarak baş parmağı alt dudağımı geri kalan parmakları yanklarımda duracak şekilde yüzümü avuçladı. Alt dudağımı aşağı çekerek diğerinden ayırdı sonra da ağzımın içine girerek dillerimizi buluşturdu.

Elleri ise giydiğim elbisenin etek kısmını, benim ellerim ise onun tişörtünün içini bulmuştu. Açıkta kalan bacaklarımla yetinmeyip elbiseyi belime kadar sıyrıldıktan sonra  durup bana baktı. Benim elim yanağındayken ona  bakıp gülümsedim. O böyle bakarken heyecanlanmamak elde değildi. Tanrı biliyor ya o bakışlarına nasıl aşık olduğumu.

Uzanıp dudaklarını öptüm bu masum öpücük bile nefesimin kesilmesi için yeterli olmuştu.

"Bekleyebiliriz." dedi fısıltıyla son kez emin olmak için.

"İstiyorum." dedim kararlıkla.

Bana bakmaya devam ederken elleri elbisemin fermuarını buldu ve aşağı inidirdi. Elbise bedenimi terk ederken bakışları vücudumu tanımak ister gibi süzüyordu.

Onu öptüğümde elleri çıplak belime gelip beni sardı ve o üste ben alta olacak şekilde yatağa yattık. Bir elli karnımdan yukarı çıkarken diğer elli bacağımı okşuyordu. O an ürperdiğim için durdum ama geri çekilmedim.

Gülümsedi dudakları dudaklarımdayken "Geçen dönem başı okul bahçesindeki yavru kedilere süt verirken izlemiştim seni, kimse önemsemezken sen onları hergün besledin." ne yapmaya çalıştığını anlamıştım beni rahatlatmaya çalışıyordu ve bu nereye varacak merak ediyordum "O zaman senin kimseye benzemediğini fark etmiştim."

Eli saçlarımda gezinirken tekrar gülümsedi "Bana ait olduğun için o kadar şanslı bir herifim ki..." gülümsemsi biraz kaybolur gibi oldu "Bir daha ağlama çünkü tek göz yaşın karşısında dünyanın en güçlü ordusu arkamda olsa dahi savaşamam."

"Söz veriyorum." dedikten sonra dudaklarımız tekrar buluşmuştu ve onun tişörtünü de aramızdan sıyırıp attık hemen ardından ise beceriksiz ellerim giydiği pantolonun düğmesine gitti açamadığımı fark edince kendi doğrulup çıkardı. Yukarda çıplak bedenimi seyrederken dudaklarıma gelecek olan öpücükler önce boynuma sonra ise sütyenimin açık bıraktığı tenimi öptü. Hemen sonra tekrar öpüşmeye başladık.

Elleri usulca tekrar bacağımı bulduğunda kıvırıp beline sardım. Parmaklarını kilodumu çıkaracak şekilde sardı ve aşağı çekti.

"Sanırım ölüyorum." dedim heyecan basan bir sessle.

"Sanırım doğuyorum." dedi benim aksime.

Gözlerime baktı ve son hamle için onay bekledi. Başımı aşağı yukarı salladığımda da ona bir cevap olmuştu. Kendini ilk bana itirdiği anda açık mavi gözlerimi acıyla sımsıkı yumdum. Bunu fark etmiş olacak ki ikinci girişinde daha ağırdı ve aslında acının bir kuruntu olduğunu fark ettim. Dudaklarımı yalayıp onu öperken bir kez daha kendini bana bastırdı. Bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha...

(Eğer üst bölümü okumadan gectiyseniz burdan devam aşkolarrr eğer okuduysanız alırım bir dal yorum bu köşeye jsjs)

Duygu ve şehvet denizinde yol almaya devam ederken bir anda durup yanıma uzandı ve kolunu bana sarıp yüzüme baktı. "Iyi misin ?"

Kafamı omuzuna koyup bakışlarımı ona çıkardım "Hiç olmadığım kadar hemde." ellerimle yanağını okşadım "Biliyor musun çok istedim bu anı."

Güldü "Bak bak daha ne itiraflar gelecek benim sarışınımdan."

Dudaklarımı sıkarak güldüm "Öyle değil seninle aynı duyguları paylaşmak..."

"Aynı yatağı paylaşma fikride senin hoşuna gitmiş gibi ama."

Göz devirip onun gibi gülerken "Biri olacaksa sen olmalıydın."  diye itirafta bulundum.

"Niye bu kadar geç kaldık ki ?"

"Korktuk çünkü Sinan."

"Seninle yaşadığım şu anlardan sonra korkuların ne kadar ucuz bir duygu olduğunu anladım." elinin tersiyle yanağımı okşadı "Seni seviyorum Işık."

"Bende seni seviyorum Sinan."

Önceden birbirini uzaktan sevmiş iki beden olsakta  şimdi iki yabancı beden değil iki eş ruhttuk ve sonsuza kadar birbirimize aittik...

Biraz erken atayım dedim çok fazla yorum geldiği için. Sınır:50 oy ve 50 yorum 🥰🥰

Bu arada oy verin yaa emek var emek 😌😌

~İKİ YABANCI~Sinan ve Işık TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin