▪︎on▪︎

1.3K 94 84
                                    

Sinan'dan

Acı.

Yıllar önce içime yerleşmiş ve benden kopmadan benimle büyüyen acımasız hissin adı buydu. Bedenimden daha çok ruhuma işlemiş acımasız dünyanın zalim hissi olan, çoğu zaman hissizmiş gibi görünmemi sağlayan ve belkide beni hissizleştiren his.

Taki ona kadar. O benim yaşayamadığım çocukluğumdan bir parça olmuştu. Benim yaşantım da tebessüm ettiğimden daha çok gülerdi çoğu zaman ve ben sadece onu izler anlam aradım bana hissettirdiği hisslere. Ona bakanca başka bir şey olurdu acı gibi ruhumu kemirmez aksine içimi umutla doldururdu.

"Neyin var lan senin her zamankinden daha boktan duruyorsun ?"

Bira şişesini kenara koyup gözlerimi avuşturdum "Yok bir şeyim, yorgunum sadece."

"Yalan diyorum..." dedi Eda içkisini bitirirken "...Yalan söylemiyorsun."

Çok içen ve az sarhoş olan birine göre bu gece az içmiş çok sarhoş olmuştu.

Osman "Neyiniz var yahu sizin ?" bakışları Edayla benim aramda gidip geldi "Ruhunuz kemirilmiş gibi."

Eda kahkaha attı "Hata yaptım...hep yapıyorum... "

Ayağa kalktım "Osman Edayı eve bırakırsın." cevabının geldiğini duysamda odaklanmadım ve evden çıktım.

Sokak labanbasının bile aydınlatmaya çekindiği hiçliğe çıkmasını beklediğim sokakta yürürken telefonumu çıkardım. Bilinmeyen numara hala engelini kaldırmamıştı.

Ona karşı  his falan beslemiyordum. Zaten kim olduğunu bilmediğim birini sevmem olanaksızdı ancak kendimi ona karşı sorumlu hissediyordum. Benim etkim-en azından isteyerek- olmamıştı fakat yinede beni seven birini reddetmiştim.

Reddedilmek diğer hisslerin yanında en yoğun olandı çünkü acıya dolaylı yoldan en kolay o ulaşırdı. Kendini eksik görmene yol açar bazen hiç olduğuna inadırırdı.

Tiz bir çığlıkla olduğum yerde durup omuz hizasından sessin yöne baktım. Karanlıkta bile  kestirebildiğim manzaradan sonra koşar adımlarla oraya gelip adamı ittirdim ve hemen ardından yumruğumu yanağına geçirdim.

Uzun süren  sert yumruklarımın ardından ayağa kalkıp arkamda kalan kıza döndüm.

"İyi misin ?"

Saadece yüzüme bakıyordu. Sanırım şok geçiriyordu. Sonra usulca yerde yatan adama bakmaya çalıştı ama o an elim denk geldi bakış açısına.

"Si-sinan...e-lin." refleks olarak elime baktıktan sonra omuzuna dokundum.

"Merak etme sorun yok."

Dudaklarını yaladıktan sonra bir kaç kez mavi gözlerindeki ıslaklık gitsin diye kırpıştırdı ve hemen ardından boynundaki fuları çıkartıp kanlı elime sardı.

"Ne işin var burda bu saatte senin ?"

Elimi yavaşça bırakıp bana baktı ve sanki suçluymuş gibi "Eda sana ihtiyacım var diyince..."

"Tamam gel hadi gidelim, hava soğuk."

Başıyla onayladı ve son kez adama bakıp benimle birlikte yürümeye başladı. "Teşekkür ederim."

Dişlerimi sıktım  "O hayvan ne istedi senden?"

"Bilmiyorum bir şeyler söyledi ama anlamadım."

Ona baktım o kadar masumdu ki bu acımasız dünyada nasıl ayakta kalmıştı çok merak ediyordum.

"İyisin ama dimi ?"

Başıyla onayladı "İyiyim."

"Sinan sana bir şey söylemem lazım."

"Işık sana bir şey söylemem lazım. "

Aynı anda söylediğimiz şeyden sonra birbirimize ısrar ettik ve en sonunda o pes etti "Şey diyecektim...verdiğim ders notları işe yaradı mı ?"

"Ders notu mu ?"

Kaşları havaya kalktı "Geçen gece istemiştin ya."

Gözlerimi kapayıp açtım "Evet doğru." sonra başımla onayladım "İşe yaradı bu arada sağol."

"Rica ederim." dedikten sonra "Sen de bir şey diyecektin sanki ?" diye sorunca tam bir cevap verecekken önümüzde beliren Kerem sinir soluyarak "Oğlum Eda nerde ?"

"İçerde." dedim onun aksine sakinlikle.

Bizden önce içeri girdiğinde Işıkla birbirimize bakıp şaşkınlıkla bizde eve girdik.  Girdiğimizde de Kerem ve Edanın hararetli kavgasını durdurmaya çalışan Osmani gördüm.

"Hayırdır niye kedi köpek gibi oldular yine ?"

"Bir bilsem." nefesini dışarı verdi ve "Arkadaşlar bir sakin olun."

"Siktir git bu evden!" diye bağırdı Eda Keremi itirirken ve Keremde onu tuttu.

"Gitmiyorum !"

"Gidiyorsun !"

"Gitmiyorum !"

"Gidi..." Kerem Edayı öpünce kelimesi yarım kalmıştı ve o an gözlerimizin önünde ikiside sakinleşti.

Bakışlarım Işığı bulmuştu sanki o öpüşüyormuş gibi utanmış ve başka tarafa bakıyordu.

Osman güldü "Tamam bunlar sevişe dursunlar bende eve doğru yol alayım."

Omzuma dokunup veda ettikten sonra evden çıkmıştı Işığa "Bizde terasa çıkalım. " diye teklifte bulunduğumda direkt kabul etti ve benden önce dışarı fırladı.

"Çok utangaçsın."

"Niye neden ki ?"

"Onlar öpüşüyor diye utandın."

"Utanmadım." dedi bakışları benden uzaklaşırken.

"Dediğin olsun."  dedikten sonra oturdum.

"Senin diyeceğin yarım kaldı."

Ona bakıp yutkundum "Unuttum önemli değil. "

"Evin çok güzel." dedi etrafa bakınırken "Kocaman ve eski."

Tebessümüm yüzünden silinirken emin olmak için "Ne dedin sen ?" diye sordum.

"Ne dedim...şey dedim: evin çok güzel."

"Ondan sonra."

Mavi gözlerini kıstı "Unuttum."

"Işık kocaman ve eski dedin!"  bir an sessim yüksek çıktığı için irkilmişti.

"Ne-ne var bunda ?"

Ayağa kalktım "Telefonunu ver !"

"Hayır!" diye yükselmeye çalıştı ama benim sessimin altında ezildi.

"Işık sendin !"

Yutkundu "Neyden bahsettiğini bilmiyorum ve ben gidiyorum Sinan." kalkacakken onu geri oturttum.

"Sendin değil mi ?"

Sıktığı gözlerini açtı "Ne önemi var Sinan !" sessi oldukça heybetli çıkmıştı "Sen başkasını severken ne önemi var ?"

Onu tuttan ellerim gevşedi o an morarmış göz altlarımla, ruhsuz gözlerle baktım çünkü içimi öldüren bu hissin etkileriydi gözlerim. Sessizliği seçtim ve benden gidişini izledim.

Umarım yeterince uzun olmuştur 🥰

Sınır: 50 oy ve 30 yorum 😘😘

~İKİ YABANCI~Sinan ve Işık TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin