Multimedia : Almina'nın ayakları :)))
Almina'nın ağzından:
Derin hala uyuyor. Uyandım ama kalkmak istemiyorum. Derin bana güven veriyor. Erkek kardeşim gibi olduğu için onun omzunda yatıyor olmak bana sadece huzur ve güven veriyor.
"Derin günaydın kalk hadi konuşmak istiyorum."
"Günaydın ne zaman uyandın sen?"
"Biraz önce."
Yatakta doğruldum. Derin hala uzanıyordu.
"Dinliyorum neler oldu?"
"Sanırım Ateş'i öldürdüm."
"Nasıl baştan anlat."
"Uyuyordum , bazı sesler duydum uyandım. Korktuğum için sesimi çıkartmadım. Sonra ağzıma tuttukları ilaçla bayıldım. Gözlerimi karanlık bir oda da açtım, içerden sesler geliyordu. Ellerim ayaklarım bağlıydı. Ağzım da bir bezle bağlıydı."
"Almina! Sana birşey yaptılar mı?"
"Hayır. Hiç birşey yapmadılar. Sonra Ateş bana kahvaltı getirmişti. Ellerimi çözdü. Yemem için ısrar etti. Tüm gücümle onu ittim. Düştü bir süre kalkmadı. Ayaklarımdaki ipleri çözdüm hemen. Ateş'e yaklaştım kafasını tuttum. Elime kan geldi. Korktum ve evden çıktım. Sonra ormanın içinde biriyle karşılaştım. Ona güvenmek zorundaydım. Sonra ilerde olan arabasına bindik ve merkeze geldik. Ona ormana gitmesini gerektiğini , ölmek üzere olan biri olduğunu söyledim. Cevap vermeden gitti. Şimdi de burdayım."
Derin'e gerçekleri anlatamazdım. Eğer Ateş ölmediyse, Derin onu bulup öldürürdü.
"Hemen polise haber verelim."
Derin telefonunu eline aldı. Hızla telefonu elinden çektip aldım.
"Lütfen Derin kimseye anlatma."
"Neden Almina saçmalama!"
"O ölmüş olabilir ve ben hapise girmek istemiyorum."
"Bilmiyorum. Ama sen kendini savundun hapise filan girmezsin."
"Ateş'ten haber alana kadar bekleyelim ve babamlara o zamana kadar gerçekleri anlatmayalım lütfen yalvarırım."
"Peki babanlara ne söyleyeceğiz?"
"Şımarıklık yaptığımı ve bi otelde kaldığımı söylesen?"
"Herşeye tamam ama babanlara da benim anlatmamı bekleme."
"Lütfenn Derin bu son söz."
Derin'e sarıldım. Ağlamaya başladım. Derin beni biraz itip başımı ellerinin arasına aldı. Sağ baş parmağıyla gözümden akan yaşı sildi ve alnımdan öptü.
"Peki babanla ben konuşurum."
Tekrar Derin'e sarıldım. Artık ağlamıyordum.
"Hadi kahvaltıya gidelim. Bu arada iyi ki varsın. Sen öz kardeşim gibisin."
Derin cevap vermedi. Gülümsedi ve yataktan kalktı.
Derin'in ağzından :
Aslında Almina'nın beni kardeşi gibi gördüğünü biliyordum. Ama duymak boğazımda bir düğüm bıraktı sanki. Onu ilk gördüğüm andan beri sevdim ama o bir kez olsun bana o gözle bakmadı. Bu düşünceler -eğer ölmediyse- Ateş'i öldürme isteğimi bastırıyordu. Onu bulmak suratına bi yumruk geçirmek istiyorum. Bu düşünceleri kafamdan uzaklaştırırken dikkatimi çatalıma bir türlü alamadığım zeytine vermiştim. Pazar günü olduğu için herkes evdeydi.