'Baba yeter! lütfen, vurma artık'
sonunda durmuştu, olduğu yerde geriye bir kaç adım atıp nefeslendi. Elindeki alkol şişesini hala sımsıkı tutuyordu yerden hızla kalkıp banyoya koştum ve midemde ne varsa kustum babamın karnıma attığı sayısız tekmeler son bulmuyordu ve ben çabaladıkça daha da diretecekti.
'Buraya gel Hana! işim bitmedi daha!'
sesi bir kaç dakika kesildi, olduğu yerde bir şeyler homurdandı, ne dediğini anlamıyordum aynadan yansıyan görüntüsünü izledim salonda öylece yeri izliyordu. son bir kaç ayda hızla çökmüştü resmen zapzayıf kalmıştı ve doğal olarak yaşlanıyordu. Kişisel olarak da çok değişti sanki 2 yıl önce eski babam öldü de ruhunu bir şeytana sattı. Babam hayatına asıl darbeyi 11 yıl önce annemin bizi terk ettiği gün almıştı. babam anneme deli gibi aşıktı fakat ilişkileri bir türlü yürümüyordu, annem gayet sıradan bir aileden geliyordu, babam ise varlıklı bir ailenin tek çocuğuydu. Babamın ailesi 'Böyle bir gelin, bu aileye kabul edilemez!' dedi annemi soylarına yakıştırmıyorlardı. Babam annemle mutlu olabilmenin tek yolunun kaçmak olduğunu düşündü. Anneannemin yaşadığı köye kaçtılar, hemen anneannemin evinin yanındaki küçük bir müstakil evde yaşamaya başladılar.
orda ben doğdum, babam artık ailesiyle ilişkilerini tamamıyla kesmişti ailesinden gelen tüm resmi emirlere, aramalara aldırış etmedi. tek istediği annemle birlikte olabilmekti. Köyde yaşarken para sıkıntıları yaşamaya başladığımız dönem. Annem, babam ve ben anneannemin evinde birlikte kalmaya karar verip evimizi sattık. Ben anneannemin yanında gayet mutluydum fakat annem memnuniyetsizliğini her defasında masaya yatırıp babamla tartışmalar başlatıyordu, bu tartışmaların büyük kavgalara döndüğü gün; Babamın, ailesi tarafından resmi olarak evlatlıktan ret yediğinin duyuruldu gündü. O büyük kavganın gecesinde annem evden kaçtı ve arkasında tek bir iz dahi bırakmadı.
Babam annemin gittiğini öğrendiğinde onu aramak için itibarını kullanmak istedi ama her şey için artık çok geçti babamın artık ne itibarı ne de bir ailesi vardı. Onun için artık sadece ben ve o kalmıştık, her şeyin zamanla alt üst olduğu dönemlerde babam 32 ve ben henüz 7 yaşındaydım anneannem bizimle ilgilendi. babama da bana da annelik etti.
Anneannemin, kızının böyle bir şey yapacağını biliyormuş gibi bir ifadesi vardı onun kaçışını durduramayacağını bilerek boyun eğmişti. Babam annemin gidişiyle yaşadığı şokun üzerini kendini akademik başarılara adayarak kapatmaya çalıştı. işe başladığında şehre taşındı ara sıra beni görmeye, köye gelirdi anneanneme de görünür giderdi.
Bu köy bana hep büyülü gelmiştir, köyün ortasındaki büyük ağaç sevenlerin sıkça uğradığı bir ağaçtı annem ve babamın o ağaca gitmedikleri için kavga ettiklerini zanneder ve her sabah oraya pikniğe gitmeyi teklif ederdim. Biz hep birlikteyken de bir aile olamamıştık, ayrıyken de.
'Baba... Yapma dışarda içtiğinde eve dönme'
Yüzümü yıkayıp havluya uzandım, aldığım her nefeste zorlanıyordum. Cevap vermedi, öylece sallana sallana hiç bir şey demeden dışarı çıktı.
Devam edecek...Umarım beğenirsiniz :) sizleri seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Schizophrenic | JJK
FanfictionAnnem o gün bizi terk ettiğinde, Babam yıkılmıştı. Benim ise o yaşta düşündüğüm tek şey köyümüzdeki ağaçtı... O ağaç bu köyde sevenlerin sıkça gittiği 'Kalplerin birleştiği kök' adı verilen ağaçtı. annem ve babam birlikte o ağaca hiç gitmedikleri iç...