pembe ve beyaz

2 0 0
                                    

"Günaydıın tatlım"
"Anne, ah saat kaç ?"
"Çoktan on iki oldu. Gece eve geç geldiğin için uyandırmak istemedim"
"Pekala sağ ol. Hatta hala biraz yorgunum"
"Notunu gördüğümden beri uyanman ve bunu sormak için bekliyorum"
"Neyi ne notu ?" Üzgünüm yaşananların üzerinden geçen ilk günden her şeyi hatırlayamadım. Sorun değil demeni istedim ancak bunu yapamazsın biliyorum ve yeniden üzgünüm sadece söylemem gerekiyor.
"Öncelikle üzerindekiler senin değildi siyah ve mavi. Koyu renkler pek senin tercihin olmaz normalde. Bir de Tuğra ne alaka onu anlayamadım"
"O muydu.. Annnem önemli bir şey değil o. Sadece bir arkadaşlar bir süre isimlerimizi değiştirmeye karar verdik ve sonra sadece isimlerle kalmayıp çıtayı yükselttik."
"Neee"

"Şaşırma sırası sende" yanağından bir öpücük kapıp yataktan kalktım. Üzerime hızlıca bulduğum en koyu renk(lacivert) şortu geçirip alt kata indim. Sanırım o da böyle yapıyordu. Gri giyindiğini düşünüyorum, sadece düşünüyorum. Sonraları gri yerine lila bir gömlekle evde gezindiğini görmeye tanıklık edeceğim o zamanlar aklımın ucundan geçmiyor.

Koltuktaki siyah atletimi zorda olsa diğer kıyafetler arasından buluyorum. Bir de beyaz ve gri çoraplar. Ve mavi ayakkabılarla garip kombinimi tamamlıyorum. Evden ayrılmadan önce cüzdanımı alıp hızla anneme sesleniyorum.
"Güzellik ben çıktım"
"Tamam bebeğim kendine dikka-" sözünün devamını bile duyamadan evden ayrılmış oluyorum.

Yüzümdeki sırıtma varlığını korurken gelmemi söylediği marketin önündeki direğe varıyorum ve o çoktan orada. Beyaz bir gömlek, açık mavi bir şort. Ve benim ayakkabılarım; pembe.
Adımla ona sesleniyorum (burada aklıma cmbyn geldi yazmaya devam mı etsem filmi yeniden mı izlesem kararsızım)

"Deniz geldim"
"Selam Tuğra" o da sırıtıyordu. Tanrım.
"Geldikten sonra gerisinin sende olduğunu söyledin. Şimdi buradayım."
"Evet aynen öyle söyledim ve öyle de yapıyoruz. Şimdii beni takip et"
Elimle asker selamı yaparak peşine takıldım.

Bir süre o önde ben arkada yürüdük. Ne kadar gri kadar etkileyici olmasa da açık mavi de eleman kesmek için etkileyici bir renkti. Evet ne diyordum. O önde ben arkada. Ani bir refleksle durduğunda az kalsın ona çarpıyordum. Ama şansına sadece biraz sürtüştük.
"Pardon dalmıştım"
"Sorun değil ve geldik. Tanıtayım annem ve babamın tanıştığı restoran bu Tuğra. Tuğra bu da annem ve babamın tanıştığı yer."
Beni böyle manevi değere sahip olduğu bir yere getirmesi içimdeki bir boşluğu doldurmuş olacak ki. Ona olan sevgim boyut atladı. Ama asla aşka dönüşmedi. Aşk kirlidir. Onun aşkı bitirdi bizi oradan biliyorum.

Kapıdaki adam hemen onun yanına gelip "Tuğra ve getirdiği ilk misafiri.. hoş geldiniz yeriniz istediğin gibi ayrıldı" diyerek eski yerine yeniden geçti. nE ? yer mi ayırtmıştı. Tanrım bu gün daha ne kadar güzelleşecekti.

"İçeri geçiyorum o halde. Gelmeyi düşünüyorsun değil mi ?"
Bir kez daha aynı bahaneye başvurdum "Kusura bakma dalmışım."

Gelecekten ekleme olan kısımların yazı türünü değiştirebilirim. Eğer sizi rahatsız ediyorsa¿ Ona göre el atıcam.
Öpüldünüzz.. Ama maskenin ardından:((

02:07Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin